New York-Londra-Roma ŞEHİR TELLALI |
Bizim kuşağımızda hep bizim coğrafyayı aynalayıp durdu Güney Amerika. Sömürüsü, sefaleti, iki de bir müdahale eden orduları, sıra sıra diktatörleri, bitip tükenmeyen terörü, uyuşturucusu, silah kaçakçılığı, devletlerini derin kökleriyle besleyen hayattan büyük tabirine uygun dev yolsuzluklarıyla.
Peru’ya hiç gitmedim. New York’ta sohbetleri, sık sık oraya giden yakınların seyahat anıları süsler. Hele hele senin Peru’nun ünlü İnka tepesi Machu Picchu’ya gidişin sırasında başından geçenler. Hiç unutamadığımız maceralarından biridir. Bir araya geldikçe neredeyse aramızda bir anlatı yarışmasına dönüşen türden. Yaşanırken hepimizin dudaklarını uçuklatan, şimdi kahkahayla hatırlattığımız seyahatlerinden. Sadece pasaport, cüzdan, çanta değil, ayağındaki pabuç dahil, herşeyin çalındıktan sonra tam tabiriyle yalınayak başı kabak, üzerinde tek bir şort kalmış halde, güneşin kavurduğu dağlar, vadilerden çoğu yaya, arasıra otostopla perişan bitap geri dönüşün...
Şimdi senin o maceran sayesinde öğrendiklerimle okuyorum Peru devlet başkanı 69 yaşındaki Alan Garcia’nın intihar haberini. Peru’da son otuz yılın hikayesini özetleyen trajedi ne kadar dünyanın hikayesini özetleyen bir trajedi gibi okunuyor.
Ki bu, Odebrecht adlı Brezilya İnşaat şirketinin iş yaptıkları bütün ülkelerde, inşa ettikleri yollar, köprüler, barajlar, metrolar, alışveriş merkezleri, anıtlar ve binalar için Cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar ve diğer devlet görevlilerine 800 milyon dolar rüşvet dağıttığını kabul etmesiyle birlikte 2000’li yılları toza dumana boğan, dünyanın dört bir köşesinde yaşanan ürün patlaması ve altyapı tesislerindeki inşaatın ani sivrilişinde hakikatin nihayet tertemiz gözönüne çıkışıyla ilgili global bir trajedi.
Garcia, Peru’da hem büyüyen ekonominin hem de çöken ekonominin mimarı. Bir zamanlar Peru’nun JFK’si (Kennedy’si) umudu iken sonu tarihe Odebrecht kurbanı lakabıyla yazılan adam.
İki kez Cumhurbaşkanı seçildiği halde 2006 yılına dek siyasi hayatının büyük bölümünü sürgünde geçiren Garcia, Lima doğumlu. İki evliliğinden bir de evlilik dışı ilişkisinden toplam altı çocuk babası. Peru’da sol milliyetçi hareketin içinden. Katolik üniversitesinde hukuk okuyarak yetişen bir politikacı. Peru’nun milli gelirinin yüzde 10’unundan fazlasını dış borca asla yatırmayacağı sözüyle emperyalizme başkaldırarak popüler olan Garcia, 1987’de ülkenin bankacılık sektörünü millileştirme girişiminde bulunduktan sonra, gerilla direniş hareketi Sendero Luminoso (Aydınlık Yol) ile başetmesi için orduyu iş başına getirip, yüzlerce siyasi tutukluyu toplu halde katleden devlet güvenlik güçlerinin işlediği bu insanlık suçunun da sorumlusu. 1987’de Garcia’nın ilk Cumhurbaşkanlığı dönemi sonunda Peru’da enflasyon %7000. Peru halkının bankalardaki bütün mevduatı erimiş, global ekonomi faturayı katlanmış olarak halktan çıkarmış bile. Garcia, birdenbire Peru tarihinin en az sevilen liderlerinden biri. Üstelik yerini 1992’de Meclisi ve yargıyı tümden feseden darbenin mimarı diktatör Alberto Fujimori’ye veren biri. İsmi öldürülecekler listesinde olduğu için Colombia’yaya sığınmak durumda kalan bir zavallı artık. Daha sonra Sorbonne’da sosyoloji okuyarak geçirdiği bir sürgün hayatı var Paris’te. 2000’de Fujimori’nin devrilmesinden sonra Peru’ya dönüş. 2006’da bu sefer yabancı yatırımı destekleyen, Peru’da madencilik sektöründe ve ekonomide bir patlamaya zemin hazırlayan platformuyla yeniden seçiliş ve yeni bir zirve. Bu dönemde karı büyük alt yapı kontratlarını kazanmak isteyen Brezilya inşaat şirketi Odebrecht’den, özellikle Lima’da 1 numaralı metro hattının yapımı sırasında 29 milyon dolar rüşvet aldığı ortaya çıkacak sonunda. Bu dönemin sembollerinden biri olacak, Odebrecht’in Lima kıyısında inşa ettiği dev İsa heykeli, halk arasındaki ismi “Odebrecht İsa’sı” bir utanç beldesi. Bir de yüzlerce uyuşturucu kaçakçısını serbest bırakan af yasası var.
Bu sefer Odebrecht’in bizzat itirafı, ve yolsuzluk soruşturması, önce geçtiğimiz yıl Uruguay büyükelçiliğine sığınarak yeni bir iltica talebinin reddedilmesi üzerine sonunu getirdi Garcia’nın. 17 Nisan’da, evine tutuklama kararını getiren polisleri nezaketle karşıladıktan sonra. Avukatını aramak için polislerden izin isteyip üst kata odasına çıktı ve bir zamanlar ordunun ona hediye ettiği silahı kullanarak kendini öldürdü.
Brezilya’nın en zengin adamı, 50 yaşındaki Marcelo Odebrecht, şirketin dağıttığı rüşvetler nedeniyle 10 yıl hapis cezası, 2 milyar dolar para cezası ödemeyi kabul etti. Odebrecht davası, Brezilya’nın 73 yaşındaki eski Cumhurbaşkanı Lula da Silva’nın 12 yıllık hapis cezasını ve 78 yaşındaki eski Cumhurbaşkanı Michel Temer’in tutuklanmasını getirdi. Odebrecht, bir başka Brezilya cumhurbaşkanının da, Dilma Rousseff ‘inde, 2014 Cumhurbaşkanlığı kampanyasına yasadışı para yatırdığını öne sürdü. O konuda dava halen sürüyor. Ama 2000’li yıllarda Peru Cumhurbaşkanları arasında rüşvete bulaşmayan yok. 80 yaşındaki Pedro Pablo Kuczynski rüşvet skandalı ile bağlantıları nedeniyle geçen yıl istifa etti. 56 yaşındaki Ollanda Humala bir kaç hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. 73 yaşındaki Alejandro Toledo Odebrecht’ten 20 milyon dolar aldığı iddiası üzerine Amerika Birleşik Devletlerine sığındı. Garcia’nın intiharından sonra aileye başsağlığı mesajı gönderen 56 yaşındaki Cumhurbaşkanı Vizcarra’nın şahsen kısmen sahibi olduğu şirket de geçen yıl açılan soruşturmanın konusu.
Odebrecht’in iş yaptığı diğer ülkelerin başında Ekvador var. Ekvador’da Cumhurbaşkanı yardımcısına altı yıl hapis cezasına çarptırılmasının akabinde soruşturma sürüyor. Colombia’da soruşturmayı yürüten savcının, Odebrecht şirketlerinden birine danışmanlık yaptığı ortaya çıkınca protesto gösterileri oldu.
Brezilya’da 1979’da iş yapmaya başlayan Odebrecht’in projeleri arasında , Pasifik okyanusu ile Amazon’u birleştiren toplam 4.5 milyar dolarlık yolun ve Lima’daki elektrikli tren ve Peru’nun kuzey kıyısında çölün 1.9 milyar dolar tutarındaki sulama projesiyle çilek ve sarmaşık ihracatı da var.
Garcia’nın intiharı o nedenle Brezilya’da dev boyutlarıyla dünyanın karşısına çıkan global büyük trajedinin sembolü gibi geliyor bana. Sadece bir devlet başkanının intiharı değil sanki dünyanın toplu intiharı gibi.