Çin'in Covid - 19 - 19'u ele alışı bir otokrasi reklamına dönmüştü. Bu ülkede hükümet, siyasi sistemi sayesinde hayat kurtardığını, yoksul ülkelere aşı gönderebildiğini ve dünyanın koruyucu ekipman tedarikçisi durumuna geldiğini iddia etmeye başlamıştı. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 2021'in başlarında Pekin'deki Merkez Parti Okulu'nda "Bu salgının dünya çapında farklı liderlikler ve [siyasi] sistemler tarafından nasıl ele alındığına bakılırsa, kimin daha iyi performans gösterdiği açıkça görülebilir" demişti.
Ancak Covid - 19 - 19 artık Çin'de ölülerin yakıldıkları krematoryumlarda sıra beklenmesine, depolarda ilaç kalmamasına vb. yol açmaktadır. Önümüzdeki altı ayda bu hastalıktan 2 milyon insanın ölebileceği tahmin edilmektedir.
Bu salgında Çin'de olup bitenleri ve bize yansımalarını incelemek yararlı sonuçlar sağlayabilir.
Çin hükümetinin Covid - 19 - 19 ile ilgili, sansürü bol, saydamlığı eksik tutumu ilk salgından bu yana dikkat çekmişti.
N. Rajalakshimi, 7 Aralık 2022'de Slate dergisindeki yazısında Çin'in Covid - 19 konusunda karşılaştığı sorunları irdeliyordu. Bu ülkede etkisizleştirilmiş virus içerıen aşılar 2021'in ortalarında Çin'de acil kullanım için onaylanmışlardı Bir süre sonra CoronaVac'ın yüzde 51 ve Sinopharm'ın yüzde 79 oranlarında etkili olduğu bildirildi. Çin aşılarının etkileri, Pfizer ve Moderna mRNA aşılarının yüzde 90 olan etkilerinden önemli ölçüde daha düşüktü. Yazara göre Çin, aşılamayı hızlandırmaktan fazlasını yapabilir, daha etkili aşılar kullanabilirdi.
Etkisizleştirilmiş virüsle hazırlanan aşılar, üretimlerinde formalin gibi kimyasallar kullanıldığından yüksek kalitede antikor salgılaması sağlayamamaktadır. Bu nedenle bu aşılar "geniş bir bağışıklık tepkisi oluşturamamaktadır. mRNA aşıları ise daha güçlü bir T hücresi bağışıklığı sağlamaktadır. (T hücresi bağışıklığı önemlidir, çünkü uzun sürebilmektedir.)
21 Aralık 2020'de Alman ilaç firması BioNTech ile ABD'li ilaç firması Pfizer'in işbirliği ile geliştirdikleri mRNA esaslı aşının Avrupa Birliği'nde şartlı kullanımı onaylandı. Türkiye'nin komşularının çoğu Pfizer-BioNTech veya Oxford-AstraZeneca gibi Avrupa ve Amerika markalarını tercih etmişti. Bunlara rağmen Türkiye, Çin'den CoronaVac'ı satın alan ilk ülkeler arasında yer aldı ve bu aşı Türkiye'de gönüllüler üzerinde denenmeye başladı.
O sıralarda Sinovac aşısı AB sağlık yetkilileri tarafından onaylanmadığından, Türk vatandaşlarının gelecekte Avrupa ülkelerini ziyaret ederken engellerle karşılaşabileceğinden endişe duyuluyordu.
Sağlık Bakanımız Türkiye'nin neden Batı'da geliştirilmiş mRNA tekniği ile değil de etkisizleştirilmiş virüslü Çin aşısını tercih ettiğini 2 Aralık 2020'de soran Hürriyet muhabirine, ülkeye değil üretme yöntemine odaklanmanın gerektiğini, bu yöntemle geliştirilen aşıların uzun vadede test edilmiş olduğunu, yan tesirlerinin bulunmadığını söylemişti.
"Peki neden dünya bu yönteme yönelmedi?" diye sorulduğunda da Bakan, "Çünkü bu yöntem zor ve çok pahalı bir yöntemdir. İnaktif aşılar, kolay üretilebilir aşılar değildir, maliyeti çok yüksektir. O nedenle diğer yöntem daha fazla tercih edilen yöntemdirler" demişti.
Bu iddiaya rağmen aşının etkinliğine ilişkin yayınlanan tutarsız yüzdeler, Brezilya'nın bu aşı konusunda açıkladığı yüzde 50.4 rakamı, "Çin aşısı" konusundaki iyimserliğe son verdi.
25 Aralık 2020'de iki şirket, Türkiye'ye 30 milyon doz Pfizer-BioNTech aşısı sağlamak için yapılan ilk anlaşmayı duyurdu.
Bu sırada Çin'den de aşı ve salgın konusunda kuşku uyandıran bilgiler gelmeye başladı: Aralık 2020'de Associated Press tarafından elde edilen üç sayfalık sızdırılmış bir bildiri "Genel Sekreter Xi Jinping'in salgını önleme ve kontrol talimatlarından" bahsediyor ve onay almadan "doğrulanmamış yanlış bilgi" yayınlayan ve "ciddi olumsuz sosyal etkilere" neden olanların cezalandırılacağı belirtiyordu
Çin'in, Sinovac'ın üretim sorunları nedeniyle kararlaştırılan miktarda aşıyı teslim edemeyeceğini bildirdiği 2021 baharında Pfizer-BioNTech gibi alternatifleri ithal etmek etmek zorunda kalındı.
Bu ara Erciyes Üniversitesi'nde etkisizleştirilmiş virüs esaslı yerli bir aşının geliştirildiği duyuruldu. Turcovac adı verilen bu aşı isteyenlere uygulanmaya başladı.
2020'nin ilk yarısında, "sıfır Covid - 19" stratejisiyle Çin, salgını kontrol altına alma çabalarında diğer birçok ülkeyi geride bırakmış gibi görünüyordu. Oysa iki yıl sonra, Covid - 19 dünyanın büyük bir kısmı için artık kritik bir sorun olmaktan çıktığında, nüfusu toplu bağışıklık kazanmamış olan Çin'deki pandemi giderek önemli sorunlara yol açmaya başladı. Bu ülkede hastalığın halka uygulanan izolasyon (tecrit) yöntemleriyle kontrol edilmeye çalışılması tedarik zincirlerini bozarak küresel ekonomik sistemi istikrarsızlaştırdı.
17 Aralık 2022'de A. Kohli, Time'da yayımlanan bir yazısında Çin'deki yetersiz sağlık sistemlerinin, yaşlılar arasındaki düşük aşılama oranlarının ve etkisiz aşıların, çok sayıda ölüme yol açacak Covid - 19 - 19 dalgalarıyla karşılaşılmasına neden olabileceğini yazdı.
Çin'de pandeminin yaklaşık üç yıl önce başlamasından bu yana en katı Covid - 19 sınırlama önlemlerinden bazıları alınmış ancak 2022'nin Kasım ayında Başkan Xi Jinping'in Covid - 19 politikasına karşı gelişen yaygın bir protesto dalgasının ardından kısıtlamaları hafifletmeye başlamış olduğu bilinmektedir.
Öyleyse bu bilgilere dayanarak soralım:
1. Türkiye, neden önce bilim ve sağlık sistemleri konusunda gelişmiş bunca ülkenin seçtiği mRNA aşılarını değil de etkisizleştirilmiş virüslü Çin'in aşısını tercih etti?
2. Çin aşısı neden yanlış bilgiler gerekçe gösterilerek savunuldu?
3. Bakan'a danışmanlarınca verilen bilgiler mi yanlıştı yoksa Çin devletinin konuyu ülkesinde ve dünyada nasıl güdümlediği konularında Dışişleri Bakanlığından vb. yeterli bilgi edinilmeden mi yola devam edildi?
4. Turcovac olarak adlandırılan yerli aşı uluslararası standartlarda hangi değerlendirilmeler ve yayınlar yapıldıktan sonra vatandaşlar aşılanmaya başlandı?
5. Çok daha etkin mRNA aşıları dururken aşı merkezlerine gelen vatandaşlara neden Çin aşısı mı, Turcovac mı yoksa batı aşısı mı diye soruldu. Vatandaşlarımızın bu soruyu, kendilerine aşılar konusunda yeterli ve doğru bilgi aktarılmadan isabetli bir şekilde cevaplandırabilecekleri mi sanıldı?
6. Artık Turcovac'tan bahsedilmiyor. Turcovac'a ne oldu?
Yarın, obür gün karşılaşacağımız salgınlarda felaketleri önlemenin, çok sayıda vatandaşımızı yitirmemenin yolu bu sorulara doğru cevaplar verilmesine bağlıdır.