New York-Londra-Roma ŞEHİR TELLALI |
Kafiye ile pek iyi geçinen bir şair değil Konstantin Kavafis. Kafiyeyi genellikle alaylı ses niyetine uygular hecelerini saydığı mısralar. İstanbulu, doğduğu şehir İskenderiye onu terkettikten sonra memleketi ilan edip, dönüp dolaşıp yine İskenderiye’de ölmeye karar vermesinden olsa gerek.
Yine de yüksek sesle okunası şiiri “Barbarları Beklerken”:
-Toplanmış ne bekliyoruz böyle pazar yerinde?
Barbarlar varacaklar buraya bugün.
-Neden tek bir toplantı yok Senato’da?
Yasayla değilse neyle meşgul Senatörler?
Çünkü Barbarlar varacaklar buraya bugün.
Senatörler ne yasası hazırlasın ki?
Yasaları uygulamaya gelmez ki Barbarlar.
-İmparatorumuz niçin erkenden kalktı,
ve oturdu en yüce kapısında şehrin
tahtına, resmi kılıkta, taktı tacını başına?
Çünkü barbarlar varacaklar buraya bugün
İmparatorumuz bekliyor kabul için
Onların başını. Hem de hazırlamış
Ona vereceği fermanı. Üstünde
Sıralamış yığınla ünvan, isim
-Niçin bizim iki konsülle rahibimiz gelmişler
Bugün kırmızılar, işlemeli togalar içinde
Neden takınmışlar yakut bileziklerle
Pırıltılı yüsükleri, parlak zümrütleri?
Niçin ellerinde bugün değerli asaları
Altın gümüş kakmalı?
Çünkü Barbarlar varacaklar buraya bugün
Gözlerini kamaştırır böyle şeyler onların
-Niçin her zamanki ipe sapa gelmez nutukla
Sebeb gösterip, yasadan bahsetmiyorlar?
Çünkü Barbarlar varacaklar buraya bugün
Zerafet ve nezaketten sıkılırlar
-Niçin başladı bu endişe, evham
Ve şaşkınlık? (Ciddileşti yüzleri insanların)
Niçin hızla boşalıyor yollar, meydanlar
Bütün herkes dönüyor evine mutlulukla?
Çünkü akşam oldu Barbarlar gelmedi.
Kimi vardı sınırdan
Dediler ki Barbarlar yokmuş orada.
Ve şimdi ne yapacağız Barbarsız
Bu insanlar bir nevi çözümdü.”
Not: Çeviriyi düzeltme, iyileştirme önerileri olan Yunanca’ya aşina okurlardan destek ümüdiyle.