Muş: AKP adayı 538 oy farkla seçimi kazanıyor. HDP itiraz ediyor. 2.499 geçersiz oy var, itiraz reddediliyor.
Muş, Malazgirt İlçesi: AKP adayı üç oy farkla kazanıyor. 432 geçersiz oy var. HDP itiraz ediyor, itiraz reddediliyor.
Balıkesir: AKP adayı kazanıyor. İYİ Parti itiraz ediyor. Geçersiz oyların yeniden sayılmasını istiyor, itiraz reddediliyor.
Uşak: AKP adayı kazanıyor. İYİ Parti itiraz ediyor. Geçersiz oyların yeniden sayımını istiyor, itiraz reddediliyor.
Siirt merkez ile Kurtalan ve Baykan ilçeleri: HDP adayları kazanıyor. AKP itiraz ediyor. Geçesiz oyların yeniden sayımını istiyor, itiraz kabul ediliyor.
Eskişehir Çifteler ilçesi: AKP adayı 8 oy farkla kazanıyor. CHP geçersiz 400 oyun yeniden sayılmasını istiyor, itiraz ediyor, itiraz reddediliyor.
Yalova: CHP adayı kazanıyor. AKP itiraz ediyor. Geçersiz oyların yeniden sayımını istiyor, itiraz kabul ediliyor.
Iğdır: HDP adayı kazanıyor. MHP itiraz ediyor. Geçersiz oyların yeniden sayılmasını istiyor, itiraz kabul ediliyor.
Bartın: MHP adayı kazanıyor. AKP itiraz ediyor. Geçersiz oyların yeniden sayılmasını istiyor, itiraz kabul ediliyor.
Karaman: MHP adayı kazanıyor. AKP itiraz ediyor. Geçersiz oyların yeniden sayılmasını istiyor, itiraz kabul ediliyor.
Daha pek çok örnek var.
Yukarıda aktardığım yerlerde seçimlere şu ya da bu parti itiraz ediyor. İtirazlar her yerde, yani her ülkede ve her zaman oluyor. İtiraz normal. Bazen makul bir nedene dayanıyor, bazen laf olsun diye itirazlar var. Bu da, normal.
Ama, normal olmayan bir durum var bugünkü itirazlarda.
İşte, örnekler yukarıda.
Seçim sonucuna AKP ve MHP itiraz ederse, ilçe ve il seçim kurulları ile Yüksek Seçim Kurulu bu itirazı yüzde yüz kabul ediyor, muhalefet itiraz ederse, yüzde 99.9 reddediyor.
Anormal olan bu.
Hukuk dışı olan bu.
Seçim kurullarının birbiriyle çelişen bu tavrı, zaten var olan yargı güvensizliğine yeni bir güvensizlik daha ekliyor.
Üstelik, bu güvensizlik bir kentin kaderini etkiliyor.
“Milli irade” diye her fırsatta dillerinden düşürmedikleri, aslında demokrasinin en kutsal kavramını ağır biçimde yaralıyor.
Anormal olan bir başka konu daha var, “itirazları kabul ya da red gerekçeleri.”
Bir il ya da ilçe seçim kurulu itirazı reddederken:
“Geçersiz oylar yeniden sayımı gerektirmez.”
Bir başka il ya da ilçe seçim kurulu itirazı kabul ederken:
“Geçersiz oylar yeniden sayılmalıdır.”
Hangisi doğru?..
Hukuk bunun neresinde?..
Ölçü ne?..
Hukuk, mukuk hikâye.
“Ölçü, iktidarın istediği ne ise, o.”
AKP ne istiyor?..
“Sandıktan ben çıkıncaya kadar oylar yeniden ve yeniden sayılsın. Hâlâ çıkmıyorsa, seçim yeniden yapılsın!..”
Hemen her yerde ve asıl İstanbul‘da oynanan oyun bu.
İstanbul’da oylar sayılıyor ve sayılıyor, Ekrem İmamoğlu hep önde, Binali Yıldırım İmamoğlu’nu bir türlü yakalayamıyor. Arada 20 bine yakın oy farkı var, bu farkı kapatması mümkün değil.
Ve AKP bu kez İstanbul genelinde değil ama, Büyük Çekmece’de seçimin yenilenmesini istiyor. Yakında İstanbul genelinde isterse, şaşmamak gerek.
Bu oyalamaların, insanları bir kez daha germenin ne demokrasiyle, ne milli iradeyle, ne seçim hukuku ile ne siyasi nezaketle uzak yakın ilgisi var.
Bütün Avrupa hep bir ağızdan AKP’yi “seçim sonuçlarına uymaya” davet ediyor.
Seçim sonuçlarını kabullenmemek, sadece Türkiye’de yaşayan seksen milyon insana karşı işlenen bir “ayıbın” ötesine geçiyor. Batı Dünyasında AKP iktidarının itibarı biraz daha sarsılıyor.
“Ya ben kazanırım ya da ben kazanırım” gibi bir komedi belki bir kaç gün daha devam eder, sonunda İmamoğlu mazbatayı şanla ve şerefle alır.