Şehit cenazelerinin cami avlularını doldurmaya başladığı günlerde bu fersude dizeler hep tekrarlana gelir.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır
Son zamanlarda Erdoğan’ın attığı nutukların ayrılmaz bir parçası oldular.
Herhalde bu sözlerle şehit namzetlerini yüreklendireceğini ve şehit ailelerini teselli edeceğini sanıyor. Kan boşuna akmıyor, demek istiyor. Kan aktığı için bayrak bayraktır, gençler öldüğü için vatan vatandır.
Lakin bu ünlü dizelerin içinde bulunduğu şiir şehadeti yüceltmek için yazılmadı. Konusu da ölüm değil, diriliştir.
Şiiri, cumhuriyetin on beşinci yılı olan 1938’de, Mehmet Akif Ersoy’un yakın dostu Mithat Cemal Kuntay (1885-1956) yazdı.
Ve dincilerin hiç hazzetmediği o adama, Atatürk’e, adadı.
İşte bazı dizeleri:
Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı, Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.
Topraklaşan ellerde birer meşale yansın. Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.
Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden, Kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden,
Canlansın ışık selleri olsun da o damla Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.
Kim der ki en son rakamlar da delirsin. On beş asır on beş yılın eb’adına girsin.
Dünyaları bir fert evet oynattı yerinden, Sarsıldı demirler evet azmin demirinden.
Mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli: Lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli,
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Osmanlı sultanlarına yazılan methiyeler gibi abartılı ve kötü olan bu tür şiirleri yazmak da, okumak da bir zamanlar, çok modaydı. Bazıları Kurtuluş Savaşı, Atatürk için methiye idi. Çoğu savaşı romantikleştiriyor, vatan için ölmeyi övüyordu.
Savaş çıktı mı, dini, cinsi ulu, sinesi, özü ateş ile dolu olan “Türk evladı evde durmaz gider(di).”
Vatan “toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındı.”
Vatan İleri atılıp sellercesine Göğsünden vurulup tam ercesine, Bir gül bahçesine girercesine Bu kara toprağa girenlerindi.
Bu tür şiirler hep geride kalanlar, sellercesine ileri atılma yaşını çoktan arkada bırakmış olan erkekler yazdı. (Kadınların bu tür şiir yazmayacağını söylemeye gerek var mı?) Cephedekiler savaşın ne kadar korkunç olduğunu bilirler ve böyle sığ, saçma şiirler yazmazlar.
*
Bir türlü vatan için yaşamaya terfi edemedi bu millet. Ve AKP ve MHP gibi partiler, ve Erdoğan ve Bahçeli gibi liderler oldukça da edemeyecek.
Nedeni basit. Düşmanı kovmak için verilen savaşa Anadolu’da yaşayan herkes katılmış, ama cumhuriyet çoğunlukta olan Sünni Türklerin olmuştu. Alevilerin inancı inanç değildi. Kürtler Kürt değil, dağ Türküydü.
Zamanla bu katılık yumuşadı ama eşitlik kurulamadı; tepedekiler tepede, aşağıdakiler aşağıda kaldı.
1923’ten sonra akan bütün şehit kanları bir ırk ve mezhebin hakimiyetini sürdürmek için aktı.
Vatan için savaşmak ve ölmek bitmek bilmiyor.
Ve kimse sormuyor. Usta! Bayrakları bayrak yapan kansa... Ve toprak eğer uğrunda ölen varsa vatansa... Ne kadar kan? Ne kadar ölü?