Man Adası gündemimize ışık hızıyla girdi, çabucak hasıraltı edilmez umarım.
Bir zamanlar bir reklamla Papua Yeni Gine’yi tanımıştık. Şimdi Man Adası’nı duymayan kalmamıştır herhalde.
Kemal Kılıçdaroğlu yeni belgelerle muhalefete ivme kazandırıyor doğrusu. Demirtaş’ın boşluğunu tam anlamıyla dolduramasa da, son aylarda canla başla mücadele etmesi takdire şayan.
AKP’liler Kemal Kılıçdaroğlu’nun yalan söylediğini, istifa etmesi gerektiğini öne süredursun, muhalifler dışında kaç kişi ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyerek kuşku duymaya başlayacak acaba?
Çünkü Atatürkçülük propagandasıyla yeni bir kitleyi bünyesine katmaya çalışan AKP’nin karşısında, her ne kadar güçlü iddialarla dolu dizgin meydan okusa da, hiçbir AKP’liyi yolundan döndüremeyen bir muhalefet var ne yazık ki.
Çünkü AKP, ilke ve değer partisi değil, tek adam partisi. Recep Tayyip Erdoğan ne derse doğrudur, ne yapsa yeridir diyenlerin partisi.
Öyle bir heykel var ki karşımızda, ne kadar sarssak da yerle yeksan olmuyor. Bir an evvel kırılması gereken kör bir algı varsa, işte budur. İğneyle kuyu kazmak pahasına hakikatleri örten maskeyi düşürmek gerekir. Zaten her taşın altından yeni yeni iddialar ve ipuçları çıkıyor. Ama hiçbir Akp’li partisine toz kondurmuyor. Aklın ve muhakemenin yerini sorgusuz sualsiz tapınma almış durumda.
1 Ağustos 2011’de Man Adası’nda kurulan şirkete ait belgeler, yönetim kurulu toplantılarının tutanakları, Man Adası ile yapılan “Vergi Konularında Bilgi Paylaşımı Anlaşması” nın TBMM’de beş yıl boyunca sümen altı edilmesi.
Hiç mi şüphe duymuyorsunuz ey yüzde elli bir?
Hiç mi ‘Acaba?’ demiyorsunuz? Ya bu iddialar doğruysa?
Man Adası enteresan bir yer. İrlanda denizinde yer alan, özerk statüde bir devlet. Burada yaşayanların zenginliği dillere destan. İngiliz değil, Nordik kökenli halkının İngilizlere nazaran daha misafirperver ve sıcakkanlı olduğu rivayet ediliyor. Ayrıca o kadar güvenli bir yermiş ki, insanlar evlerinin ve arabalarının kapısını kilitlemezlermiş. Hız sınırı olmadığı için sürat yarışları yapılıyor burada her sene. Dünyanın en eski parlementosu da burada. Hava geç kararıyor, erkenden aydınlanıyor. Adeta cennetten bir köşe.
1932’den beri kullandıkları resmi bayraklarındaki üç bacak sembolüne ilk defa 1300’lü yıllara ait bir kalıntıda denk gelinmiş, o dönemde yaşamış bir krala ait olduğuna inanılan bir kılıcın üzerinde bu sembol varmış. 17. yüzyıldaki paraların üzerinde de bu sembole rastlanmış.
Recep Tayyip Erdoğan ‘Avrupa’da kuruşum varsa istifa ederim,’ demişti. Kuruşu değil, milyarları olduğu için mi istifa etmeyecek acaba? İnkâr gibi kalen olsun, demişler sonuçta.
Belgelerin sahte olup olmadığının uzman ve bilirkişi tarafından ispatlanması epey zaman alır, maalesef doğru ve tarafsız bir değerlendirme yapılıp yapılmayacağına dair güvence yok.
Recep Tayyip Erdoğan Al Jazeera’dan Jamal Elshayyal’e 2014’te verdiği röportajda malum ayakkabı kutusu hadisesiyle ilgili ‘art niyetlerle hazırlanmış bir senaryoyla karşı karşıyayız’ demişti. Ve şöyle devam etmişti: “Biz yola çıkarken bir şey söyledik. 3 Y ile bizim mücadelemiz olacak. Bunun bir tanesi yolsuzluktur, bir tanesi yasaklardır, bir tanesi de yoksulluktur.
AKP döneminde 3 Y’nin de ayyuka çıktığını söylüyor oysa veriler. Yolsuzluk tavan yaptı, OHAL’le birlikte yasaklar arttı. Türkiye İşçi Sendikaları’nın açıklamasına göre, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 5 bin lirayı aşmış durumda. Yani iki kişilik bir ailenin aylık geliri 2.500 TRY ise yoksul kabul ediliyor.
Yani Ahmet Kaya’nın dediği gibi nerden baksanız tutarsızlık, nerden baksanız…
Man Adası’nın kedileri kuyruksuz oluyormuş. Daha doğrusu, mutasyon sebebiyle kuyruğu çıkmayan kedileri buraya gönderiyorlarmış.
Birilerinin de kuyruğu fena kısıldı kapana gibi, kopması yakındır!
@NarDoğu