Sokağa çıkamadan tüm gün sayım memurunu beklediğimiz nüfus sayımlarını benim yaşımdakiler çok iyi hatırlar. Her beş yılda bir pazar günü belirlenir ve o gün sokağa çıkma yasağı ilan edilirdi. Gün boyunca komşulardaki duruma bakılır ve ha geldi ha gelecek diye sohbetler olurdu annemle babam arasında. Annem çay ve yanında da ikramlığı -çoğu zaman kek- hazır eder, kapı çalındığında babam açar, yine o zamanların Anayasasında geçtiği haliyle "aile reisi" ciddiyeti ile memuru eve kabul ederdi. Bir kişi miydiler yoksa iki mi bir türlü hatırlayamadım. Ama masanın başına oturan babamın sorulara tek tek yanıt verdiğini hatırlıyorum. Bu arada annem çay ve keki getirir, bir bardak su da unutulmazdı.
Devletin memuru o zamanlar değerliydi; görevine saygı duyulur, bir konuk gibi ağırlanırdı.
Bir toplumda yaşayan insanların sayısını, nüfus özelliklerini bilmek çok önemli. Her türlü planlama için böyle bir bilgiye gereksinimiz var. Zaten ilk sayımlar da bu gereksinimden ortaya çıkmış.
Dünyada ilk nüfus sayımının M.Ö. 3800'lerde Babilliler tarafından yapıldığı biliniyor. İnsanlar yanında, çiftlik hayvanları da sayılıyor, bununla da kalmayıp tereyağı, bal, süt, yün ve sebze miktarları da kayıt altına alınıyordu.
Romalılar devletlerinin kurumsal yapısı içinde nüfus sayımına çok önem veriyorlardı. İmparator Augustus tarafından yapılan bir nüfus sayımı Luka İncilinde de geçer. Hazreti Meryem'in bu sayım için Betlehem'e (Beytüllahim) döndüğü ve İsa Peygamber'i burada doğurduğu biliniyor. İstanbul'daki Kariye Kilisesinde ya da yeni adlandırılan haliyle Kariye Camiinde duvar mozaiklerinden biri bu ânı anlatır.
Nüfus sayımı anlamında kullanılan "census" sözcüğünün kökeni de Roma'ya dayanıyor. Latince "censere" kelimesinden gelen "nüfus sayımı" kelimesi, "değer biçmek" anlamına geliyor.
Bu değer biçmek olayı önemli. Nüfus sayımı sırasında o toplumda öncelik vermeniz gerekenlerle ilgili birçok veriye ulaşabiliyorsunuz.
Nüfus sayımları ayrıca değerli olduğu düşünülenlerin sayımı ile başlamış hep. Örneğin ülkemizde ilk kez, asker olabilecek erkekler sayılmış II. Mahmut döneminde.
15 Şubat 2022 Salı günü dünyanın bir ucunda çok değerli bir nüfusun sayımı sona erdi.
Büyük Bariyer Resifi'nin bu yılki nüfus sayımı gerçekleşti.
Büyük Bariyer Resifi, Avustralya'nın kuzeydoğu kıyısında olağanüstü çeşitlilik ve güzelliğe sahip bir bölge. 400 tür mercan, 1.500 balık türü ve 4.000 tür yumuşakça ile dünyanın en büyük mercan kayalığı koleksiyonunu içerir. Ayrıca, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türlerin yaşadığı bir yaşam alanıdır. Bu büyük değeri nedeni ile 344 bin kilometrekare alana sahip, uzaydan çıplak gözle görülebilen Büyük Bariyer Resifi, 1981 yılından beri UNESCO Dünya Mirasları listesindeki haklı yerini alır.
Bu dünya kıymetlisi, 2016-2020 yılları arasında alışılmadık derecede yüksek okyanus sıcaklıklarının neden olduğu 'mercan ağarması'na maruz kalarak önemli ölçüde zarar gördü. Ağarma, mercanın üçte ikisine zarar verdi.
Bilim insanları, bu olumsuz etkisinin önüne geçilemezse, 2050 yılına kadar mercanların yüzde 90'ının yok olabileceği konusunda uyardılar. Bu uyarıyı yaparken resifin izlenmesinin çok önemli olduğunu da açıkladılar. Bunun üzerine birçok üniversite, sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesi ile önemli bir girişim oluştu. 2020 yılında Büyük Resif Nüfus Sayımı başlatıldı.
İşte bu ayın ortasında turistik dalış teknelerinden süper yatlara, balıkçı teknelerinden enstitülerin araştırma botlarına uzanan bir çeşitlilikteki rengarenk bir filo görevini tamamladı. Bir hafta boyunca bu filo Resife dalacak bilim insanları ve gönüllüleri taşıdı. Bu kapsamda bir bilim insanı sade vatandaş işbirliği örneği ikinci kez yaşanıyordu. 2020 yılında gerçekleştirilen ilk Büyük Resif Nüfus Sayımında 150'ten 14.000 fotoğraf elde edilmişti. Oysa, 2022 Şubat'ında onlarca kişi en zorlu yerlere şnorkelleri ile daldılar; 315 resifte 40.000 fotoğraf çektiler. Şimdi bu görüntüler, dünyanın dört bir yanındaki bilim adamlarının analize yardımcı olması için çevrimiçi olarak yayınlanacak.
2.300 km uzunluğunda ve 3.000'den fazla küçük resiften oluşan Büyük Bariyer Resifi'nin çok küçük bir bölümü düzenli olarak araştırılıyormuş. Oysa, iyileşmeye yardımcı olabilmek için resiflerin hasarını keşfetmek gerekiyor. "Bu alanları bulabilirseniz, o alanlara dikkat etmeyi deneyebilir ve öncelik verebilirsiniz", diyor girişimin başındaki bilim insanları.
Büyük Resif Nüfus Sayımı fikri beni çok etkiledi.
Burada çalışan grupların çeşitliliği de.
Elbette koordinasyonda konunun uzmanları var. Ancak bu büyük işi gerçekleştirilebilmeleri için onlarla çalışan, binlerce saatini bu işe ayıran, emek veren, yerli topluluklar, çevreci gruplar, Resifin Kadınları olarak anılan sivil yapılar bulunuyor.
Youtube videolarından bazılarını seyrettim hafta içinde.
Covid döneminde başka bir bulaşıcı durumla karşı karşıya kalmışlar anladım.
İyiliği bulaştırmışlardı birbirlerine.
Her birinde büyük bir iyiliğe, güzelliğe ait olduklarını hissetmiş insanların mutluluğunu gördüm.
Resifin Kadınları'ndan biri olmayı çok isterdim.
Ama yine de onlardan bulaşan bir şey oldu:
Umut.