Haftaya, ağır abi ve ablalarla ağırlığı olan bir giriş yaptım. 2021 Basın Özgürlüğü Ödülü sahiplerini seçmek için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ndeydim.
TGC'nin serin ve avizeli salonunda Seçici Kurul Başkanı tabii ki Altan Öymen'di. Öymen'in keyfi yerindeydi, simitlerin yarısını o yedi. İkramda simit, kaşar ve çikolata vardı. Üç saate yakın görüşmede Ruşen Çakır, Nevşin Mengü, İstanbul Barosu, Murat Ağırel, Levent Gültekin de konuşuldu fakat sonuçta ödüller Boğaziçi Direnişi Bileşenleri ve Türk Tabipleri Birliği ile T24 yazarı Tolga Şardan ve sahada çalışan gazeteciler adına AFP foto muhabiri Bülent Kılıç'a verildi. Jürinin tamamı resim altında görülebilir. Zeynep Oral online katıldı.
Akarsu Caddesi'nde her gece kopan kıyamete bakıp Cihangirlilerin böyle eğlendiklerini sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz.
21.00 sonrası kalabalığın tamamı mahalle dışından gelme "nouveau riche". Evet, Upper Cihangirliler pek bilmişlerdir ama asla görgüsüz değildirler. İşte size ünlü ama orta halli iki çift.
Yazar Sinem Sal ve beni Kem-Gök'ten bile iyi çizen Kutlukhan Perker. Hürriyet'e de çiziyormuş.
Diğer çift ise Tarih dergisini çıkaran Gürsel Göncü ve oyuncu Tülay Günal. Onları tehdit ederek ünlü kontenjanımı zar zor doldurabildim.
Bu arada entelektüel bir ayrıntı da vereyim, Göncü'nün Tarih dergisinin "Godfather"lı kapağını Perker çizdi. Tülay Günal da 12 Temmuz'da Genco Erkal ile birlikte zenginlerin playground'ı Çeşme'de olacak ve "Yaşamaya Dair"i oynayacaklar. Bakalım kaç zengin gidecek?
İzmir- (Gonzo Haber Ajansı): Mülkiyeliler İzmir Şubesi, dünkü Demokrasi İçin Bir Nefes eylemi ve konserinden sonra "Yaza Merhaba" yemeği düzenledi. İzmirli hemşerilerime taşralı derler ama biz eylemi de eğlenmeyi de biliriz.
100 TL fix menüde Ege mezeleri dâhil, yok yoktu. Etlerin, balıkları, paçangaların yanı sıra vegan ve vejeteryan menü de vardı. Metropol kentler çatlasın.
Gonzo Haber Ajansı'na yardımlarından ötürü Başkan Nazlı Kayı'ya teşekkürler.
* Stran tam bir Orta Doğu melezi ve yetenekli bir Cihangir kızı. Oyuncu, sunucu ve şarkıcı. Aşkın Nur Yengi'nin "Ay İnanmıyorum" şarkısını Saki Çimen düzenlemesi ile okumuş. Stran'ın bu ilk single'ı 9 Temmuz'da dijital platformlarda.
* Ragıp Duran'ın bu haftaki Özgürüz Radyo programında, şarkıcı, oyuncu ve aktivist Paul Robeson var. Hani şu McCarthy cadı avına direnen siyah adam.
* LÖSEV'i unutmazsak bu bayramı iki kat mutlu geçiririz çocuklarımızla. Yapmamız gereken bir tık...
* İKSV'nin "Dünyalılar! Sanat Gezegeni İyileştirebilir Mi?" podcast serisi temmuz ayı boyunca her cuma yayında.
1990 yılında THY'nin gazeteciler için düzenlediği piyango sonrası oğlum Hüseyin Özdemir'le Amerika'dayız. Bir hafta Manhattan New York'ta Nilay Karaelmas'ta, bir hafta da Hale Boysal (Ebiri) ve Mehmet Kavaklıoğlu'nda, bir hafta da amca kızım Hediye Ali'de, Pensilvanya'da kaldık.
Fotoğrafta, ünlü bir "Amusement Park'tayız. Oğlum Hüso, Mehmet'in kızı Melis ve ben, çok eğlenmiştik.
Hafta başında Ece'de otururken, önümden arka arkaya bazı "ünlü" gazeteciler geçmeye başladı. Korkarak selam verip hızla uzaklaşıyorlardı. Sayıları beşi geçince dayanamadım, ikisine "Nerede olduğunuzu biliyorum" diye mesaj attım. Bingo! Hemen tuzağıma düştüler.
Kendilerine, "Yeni Medya" ya da "New Media" diye adlar yakıştıran bir sürü "ana akımdan" şutlanmış gazeteciden ikisine ayrıca "Beni çağırmadınız, bari fotoğraf gönderin, yoksa elimde hepinizle ilgili videolar var, hepsini birer birer yayınlarım" diye ikinci bir mesaj gönderdim. Gelen fotoğrafları, gönderenlerin adını vermeden yayınlıyorum. Muhbirimin kim olduğunu sizler bulun bakalım. Ayrıca, beni de bu "gizli toplantıya" çağırsalardı zaten gitmezdim. Çünkü ben hepsinden ünlü ve etkiliyim.
Vah haber kanallarına!"Tosuncuk" olarak sevimli bir adla bildiğimiz dolandırıcı Mehmet Aydın'ın Türkiye'ye getirildiği gece belki ne olup bittiğini hatırlatırlar diye haber kanallarının karşısına geçtim: Habertürk ve CNN.
Birinde anketler, diğerinde Deniz Baykal-Zülfü Livaneli hikâyeleri anlatılıyordu. İki programın da yarısında "Tosuncuk Türkiye'de" alt yazıları geçmeye başladı ve ondan sonra her şey birbirine girdi. "Talking Heads" kendi dertlerini anlatırken ekranda polisler eşliğinde Tosuncuk vardı. Sinirlenmedim bile hemen TRT Radyo 3'e geçtim.
* Birkaç haftadır ekranlarda görülme sıklığı ve öfkesi İsmail Saymaz ve Levent Gültekin'i de geçen Uğur Dündar, yeni bir YouTube televizyon kanalı kurduğunu açıkladı.
İtiraf edeyim ki ben, var olan bir kanalın anchor person'ı olacağını tahmin etmiştim, yanılmışım. Yanında çok sevdiğim Müjdat Gezen de varmış. Ben de 70+ olarak bir teklif bekliyorum onlardan. Para konusunda indirim yapabilirim.
* Toplumsal ve siyasal anlamda İstanbul ve Ankara'nın çok gölgesinde kalan İzmir Büyükşehir Belediyesi kültür-sanat işlerinde de çok şanssız. Yetişkinler için yazarlık girişimleri muarızlarına hak verdirtti. İzmir Film Festivali yaptılar kimsenin haberi olmadı. İstanbul dışından gidenlerin Başkan Tunç Soyer'le bir çay bile içemediklerini kulağımla duydum.
Şimdi de İzmir Şehir Tiyatroları kazanı kaynıyor. Benim gibi bir magazinciye bile iki üç mail geldi. Sazı kötü niyetli İzmirli hemşerilerime bırakıyorum: "İzmir Piriştina'dan sonra hiç Büyükşehir Başkanı görmedi ki. Arkadan gelenler hep kasabalıydı". Belli ki fazla acımasızlar ama ben yine de görevimi yapıp aktarayım dedim.
* "Basta" Sayın Gülseren Budayıcıoğlu "basta". Ultra freak dizi showlarla her kanalda başrolde oynayan sayın psikiyatrist, Oksijen'den sonra Hürriyet'e de sızdı. (Her cumartesi) Tabii ki basın ve ifade özgürlüğü var ve her durumda olmalı. Benim merak ettiğim, Budayıcıoğlu'nun arkadaşı olan bir meslektaşı ya da dostları yok mu uyaracak, "Kendini bu kadar over expose etme" diye? Psikolojimiz "Manitu'ya emanet deyip susayım.
Türkiye'de benim tanıdığım Norveççe konuşan tek insan olan Prof. Dr. Orhan Tekelioğlu'nun çevirdiği "Elma Bahçesinden" yayımlandı. Ünlü şair Olav H. Hauge'nin şiirleri Elma Bahçesinden'de hem çevirileri hem de orijinal dilinde yer alıyor. Kitabın girişinde şair hakkında kapsamlı bilgi de bulunuyor.
Bu haftanın şarkısını Mülkiye'den arkadaşım İletişim'ci Tuğrul Paşaoğlu seçti. Hak arayan madenciler yürürken de cuk oturdu. Seeger ve Guthrie, yıllar önce Amerika'dan sormuşlar yoldaşlarına, "Hangi taraftansın?"