Koalisyon güçleri beklendiği gibi IŞİD'e karşı ortak saldırıyı başlattı. Koalisyon vuracak ve sonunda ortalık güllük gülistan olacak ve Ortadoğu'nun sorunları çözülmüş olacak!
IŞİD korku salarak herkesin boyun eğmesini sağlamaya çalışan gözü dönmüş bir örgüt. Koalisyon güçleri bu örgütü daha da büyümeden imha etmek istiyorlar ama bu bir hastayı hastalığı nedeniyle dövmeye benziyor bu girişim. Ortadoğu coğrafyası önemli sosyolojik hastalıklarla malül. İslam'ın yeni bir anlayışla yorumlanmaması sonucu hakim olan geleneklerin din diye algılandığı bir ortamda sorunlara çare üretmek son derece zorlaşmış halde. Farklı dini ve etnik yapılar yıllardır demokrasinin hiç olmadığı totaliter yönetimler altında "ötekisinin hakkı" kavramına iyice yabancılaşmış durumda ve oluşan boşluk başıbozukluk, hastalık üretiyor.
Totaliter yönetimlerin otoritesinin birden azalması sonucu görüntüde İslami bir vitrini olan ama çapulculuktan başka birşey yapmayanların hakimiyet kurması çok garip değil. Gücü eline geçiren herhangi bir grubun rakip gördüğüne her türlü kötülüğü mübah görmesi bu coğrafyada beklenir bir durum maalesef. IŞİD benzeri oluşumlar zaten demokrasi yoksunluğu, kargaşa ve silah ortamlarının ürettiği yapılar, bu tür oluşumların kaynağını anlamadan yapılacak radikal yaklaşımlar, operasyonlar ateşe benzin dökmekten başka bir anlam taşımayacaktır.
IŞİD'in ortaya çıkması sadece İslam dünyasının sorunundan değil, Batı'nın da büyük suçu var. İslam dünyasındaki sorunlara çifte standartçı bir şekilde yaklaşan Batı, Ortadoğu halklarında derin bir güvensizlik oluşmasına yol açtı ve terörist yaklaşımlar Müslümanların zihninde mübahlaştı.
Ezidilerin, Kobane'deki Kürtlerin yaşadığı büyük dram bizi yanlış yerlerde çözüm aramaya itmemeli. ABD ve diğer koalisyon güçlerinin sadece kendi menfaatlerinin peşinde koşan emperyalist devletler olduğunu bilmeyenimiz yok. Oluşan canavarı radikal yöntemlerle giderme çalışmaları yeni Frankeştaynlar üretir. Yapılması gereken İslam dünyasındaki düşünce insanlarının bir araya gelip ortak çözümler üretmesidir. Sivil yapılar ve aydınlar devletlerin böyle bir girişimde bulunmayacağını bilip bir an önce bir araya gelmeli ve somut çözümler sunmalıdır.
Kürtler şu anda yaşadıkları büyük trajedi dolayısıyla " denize düşen yılana sarılır" diyerek koalisyonun saldırısına sıcak bakabiliyor. Ancak bu durum, zamanla IŞİD'in sempati kazanmasıyla sonuçlanabilir. Bölgede kalıcı olan Kürtlerin, Arapların diğerine karşı ABD ile yaptığı ittifak daha büyük sorunlara yol açabilir.
"O halde Suriye kendi kaderine mi teslim edilsin" diye sorulabilir. "Kürtler bu büyük perişanlığı yaşamaya devam mı etsinler, kadın, çocuk, yaşlı Kürtlerin yürüyerek bin türlü zorluk ve perişanlıkla Türkiye'ye göç görüntüleri devam mı etsin" diye sorulabilir. Ancak tüm itirazlar yine içimizdeki sorunların dış müdahalelerle kalıcı olarak çözülemeyeceği gerçeğini değiştirmiyor.
İslam dünyası kökleşmiş kronik sorunlarına geçici çözümler aradığı müddetçe bataklıkta battıkça daha da çok çırpınan ama gittikçe iyice çaresiz bir gömülüşe uğrayan insanın durumundan farklı olamaz. Sorunu genel bir sorun olarak görmedikçe islah olmayacağız. Araplar, Türkler, Kürtler, Sünniler, Şiiler sadece kendilerine odaklanır ve büyük resmi göremezlerse hiç birisi kurtulamayacaktır.