Hazinenin içinde yer alan sandığın yerini unutmadıysanız, hafıza en değerli hazinelerden biridir. Ara sıra sandığı koyduğun yeri yoklamak gerekir.
Süper Lig’in 6. haftasında karşı karşıya gelen Fenerbahçe-Beşiktaş maçında ve sonrasında yaşananlar Türkiye futbol tarihinin hafızasına kazınmalı ve unutulmamalı. Zira utanacak yüzü olanlar için bile ‘kara leke’ ifadesi az kalır cinstendi. Ancak bu ülkede ‘Arsız güçlü olunca, haklı suçlu oluyor’ sözü adeta bir başucu eseri gibi kullanılıyor.
Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri ve Basın Sözcüsü Mahmut Uslu, 2-1 kazandıkları Beşiktaş karşılaşması ardından, bir dönem sarı-lacivertli kulübün formasını da giyen Caner Erkin için rezil ifadesinin bile az kalacağı açıklamalarda bulundu.
Soyadına inat yaşayan bu kişinin, daha önce söyledikleri ve yaptıkları hafızalara gelince, aslında dün akşamki açıklamasını daha iyi anlayabiliyoruz. “Ergin Ataman çok meraklıysa gösteririz” Rakibinin antrenörüne pantolonunu gösterip, “Seni s.....m” dediği iddia edilen ama bu iddiaya “Ergin Ataman çok meraklıysa gösteririz” şeklinde savunan, 9 Şubat 2014 tarihinde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçı ardından “Hakem odasını basmadık, sadece uğradık” diyen, kendisine yöneltilen, “Küfür edene siz de mi küfür edeceksiniz? Hukuksal yola başvursanız” sorusuna, “Biz Hıristiyan mıyız kardeşim?” şeklinde yanıt veren, bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı öncesinde polise, “Köpekler gelecek diye insanları tutuyorsunuz” cümlesini sarf eden bir adam!
Ülke futbolu tam da “Sahada kaç yabancı olmalı?” sorusunu ararken, aslında yabancının sadece futbolcu olarak değil, yönetici olarak bulunmasını da masaya yatırmalı. Çünkü genç bir insanın özel hayatını ağza sakız yapmayacak insanlar olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Çünkü bir futbolcuya 90 dakika ana-avrat sövülmesine ‘haklı’ bulmayacak, yöneticilere ihtiyacımız var. Çünkü sebep her ne olursa olsun, rakibine saygı göstermeyi bilecek, asgari insani vasıfları bünyesinde bulunduran aklın hâkim olması gerekli. “Şok sözler”, “Flaş açıklamalar” Bu yaptıkları da, tıpkı daha öncekiler gibi yanına kâr kalacak. Daha önce ceza almasına karşın tribünde oturabilen, iğrenç söylemlerinin basında “Olay sözler”, “Flaş açıklamalar”, “Şok sözler” türünden en az Mahmut Uslu’nun ağzından akan lağıma destek olurcasına yer buluyor. Cicero’nun dediği gibi, “Yüz kızartıcı şeyler, halkın genelince tasvip edildiğinde, artık yüz kızartıcı olmazlar.” Bu türden rezillikleri şok’larla, flaş’larla geçirip, olayın ne denli bir rezalet olduğunu yazamayacaksanız, oturduğunuz koltuklardan kalkın, kalemlerinizi de bırakın! Marka değeri, Türk futbolu diye masal anlatanlara inat Mahmut Uslu ve benzerleri savunulanları boşa çıkarmak için elinden geleni yapıyor. En nihayetinde bir oyun bu. Hangi galibiyet, hangi mağlubiyet, hangi hata, genç bir adamın özel hayatını sizin o leş kokan ağzınıza meze yapabilir. Hangi sebep, o genç adamın anasına 90 dakika sövülmesini ‘haklı’ kılabilir.
Kameralar karşısında nefret saçan, aleni bir golün ofsayt olduğunu beyan eden, yani yalan söylemekten geri durmayan biri için beklentileri pek fazla büyütmemek gerekir.
Türkiye’de futbolun asıl sorunsalı sahaya kimin çıkıp çıkmayacağından öte, akil ve cesur adamların olmamasından kaynaklanıyor. Yoksa siz sahaya 11 yerli futbolcu çıkartın, Mahmut’ları silip atamadıktan sonra ortaya çıkan sonuç, yine aynı olacaktır. Biz de, Mahmut pantolonunu indirmediği için kendimizi şanslı sayacağız...
Futbolunuz sizin olsun olmasına da, ahlaksızlığı da nirengi noktası yapmayın bari.