Dün Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, son teşvik mevzuatında hakkında özel bir düzenlemeye yer verilmemiş olan İstanbul Finans Merkezi Projesiyle ilgili teşvik tedbirlerini açıkladığı bir basın toplantısı düzenledi. Her ikisi de “iç tasarruf açığını kapatmayı” hedefleyen bu iki teşvik paketinin neden birleştirilerek tek bir basın toplantısıyla sunulmadığını not ederek, basın toplantısında özel bir önem atfedilen “melek yatırımcı” (Bireysel Katılım Yatırımcısı) meselesini T24 okuruna aktaralım.
“Melek” terimi ilk olarak tiyatroya parasal destek sağlayan zenginler için kullanılmış. Kimi kaynaklarda terimin bu haliyle ilk kullanıldığı yer olarak Broadway, kimi kaynaklardaysa İngiltere telaffuz ediliyor.
Terim,finans dünyasında ilk olarak 1978 yılında William Wetzel tarafından kullanıldı. New Hampshire Üniversitesinde profesör olan Wetzel, ABD’de müteşebbislerin başlangıç sermayesini nasıl bulduklarını ortaya koyan bir rapor yazmış vesonrasında müteşebbisleri başlangıçta destekleyen yatırımcılar için melek tabirini kullanmaya başlamış.
Benim bildiğim melekeler risk almaz ve bu dünyada bir beklentiyle yardım etmezler. O anlamda finans dünyasındaki kullanımıyla melek “teolojik” bir mana taşımıyor. Sadece yatırımcılar için kullanılmış bir sıfat.Kaynağı da Wetzel’e göre girişim sermayesi pratiğinde bu tür yatırımcıların görünmeyen bir “segment” oluşturması.
Küçük müteşebbis veya müteşebbis ruhlu birisi, aklında para kazanılacak bir fikri–projesi var, ama parası yok ve bankadan kredi alamıyor. Çünkü henüz ne kredibilitesi var, ne de teminatı. Banka, projeyi beğense de kredi veremiyor, çünkü ortada öz kaynak yok.Tahvil de ihraç edemiyor, çünkü ya ortada şirket yok ya da başlangıç sermayesi. Melek yatırımcı, işte bu tür yeni bir fikir, bir buluş veyabir teknoloji geliştirmiş, ancak bunu ticari bir ürün haline getirmek için yeterince parası olmayan müteşebbis veya müteşebbis adaylarını öz kaynakla finanse eden yatırımcılara deniyor.
İlk uygulaması ABD’de olduğu için bunların genelde iş hayatından elini–eteğini çekmiş eski müteşebbisler ve servet sahibi emekli profesyoneller (eski CEO gibi) olduğu söyleniyor. Ancak halen aktif müteşebbis olmak veya iş hayatında olmak, melek yatırımcı olmaya engel değil.
Bu dünyada getiri elde etmek için. Verdikleri paraya “çekirdek fon” (seedfunding) da deniyor, başlangıç sermayesi (start-upcapital) de, köprü sermayesi de (bridgecapital). Karşılığında ya şirkete başlangıçta ortak oluyorlar veya belli bir süre sonra isterlerse kendilerine ortaklık hakkı veren bir borçlanma senedi (tahvil) alarak borç veriyorlar.Buna hisse senedine çevrilebilir tahvil de diyebiliriz.
Melek yatırımcılığın dikkat çekmesinin nedeni özellikle internet üzerinden kısa sürede çok yüksek miktarlarda para kazandıran ilginç projeler. Örnek: Facebook, Twitter, Google, Yahoo, Amazon...
Girişim sermayesi (privateequity) bir tür yatırım ortaklığı. Bu ortaklığın da amacı büyüme ve para kazanma potansiyeli olan işlere sermaye koyarak yatırım yapmak.Bunlar da düşük maliyetle veya henüz hiç kredi alamayacak, tahvil çıkaramayacak veya hisse senedi ihraç edemeyecek kadar başlangıç aşamasındaki müteşebbislere çekirdek sermayeve/veya başlangıç sermayesi sağlıyor. Amaç, burada da risk alarak yüksek getiri elde etmek.
Risk sermayesinde “para” birden fazla yatırımcıdan geliyor. Bunlar zengin şahıslar da olabilir,vakıflar da, yatırım bankaları da, diğer finansal kurumlar da… Ancak ortada bir fon ve bu fonu yöneten profesyonel uzman bir ekip var. Yatırım yaptıklarında şirkete borç vermek yerine ortak oluyor ve özellikle stratejik şirket kararlarında söz sahibi oluyorlar. Melek yatırımcılardan farklı olarak müteşebbislere yönetim desteği de veriyorlar. Ülkemizde bu tür yatırım yapan şirketlere “girişim sermayesi şirketleri yatırım ortaklığı” deniyor. Sermaye Piyasası Kanununa göre Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıkları, Sermaye Piyasası Kurulu'nun izniyle kuruluyor.
Girişim sermayesinde başkalarının parasıyla yatırım yapılırken, melek yatırımcı sermaye veya borç olarak kendi parasını yatırıyor. Yatırım yapan ilkinde bir tüzel şahıs, diğerindeyse gerçek şahıs. Hal böyleyken, ABD’de melek yatırımcıların grup oluşturmaları mümkün.
Bu arada gündelik kullanımda sık karşılaşılan terminolojik bir karmaşaya da açıklık getirelim: Ülkemizde girişim sermayesi (privateequity) ve risk sermayesi (venturecapital) diye iki ayrı finansal yapının var olduğu şeklinde yanlış bir algı var. Bunun bir nedeni de Sermaye Piyasası Kanunu ve tebliğlerinde başlangıçta “risk sermayesi” teriminin kullanılmış olması ve daha sonra risk sermayesi yerine aynı anlama gelmek üzere “girişim sermayesi” teriminin kullanılmaya başlanması.
İki kavram arasındaki fark SPK’nın bilgilendirme kitapçıklarındaki haliyle şöyle: “İngilizcede “PrivateEquity” olarak adlandırılan “girişim sermayesi” kavramı ise “risk sermayesi” kavramını da kapsayacak şekilde, fikirlere ve henüz başlangıç aşamasındaki yeni kurulmuş şirketlere yapılan yatırımların yanında, satın almaları, yeniden yapılandırmaları ve büyüme stratejisi güden genellikle 3-10 yıllık şirketlere yapılan büyüme ve genişleme yatırımlarını da kapsayacak şekilde kullanılmaktadır.”
Özetle, amaç ve hukuki statü bakımında ülkemizde “risk sermayesi” ile “girişim sermayesi” arasında fark yok. Ancak “literatürde” melek yatırımcılığın, henüz müteşebbis adayının veya yeni müteşebbisin parlak fikriyle ilgili henüz somut bir icraata geçmediği aşamaya yönelik bir finansman modeli olduğunu; risk sermayesinin, şirketin hayat döngüsünde daha çok başlangıç aşamasına, giriş sermayesininse daha ileri aşamalarına yönelik bir finansman modeli olduğunu söyleyebiliriz. Doğal olarak yatırım tutarları da bu sıraya göre artıyor.
Mikro kredi finansmanı da bundan altı yıl kadar önce çok popülerdi. Mikro kredide de müteşebbis veya müteşebbis adayı başlangıç sermayesine ihtiyaç duyar. Onun da yeterli öz kaynağı yok. Ancak, aldığı şey kredi, verense yine banka. Yani çekirdek sermaye banka kredisinden oluşuyor. Arada ortaklık yok.
Katılım Bankaları tasarruf sahiplerinden topladıkları fonları, faizsiz finansman prensipleri çerçevesinde ticaret ve sanayide değerlendirerek, oluşan kâr veya zararı tasarruf sahipleriyle paylaşıyor. Ticaretin ve sanayinin ihtiyaç duyduğu, hammadde, emtia, gayrimenkul, makine ve teçhizatın temini, mal alım satımının finansmanı yoluyla sağlanıyor. Yani, yine modelde kredi veren bir banka ve kurulu bir şirket var. Arada bir ortaklık ilişkisi yok. Melek yatırımcılıktaysa esas olan,yeni kurulan bir şirkete başlangıçta veya belli bir aşamadan sonra ortak olmak. Melek yatırımcı bir banka olamaz, çünkübaşkasının parasını değil, kendi parasını yatırıyor.
Ülkemizde halen melek yatırımcılarla ilgili yasal bir düzenleme yok. Ali Babacan’ın sunumunda melek yatırımcılık için “Bireysel Katılım Sermayesi” tabiri kullanılmış. Sunuma göre Bireysel Katılım Yatırımcısı (BKY), kişisel varlığını, tecrübe ve birikimini başlangıç veya gelişim aşamasındaki girişimlere aktaran kişileri; Bireysel Katılım Sermayesi (BKS) ise, BKY’lerin şirketlere aktardığı sermayeyi ifade ediyor. Henüz okumadığımız tasarıda yer alan düzenlemeyle; “finansmana erişim sıkıntısı çeken erken aşama şirketler için yeni bir finansal enstrüman oluşturulması, bu piyasada belli bir davranış kültürünün ve etik kuralların hakim kılınması ve profesyonelliğin artırılması, BKS’nin kurumsallaştırılarak girişimcilerin güven duyacağı bir finans piyasası haline getirilmesi, devlet destekleri ile BKS yatırımlarının cazip hale getirilmesi” hedefleniyor.
Ayrıca BKY’lerinSPK izniyle değil, Hazine Müsteşarlığı’ndan alınacak lisansla kurulacakları anlaşılıyor.Sunumdan anlaşıldığı kadarıyla, bir girişimci ve BKS sahibi bir ortaklık kuracak. Ortaklığı kuran ve BKS sahibi iki ortak eğer sunumda anlatılan teşvik tedbirlerinden yararlanmak istiyorlarsa en az iki yıl süreyle ortaklığı sürdürecekler. BKS sahibi, ortaklık için koyduğu sermayenin yüzde 75'ini vergimatrahından indirebilecek. Eğerortaklık, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenen bir projeyi hayata geçirmek için kurulmuşsa koyduğu sermayenin yüzde 100'ünü indirebilecek. BYS’deazami katkı 1 milyon lira olacak.
Halen ABD’de melek yatırımcılarla ilgili bilgileri, belirli bir ücret karşılığında, abonelik usulüyle çalışan internet siteleri üzerinden pazarlayan organizasyonlar var. Ülkemizde de bunun bir örneği bulunuyor. Melek Yatırımcılar Derneği’nin amaçlarına şu linkten ulaşmak mümkün: Tıklayın
Evet, çok risklidir. 2007 yılında ABD’de yapılan bir akademik çalışmada melek yatırımcıların %52 oranında zarar ettiklerini göstermiş.
İstanbul zaten bir finans merkezi.Bakınız “İstanbul dünya finans merkezleri arasında kaçıncı sırada?” başlıklı yazımız. Ancak İstanbul 77 küresel finans merkezi şehir arasında 61. sırada. Kişisel kanaatimize göre görünür bir gelecekte, örneğin 2023 yılına kadar, münhasıran söz konusu sunumda anlatılan teşvik tedbirleriyle veya çok daha fazlasıyla, İstanbul’u ilk 20’ye sokmak mümkün değil.
BKS ile amaçlanan finans piyasalarında“belli bir davranış kültürünün ve etik kuralların hâkim kılınması ve profesyonelliğin artırılması, BKS’nin kurumsallaştırılarak girişimcilerin güven duyacağı bir finans piyasası haline getirilmesi” ise yeniTTK’nın ertelenmemesi ve KOBİ’ler öne sürülerek kuralların gevşetilmemesi gerekiyor.