ATİNA
Herkese iyi bayramlar. Sağlık ve mutluluklar dileklerimle başlamak istediğim bu haftaki yazımı, bir hafta boyunca kaldığım Kythnos adasından Atina'ya dönüşümde yazıyorum.
Telefonum kapalı, radyo, tv, gazete ve sosyal medya haberlerini "yok hükmünde" saydığım bir hafta boyunca deniz ve tabiatla baş başa kalmanın mutluluğu içindeydim.
Kythnos adası, Atina yakınlarındaki Lavriyon limanından tam iki saat mesafede bulunan Siklat takım adalarının Kea adasından sonraki ilk ada konumunda. Kythnos'tan sonra peş peşe birer saat ara ile Serifos, Sifnos ve Milos adalarına gidilebiliyor.
Diğer üç adayı çokça ziyaret ettiğim için hiç gitmediğim ve adı pek de anılmayan Kythnos adasına gitmeyi tercih ettim.
17'den fazla sahillerindeki pırıl pırıl denizi ile iki ana yerleşim merkezi olan Kythnos adası gerçekten ziyaret edilmeye değer, kafa dinlenecek bir ada.
Kış aylarında boşalan, yaz aylarında dolan tipik bir Ege adası olan Kythnos'ta da son iki yılda pandemiden nasibini aldığı için fiyatlar epey yükselmiş. Geceliği 60-70 Euro'luk odalar 100 Euro'nun üzerine çıkmış. Plajlardaki şemsiyeli iki şezlongun fiyatı 10 Euro'lardan 25 Euro'lara çıkmış. Kahve fiyatları 2.5 Euro'dan 3.5 hatta, 4.5 Euro'ya fırlamış. Yani kısacası geçtiğimiz iki yılın zararı bir celsede çıkarılmaya başlanmış.
Mykonos ya da Santorini gibi "lüks" kategorideki adalardaki fiyatları düşünmek bile istemiyorum.
Adalara günlük seferler düzenleyen ve hınca hınç dolan feribot fiyatlarında da en azından yüzde 30 gibi zamlar yapılmış. Gerekçe "Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaş." Ama Türk kıyıları karşısında bulunan ve Türk turistlerin ziyaret ettiği Midilli, Sakız, Samos gibi adalardaki fiyatların Siklat adalarına oranla daha "makul düzeyde seyrettiği" bilgisini aldım.
Kythnos'a hareket etmeden önce bir lokantada karşılaştığım Yunan turizm Bakanı Vassilis Kikilyas, Türk turistlerin adalara gelmesinin halkların birbirini daha iyi tanıması açısından da oldukça önemli olduğunu söyledi.
Aynı şekilde Yunan turistlerin de bu yıl İstanbul'un dışında kalan Ege kıyılarına da rağbet ettiğini okuyorum.
Atina'ya dönmemle birlikte haberlere göz attığımda her şeyin "yerli yerinde" olduğunu gördüm. Yani aynı tas aynı hamam. Türk ve Yunan yayın organlarında ilk haber "hayat pahalılığının nereye varacağı" ile ilgili kaygılar.
Özellikle Yunan medyasında Türk - Yunan ilişkileri hep gündemde. Yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yunanistan'la ilgili "pek de iyi olmadığı" olarak algılanan sözleri anında yayınlanıyor.
Bu arada Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis'in Avrupa Parlamentosunda yine Türkiye'yi hedef alan konuşmasından sonra Yunan makamlarının göçmenleri "geri itme" yöntemleri için yediği "zılgıt" Türk medyasında işlenmiş.
Yunan sahil güvenlik makamları ise bu suçlamalara karşı "Biz göçmen botlarını görür görmez Türk sahil güvenliğini arıyoruz ve gelin bunları alın diyoruz" açıklamasını yapıyor.
Medya her iki ülke de "Erken seçim olur mu?" senaryoları üzerine fikir yürütüyor. 2023'te hem Türkiye'de hem Yunanistan'da yapılması beklenen seçimlerin "daha erken bir tarihe" yani bu yılın sonuna kadar yapılıp yapılmayacağı; yapılırsa kimin önde kimin kimin arkasında olduğunu gösteren anketler birbirini izliyor.
Benim tavsiyem, bu bayram tatilinde siz siz olun haber bültenlerini izlemeyin, kendi cebinize göre harcamalar yapın ve tatilin, tabiatın tadını çıkarmaya bakın. Çok büyük sürprizler olmadıkça tatil dönüşünde göreceksiniz ki, her şey yerli yerinde olacak. Aynı tas aynı hamam olacak. Hiç bir şey kaçırmış olmazsınız, merak etmeyin. Sevdiklerinize zaman ayırmanız ve şehir içinde veya dışında çok güzel bir tatil geçirmeniz dileklerimle.
Tekrar iyi bayramlar.