Trabzon'da 2021'in ekiminde ortaya çıkarılan saadet zinciri vurgununu Büyüteç'in takipleri anımsayacaktır.
Daha önce çalıştığı bir kamu bankasından ayrılan ve sonrasında Trabzon merkezli saadet zinciri kuran Başak Şentürk'ün, kâr payı dağıtmak karşılığında piyasayı 450 milyon liraya yakın vurgun gerçekleştirdiği ortaya çıktı.
Şentürk'ün parasını topladıkları kişiler arasında çoğunluğu Özel Harekâtçı olmak üzere epeyce polis vardı. Tabii paradan para kazanmayı hedefleyen emniyet teşkilatı dışındaki kimi talep sahipleri de vurgundan nasibi aldı.
Hatırlatmayı çok uzatmamak için olayın sıcaklığının yaşandığı 17 Aralık 2021'de ve 24 Aralık 2021'de kaleme aldığım iki Büyüteç'in linklerini meraklıları için buraya iliştirdim.
Aradan geçen yaklaşık 18 aydan sonra bu konuya yeniden dönmemin gerekçesi, devam eden soruşturma çerçevesinde gün ışığına çıkan yeni bilgiler ve belgeler.
Saadet zinciri vurgunuyla ilgili adli soruşturma halen Trabzon'da devam ediyor. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı henüz iddianameyi tamamladı. Buna bağlı olarak yargı süreci de başlamadı doğal olarak.
Adli yargı sistemi içinde ülke genelinde pek çok önemli olayın iddianameleri süresi içinde hazırlanıp yargılamalar başlarken, Trabzon'daki saadet zincirinin iddianamesinin hazırlanamamış olması da ayrı konu. Savcılık hangi gerekçe ile işi ağırdan alıyor belli değil.
Gelelim soruşturmada ortaya çıkan yeni bilgilere.
Olayın adli boyutunda ise; dosyanın şüphelisi olarak görülen Emniyet Müdürü Kerim Altınay'ın avukatı Şevket Baysal'ın, dosyada yer alan dijital verilerin yasa gereği olmasına rağmen kendilerine verilmediği yönündeki şikayeti sonrasında savcılık, şüphelilere ait dijital verileri Baysal'a teslim etmesi.
Veriler üzerinde yapılan teknik incelemelerin ardından Avukat Baysal'ın soruşturmayı yürüten Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'na arka arkaya verdiği dilekçelerde olayın boyutunu değiştirecek bilgiler yer aldı.
Baysal'ın sunduğu dilekçelerden birisine göre, saadet zinciri vurgununun başındaki isim olan Başak Şentürk'ün cep telefonunda kayıtlı olan Şükranay2 adlı kullanıcıya ait telefonun Rize Adliyesi hakimlerinden Şükranay Kayaoğlu'na ait olduğu anlaşıldı.
Dilekçede, soruşturma dosyasında şüpheli konumunda yer alan ve Şentürk'e ait İmer adlı firmanın sigortalı çalıştığı belirlenen Soner Öztürk'ün, Hakim Kayaoğlu'nun eski eşi olduğu iddia edildi.
Hakim Kayaoğlu'nun, 2017-2019 yılları arasından Trabzon'da hakimlik yaptığı belirtilen dilekçede, dijital veriler kapsamında analiz yapılan görüşme kayıtlarından Hakim Kayaoğlu ve yakınlarının, eski eş Soner Öztürk üzerinden 1 milyon 257 bin lirayı Başak Şentürk'e teslim ettikleri ve sonrasında söz konusu parayı faiziyle birlikte Şentürk'ten geri istediklerinin tespit edildiği anlatıldı.
Aynı dilekçedeki bilgilere göre ilginç bir durum ortaya çıktı.
Şöyle ki, Hakim Şükran Kayaoğlu'nun kardeşi Gökay Kayaoğlu da yüksek faiz geliri elde etmek amacıyla saadet zinciri çerçevesinde Şentürk'e 350 bin lira verdi.
İlginç boyut ise; Gökay Kayaoğlu'nun Trabzon Emniyet Müdürlüğü kadrosunda, üstelik savcılıkla birlikte soruşturmayı yürüten KOM Şubesi'nde görev yapması!
Dilekçede, Gökay Kayaoğlu'nun yakın zamanda komiser yardımcısı yapıldığı ifade edilirken, soruşturmanın açıldığı Mart 2021'de söz konusu birimde görevli olduğu kaydedildi. Karaoğlu ile yazışmaları bulunan Recep ve Hüseyin adlı iki polisin de KOM Şubesi'nde görev yaptıkları aktarılan dilekçede, dijital verilerin incelenmesiyle ortaya çıkan söz konusu isimlerin soruşturma kapsamına alınmadığına dikkat çekildi.
Avukat Baysal, dilekçesinde dijital veri niteliğindeki yazışmalara bakıldığında Ağustos ve Eylül 2021'de yani soruşturma devam ederken ancak henüz operasyona başlanılmadığı dönemde Hakim Kayaoğlu'nun Şentürk'ü tehdit ettiğini öne sürdü. Baysal, bu süreçte bir numaralı şüpheli Başak Şentürk'ün Trabzon'daki yargı ve emniyet çevresinden yönelen tehditlerden kurtulmak amacıyla Emniyet Müdürü Kerim Altıay'a yönelik kumpas çalışmalarına başladığını iddia etti.
Savcılıkça işlem yapılması istemiyle sunulan dilekçede, şüpheli Başak Şentürk'ün kardeşi Fatih Şentürk'ün da polis olduğu belirtilirken, "Fatih Şentürk, emniyet teşkilatının tüm imkan ve kabiliyetlerini ablasının hizmetine sunmuştur" denildi.
Avukat Baysal, verilerin analiz edilmesi sonrasında savcılığa sunduğu bir başka dilekçede yine önemli iddialarda bulundu.
Baysal, Emniyet Müdürü Altıay'ın cep telefonuna patates hat olarak tanımlanan sahte bir telefondan gönderilen tehdit mesajının Hakan Demirci ile Başak Şentürk tarafından organize edildiğini iddia ettiği dilekçede, "Ankara'da 30 Eylül 2021'de Excellence adlı otelde saadet zinciri mağdurlarını bir araya getirerek Kerim Altıay'ı hedef haline koydukları toplantıyı Hakan Demirci ve Başak Şentürk'ün birlikte organize ettikleri anlaşılmaktadır" tespitine yer verdi. ,
Baysal dilekçede çok önemli bir bilgiyi de gündeme getirdi. Veri analizi sonucunu açıklayan Avukat Baysal, "Başak Şentürk'ün Hamza Merdan adlı kişi arasındaki 16 Haziran 2021'deki WhatsApp yazışmasına göre, Trabzon'da yapılan bir toplantıda Şentürk'un kurduğu dolandırıcılık şebekesinin başında başka bir devlet büyüğü olan şahsın ismini zikretmiştir. Yazışmalara göre Başak Şentürk müvekkil Kerim Altıay'a kumpas kurmadan önce dolandırdığı insanları, arkasında Berat Albayrak olduğu yalanı söylemiştir. Bugüne kadar bu şahsın beyanı ile müvekkil hakkında epeyce işlem tesis eden soruşturma makamlarının, niçin Berat Albayrak hakkında işlem tesis etmediğini de merak ediyoruz." görüşüne yer verdi.
Avukat Baysal tarafından verilen dilekçelerde şimdiye dek günışığına çıkmamış bir bilgi daha savcılıkla paylaşıldı.
Buna göre, Meral Kalaycı adlı Ziraat Bankası çalışanı bankacılık sisteminden elde ettiği müşterilere ait ticari ve kişisel verileri Başak Şentürk ile defalarca paylaştı.
Ayrıca, Meral Kalaycı'nın kardeşi Metehan Kalaycı'nın da polis olduğu ortaya çıktı.
Avukat Baysal, Şentürk ve ekibinin mağdur ettikleri ya da hedeflerine koydukları kişilerin cep telefonları sinyalleri üzerinden konum bilgilerinin Metehan Kalaycı'dan elde edildiğini öne sürdü.
Baysal, dilekçesinde; söz konusu konum bilgilerine erişim yetkisinin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı'nda mümkün olduğunu anlatırken, "Meral Kalaycı'nın kardeşi Metehan Kalaycı'nın, İstihbarat Başkanlığı Teknik Şube'de polis memuru olarak bu birimde çalıştığı hususunun mutlaka değerlendirme konusu yapılması elzemdir" talebinde bulundu.
Bu önemli gelişmelerin ardından vurgunla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü, "aradan geçen 18 ayın ardından" idari soruşturma başlatmak zorunda kaldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü soruşturması, dosyada bulunan dijital verilerin incelenip yeni bilgi ve bulguların tespit edilmesiyle gündeme geldi.
Şimdi müfettişler, Avukat Baysal'ın savcılığa sunduğu bilgi ve belgeler üzerinden soruşturma yapacak. Çok daha farklı bilgiler ortaya çıkacak belki de.
Seçim arefesinde Emniyet'i yine zor günler bekliyor.
Tolga Şardan kimdir?Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus Gazetesi'nde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor. |