Çalıştığımız işlerin bizim için anlamlı olmasının önemi sır değil. Araştırmalar, çalışanların işlerini anlamlı buldukları durumda iş performanslarının yüzde 33 arttığını, çalıştıkları iş yerine yüzde 75 daha fazla bağlı olduklarını ve o iş yerinden ayrılma olasılıklarının yüzde 49 daha az olduğunu söylüyor. Ayrıca çalışılan işten elde edilen gelir, iş güvenliği ve çalışma süresi gibi çalışan motivasyonunu etkileyen faktörler göz önüne alındığında bile anlam bulabildiğimiz bir iş hayatı önem listesinin başında yer alıyor.
İş hayatında bulabildiğimiz anlam bu kadar kritik olmasına rağmen, yapılan çalışmalar çalışanların sadece yüzde 50'sinin iş hayatlarında anlam bulduğunu ortaya koyuyor. Elbette çalışanların işlerinde anlam üretebilmeleri, kendi kişiliklerinden, iş yerine, işin tanımından, işlerinin yapılış şekline kadar pek çok faktörden olumlu ya da olumsuz etkileniyor.
Kariyer merdiveninin üst basamaklarında yer alan çalışanlar için anlam yaratmak daha kolay olsa bile, formül, bu merdiveni yeni tırmanmaya başlamış bireyleri daha fazla ilgilendirebilir. Üst düzey yöneticilerin %85’i işlerinde anlam bulabildiklerini söylerken, bu oran alt basamaklarda %15’e kadar düşüyor. İşinde hiç anlam bulamadığını söyleyenlerin oranı ise alt basamaklarda %50’ye kadar çıkıyor. İşte bulduğumuz anlam, bu anlamın yarattığı motivasyon, motivasyonla performans arasındaki güçlü bağlantı, yüksek performansın iş yerindeki sarsılmaz gücü, anlam arayışı çabamızı daha da “anlamlı” hale getiriyor.
İş hayatında yer alan pozisyonlardan ve rollerden bağımsız olarak, organizasyonun herhangi bir basamağında yer alan tüm çalışanlar için uygun formüller üretmek mümkün. Herkese uygun tek bir formül olmasa bile, çoğunluğa uyacak 5 formül var. Yaptığımız işin yarattığı etkiyi görmek anlam bulmaya imkân veriyor.
O zaman yaptığımız işlerle ilgili anlam arayışımıza cevap verecek 5 kaynağa daha yakından bakabiliriz.
Toplumsal etkide anlam bulan bireyler, çalışmalarının toplumları, çevreleri ve insanoğlu için sağladığı fayda ile içsel enerjilerini şarj ederler. Bu anlam kaynağının belirli rollerde (örneğin hemşireler, doktorlar, öğretmenler) bariz bir şekilde öne çıktığı görünse bile, prososyal motivasyon (çevresine faydalı olma çabasından güdülenme durumu) teorisi bunun evrensel bir geçerliği olduğunu bize gösteriyor. Aksi taktirde ömrünü Afrika’da geçiren bir “sınır tanımayan doktorlar” grubu üyesinin davranışlarını ya da sivil toplum örgütleri çalışmalarında kendini bulan bireyin çabalarını açıklamak mümkün olmazdı. Tüm insanlar -tüm insanlar demeyelim, insanların büyük çoğunluğu diyelim- başkalarına fayda sağladığında fazladan çaba göstermeye isteklidir.
Çalıştığı iş yerinden anlam bulan bireyler, çalışılan kurumun sektörde lider olmasına, en yetenekli çalışanları kendisine çekebilmesine, tüm paydaşlar için sonuç üretebilmesine, şirket itibarından kaynaklanan bireysel prestije bağlı olarak da anlam üretilebilir. Bazı bireyler, şirketin normları, vizyonu ve değerleri ile kolaylıkla bütünleşebilir ve bunun kimliğinin bir parçası hale getirebilir. Bu durum gerçekleştiğinde, bir kuruluşun başarısı daha sonra bireyin de başarısı olur. Dünya örneklerine baktığımızda Silikon Vadisi şirketleri, bu açıdan çalışanların iş yerleriyle kolaylıkla bütünleştikleri örnekler. Türkiye’de ise büyük ve köklü diyebileceğimiz şirketler her zaman olmasa da çalışanların anlam arayışlarına cevap verebiliyor.
Bazı çalışanlar ise yaptıkları işin şirketin müşterileri üzerinde yarattığı etkiden anlam kazanır. Müşteri beklentilerini aşmak, müşterilerin hayatlarını daha iyi, daha kolay ve daha güvenli hale getirmek, "sınıfının en iyisi" ürün ve hizmetleri sunmak gibi farklı motivasyonlar anlam yaratıyor. Bu alanda yapılan araştırmalar, müşteriler üzerinde sahip olunan etki ve bu müşterilerle bireysel temasa sahip olmanın çalışanın çabasını, kalıcılığını, yardım etme isteğini, yetkinlik seviyesini ve öz değerini artırdığını gösteriyor.
Pandemi döneminde pek çok sağlık çalışanının insan üstü bir çabayla hastalara hizmet vermesinin altında yatan temel motivasyon bu sebeple yüksek seviyede. Bankada çalışan bir müşteri temsilcisinin kredi vererek müşterisinin hayatını kolaylaştırdığını düşünmesi, aynı krediyi müşterinin hesabına aktarma işleminin operasyonunu yapan ama müşteriyi görmeden çalışan bir bireyden daha fazla anlam yaratmaya yardımcı oluyor. Benzer şekilde avukatlar bu kategorinin doğru örneklerinden biri. Mutfakta çalışan aşçının, bir kamera aracılığı ile sipariş veren müşterileri görebildiği durumda, yemek yapma şeklinin değiştiği, örneğin yumurtaların önceden pişirilip yemekler için stokta hazır tutulması yerine, taze olarak pişirildiği ve ürünün kalitesinin arttığını gösteren deneyler mevcut.
İçinde bulunduğu ekibin bir üyesi olmaktan anlam üretmek de mümkün. Bu bireyler, yüksek performanslı gruplarda çalışarak, psikolojik olarak güvenli bir ortam yaratarak ve başkalarıyla güçlü bir iş birliği içinde hareket ederler. Her gün işe gelmek, omuz omuza çalıştıkları insanlarla zorlukların üstesinden gelmek anlam arayışına çare olabiliyor. Farklı açılardan birbirine benzeyen bireylerden oluşan takımların içinde yer alan çalışanlar bu etkiyi daha fazla hissediyor. Takımın, çalışanların işle ilgili düşüncelerine ve duygularına olan etkisi inkâr edilemez ölçüde güçlü. İster amatör, isterse profesyonel olsun, spor takımları bu kategorinin en iyi örnekleri.
Çalışanlar kişisel gelişim ve başarı sağlayan deneyimlerle de iş yerinde anlam bulurlar. Takdir görmek, gelişim fırsatlarına sahip olmak, yapılan işin kariyer basamaklarında işe yarayacağını görmek, kişisel tatmin sağlayan işleri ve rolleri üstlenmek, kişinin kendi benliğini iş yerine getirebilmesi anlam bulmayı kolaylaştırır. Bu kaynağın arkasındaki itici güç ise kişinin kendi kaderini tayin edebilmesidir. Bu durumu kişinin eylemlerini kendisinin kontrol ettiğini ve kendi adına karar verebildiğini hissetmesi olarak tanımlayalım. 3 ihtiyaç karşılandığında içsel motivasyon güçlü bir şekilde ortaya çıkıyor. Özerklik, yetkinlik ve ilişki içinde olabilme. Kişisel başarı için çabalamak bu üç faktöre de etki ediyor.
Artık iş hayatını anlamlı kılacak ya da iş yerinde anlam arayışına son verecek beş kaynağın ne olduğunu ve nasıl işlediğini biliyoruz. Çalışan olarak bu arayışa hizmet eden işlerin peşinden koşmak doğru, gerekli ve kişisel sorumluluğumuz. Hayat, anlam bulamadığımız işlerin peşinden sadece para kazanmak amacıyla koşmak için çok uzun ve sevimsiz. Eğer yönetici veya iş yeri sahibiyseniz; çalışanlar için anlam bulabilecekleri işler, roller, sorumluluklar ve kültürler yaratmak da sizin sorumluluğunuz.