Tüm derbederliğine, cehaletine, komplekslerine rağmen Trump‘ın siyaset alanında manevralar yapma becerisi hayli yüksek. Beklenmedik hamlelerle karşısındakileri ters köşeye yatırabiliyor ve bir şekilde “gerçek-sonrası” dünyada yalanlarla, aldatmacalarla olan gücünü korumayı başarıyor
Dünyanın neresinden bakarsanız bakın ABD’de devletin önemli bir bölümünün bütçe geçmediği için kapatılmasını, siyasetçilerin arasındaki anlaşmazlık nedeniyle 800 bin federal devlet memurunun maaş alamamasını, vatandaşın ihtiyaç duyduğu hizmetleri alamamasını anlamak mümkün değildir. İlk kez gerçekleşmeyen bu durum Trump döneminde tam da ona uygun şekilde geçmiştekinden farklı bir niteliğe de büründü. Amerikan Başkanı, istediği yerine gelmediği takdirde başında bulunduğu devletin aylarca hatta yıllarca kapalı kalmasının söz konusu olabileceğini söyledi.
Başkan’ın istediğiyse bütçeden Meksika-ABD sınırına örülmesini istediği duvar için 5 milyar dolarlık ödenek çıkarılmasıydı. Bütçeye karar veren yasama organının iradesini kabul etmediği için de devletin kapanmasını göze aldı. Önümüzdeki dönemde de bir uzlaşmaya yanaşacağına dair bir emare yok. Daha şimdiden devletin kapalı kalmasının maliyeti istediği ödeneğin miktarını geçti. Duvarın kaça mal olacağı konusu da ayrıca tartışma konusu. 21 ile 70 milyar dolar arası bir maliyet ve yılda en az 150 milyon dolarlık bir bakım masrafı öngörülüyor.
Trump’ın bu krizi tırmandırma niyetinde olduğu açık. Demokratların kontrol ettiği Temsilciler Meclisi’nden böyle bir ödeneğin çıkması çok zor. Ne var ki kriz uzadıkça kamuoyu Trump’ın özellikle sosyal medyadaki şovları nedeniyle kimi sorumlu tutacağı hakkında pozisyon değiştiriyor. Başkan’ın bilerek ve isteyerek yarattığı bu durumun sorumluluğu Demokrat Parti’ye yüklenirken, Trump dünyanın gerçekleriyle bağı hayli zayıf en azgın destekçilerinin sadakatini koruyor.
Şu anda da onun açısından tabanındaki en radikal unsurların ve Rupert Murdoch’un sahibi olduğu Fox News kanalının desteğini korumaktan daha önemli bir hedef yok.
Tüm derbederliğine, cehaletine, komplekslerine rağmen Trump ‘ın siyaset alanında manevralar yapma becerisi hayli yüksek. Beklenmedik hamlelerle karşısındakileri ters köşeye yatırabiliyor ve bir şekilde “gerçek-sonrası” dünyada yalanlarla, aldatmacalarla olan gücünü korumayı başarıyor. Buna, giderek otoriterleşen ve muhaliflerini gayrı meşru ve hatta yasadışı yöntemlerle baskı altında tutmaya çalışan Cumhuriyetçi Parti liderliğinin, taban korkusuyla, Trump’a tamamen teslim olması eklendiğinde Başkan savaşını sürdürebiliyor.
Trump’ın savaşı, etrafında giderek daralan özel savcı soruşturmasının bulgular çemberinden kurtulmak. Yakın çalışma arkadaşları, avukatı inanılması güç suçları itiraf ettiler. Aile şirketinin Rusya ile ilişkilerinde, seçim kampanyası sırasında Rusya’nın kamuoyu yönlendirme becerilerinden yararlanma konularında Trump’ın kendisini değilse bile ailesini suçlamayı mümkün kılabilecek veriler toplanıyor. Özel savcı Mueller raporunu hazırlayıp sunduğunda Trump tabanına bir siyasi komployla karşı karşıya olduğunu söylemek üzere hazırlıklarını yapıyor. Duvar nedeniyle yarattığı bütçe krizi de bu hazırlığın bir parçası
Kural tanımayan, New York emlak piyasasında pek çok kirli ilişkinin içinde yetişmiş ve yer almış, cahil, yalancı, kindar ve ahlaki/etik kaygıları bulunmayan bir lider olarak Trump Kongre seçimlerinde Demokratların kazandığı başarıdan da korkuyor. Bu nedenle ortalığı hallaç pamuğu gibi atarak, sürekli yalan söyleyerek Demokratların dengesini de bozmaya çalışacaktır.
Son olarak çok böbürlendiği ekonomik büyüme hikayesinde de cuma günü açıklanan 312 bin yeni istihdam rakamına rağmen sona gelindiği anlaşılıyor. Nobel ödüllü iktisatçı Joe Stiglitz’in rakamlarına göre çalışan sınıfların haklarını koruyacağım diye seçilip 13 milyon vatandaşı sağlık sigortasından mahrum bırakan, en zengin yüzde 1’in çıkarlarına en uygun ve kamu maliyesini daha da perişan edecek bir vergi yasasını geçiren Trump’ın ekonomiye şırıngaladığı dopingin etkisi geçmek üzere. Vergi yasası nedeniyle 2018’de bütçe açığının 1 trilyon dolar olması bekleniyor.
Duvar’da simgesini bulan göçmen karşıtı politikaların da etkisiyle Amerikan şirketleri eskisi gibi kolayca başka ülkelerde yetişmiş beyin gücünden faydalanamıyorlar. Zira bunlara çalışma vizesi verilmiyor.
Bunların ötesinde Trump’ın iktidarda kalma, yeniden seçilme stratejisi artan şiddetle ülkedeki kutuplaşmayı körüklemek, gruplar arasındaki nefreti artırmak, şiddeti meşrulaştırmak olacak gibi gözüküyor.
Bu durumun Amerikan dış politikasına yansımalarına da daha sonraki yazılarda bakacağım.