Bu sabah, bir kütüphanede saatlerimi geçirirken zamanın bana kaldığını algıladım. Yetiştirilecek işlerin, yazılacak yazıların ve hatta yazılacak bir tez konusunda zamanın dayattığı baskının hafiflediğini fark edince bir an rahatladım. Yine de kısa bir zamanım vardı, biliyorum. Ama günün halleri, o kütüphanenin içine sızmıyordu. Bilgiyle beslenme duygusu ise benzersizdi.
Parçalı zaman
Dünya uzun zamandır başka bir düzlemde akıyor. Zamanımız uzun zamandır parçalı akıyor. Bir günün içine sığan olayların ve haberlerin çokluğu, insan algısını da köreltiyor, paramparça ediyor. Haberler akıp geçerken, bir kuyumcu titizliğiyle işlenen haberin niteliği de değişiyor. Yerine yeni haberleri geliyor, bir haberin bir diğerinin öncülü, bir diğerinin de onun ardılı olduğu fark edilmeden çoklukla haberin değeri günün içinde kaybolup gidiyor.
Zeynep Atikkan ve Aslı Tunç, “Blogdan Al Haberi” kitabında genç neslin değişen hız ve zaman algısından giriyorlar söze. “Gençler basılı gazete okumaz olmuşlardı. Oysa gelişmelerden bal gibi de haberdardılar; üstelik her konu hakkında keskin yargıları vardı ve hepsi yaşları gereği ılımlı olmaktan çok uzaktılar. Ülkede bir avuç kalmış iyi muhabir ve gazeteciyi tanımak yerine bir çırpıda popüler köşe yazarlarının adlarını sayıyorlardı. Gazete onlar için haber değil köşe yazarları demekti.”
Yeni neslin bilgiden çok yoruma ihtiyaç duyması başka problemleri de beraberinde getiriyor. Öncelikli olan okunan haberin altında ne yattığını anlamaya çalışmadan taraf olmak. Taraf olmanın getirdiği yorum kirliliği, yorum kirliliğinin getirdiği düşünsel kaos. Gündelik yorumların, bilgiden öte, pozisyon korumaya yönelik olması Türkiye’de bir dönem hastalığı olsa gerek. Pozisyonu korumak gücü elde tutmak demek. Bu gücün kaybolması bireyin de hükümsüz kalması anlamına gelir.
Haber önemlidir. Bir haberin arkasında yatan bilgi önemlidir. Bilginin hangi kaynaktan çıktığı, nasıl bir akış sistemiyle okuyucuyla buluştuğu, önemlidir. Bunların bilinmediği sürece, vasıfsız yorumlara ve zaman zaman komplo teorilerinin hükümranlığına mahkûm kalırız.
Sonsuz bilgi akışında, belirli siyasi savaşların arasında gerçeği bilemeden mahkum kalmak ise dünya kadar Türkiye’nin de bir gerçeği. Saf ve gerçek habere ulaşım imkânsızlığının bu parçalı zamanın dünya gerçeği olması gibi.
Not: Benzersiz haber içeriğini, T24 yeni tasarımıyla harmanlamış. Ne de güzel olmuş!