"Ekonomi bilgisi yeni bir rekor daha kırıyor!.."
Her fırsatta söylüyor ya:
"Benim alanım ekonomi."
"Alanı" olduğu ekonomide Tayyip Erdoğan elde ettiği yeni bir "başarıyla" daha övünüyor:
"Benzin Avrupa'da en ucuz bizde. Yurt dışından gelenler arabalarını eskiden başka ülkelerde doldururlardı, şimdi bizde dolduruyorlar."
Bu cümle TL'nin değer kaybının resmen itirafı ama, farkında değil!..
Farkında değil ama, övünüyor ya, bu övünmesi ne kadar doğru, ne kadar yanlış, yine de ona bakmak gerek.
Bunun doğrusunu bulmak için:
a) Türkiye'de ve bazı Avrupa ülkelerindeki benzin fiyatlarını karşılaştırmak gerek.
b) Yerli ve yabancı paraların satın alma gücünü, TL'nin Euro ve dolar karşısında değerini karşılaştırmak gerek.
Benzin litre üzerinden, örneğin:
"Almanya'da 1.45, Hollanda'da 1.76, İsviçre'de 1.77, Yunanistan'da 1.97, Fransa'da 1.85, İtalya'da 1.94 Euro."
Bunlar dünkü fiyatlar. Bizde kaç Euro?..
"0.76 Euro."
Doğru, demek bizde daha ucuz!. Oralarda bir Euro'nun üzerinde, bizde bir Euro'nun altında.
Demek, Tayyip Erdoğan haklı!..
"Hayır, değil!..
Çok ciddi bir ekonomi bilgisi hatası var ya da yine algı yaratmak adına, bilerek öyle söylüyor."
Yurt dışından gelenler arabalarına benzini burada dolduruyor. Neden?..
"1 Euro 10 lira 29 kuruş."
Yurt dışından gelenler Euro kazanıyor, Euro harcıyor.
Ekonomi dersi, birinci sınıf bilgisi, döviz piyasası Tahtakale'de bürosu olan birinin ezbere bildiği konu:
"Bir ülkenin parası yabancı paralar karşısında ne ölçüde değer kaybediyorsa, o yabancı paranın satın alma gücü yerli para karşısında o kadar artıyor."
Türk Lirası Euro ve dolar karşısında ne kadar eriyorsa, Euro'nun ve doların Türkiye içinde satın alma gücü o kadar artıyor.
Örneğin, iki kişilik turistik bir otelin fiyatı bin lira olsun.
Bir turist için o odanın fiyatı yüz Euro'nun bile altında. Turistler Türkiye'ye kumun, denizin yanı sıra, bir de, onların parasına göre, "bu ucuzluğu" için geliyor.
Benzin bizde şu anda 7 lira 82 kuruş.
Dünkü kur üzerinden bir Euro 10 lira 29 kuruş olduğuna göre, yurt dışından gelen biri bir Euro karşılığında 1.31 litre benzin alıyor.
Avrupa'ya göre daha fazla.
"Çünkü, senin paranın değeri Euro karşısında düşük, Euro'nun satın alma gücü daha yüksek."
Bu basit konu üzerinde bu ölçüde durmak belki gereksiz ancak, Tayyip Erdoğan bu tür algılarla halkı çok sık yanıltmayı deniyor.
Neden yapıyor?..
Çünkü, başarısız. Başarısızlık, bu tür algıları körüklüyor.
Madem öyle...
İşte, benzin ucuz mu, pahalı mı, başka bir karşılaştırma yapıyorum.
"Bir Türk yurttaşı:
-2009 yılında iki yüz lira ile 135 dolar ya da 95 Euro alabiliyorken, bugün iki yüz lira ile ancak 22 dolar ya da 19 Euro alabiliyor.
-2009 yılında iki yüz lira ile 74 litre benzin alabiliyorken, bugün iki yüz lira ile ancak 25 litre benzin alabiliyor.
-2009 yılında iki yüz lira ile 17 kilo et alabiliyorken, bugün iki yüz lira ile ancak 3 kilo et alabiliyor."
Madem senin "alanın ekonomi", al sana ekonomi!..
Refah düşmüş, paranın değeri düşmüş, satın alma gücü düşmüş, sen hâlâ "arabalarına benzini burada dolduruyorlar" diye, hayal satıyorsun.
"Bizde böyle, Avrupa'da öyle" gibi karşılaştırmalar yaparken, hele de bir ülkeyi yönetme iddiasında isen, çok dikkatli olmak gerek.
Yaygın ekonomi kavramı:
"Devalüasyon... Yerli paranın yabancı paralar karşısında değerinin düşmesi..."
80'li yıllara kadar TL'nin değeri hükümet tarafından belirleniyor. 24 Ocak 1980 ekonomi kararları sonrasında, TL'nin kuru, yani yabancı paralar karşısında değeri, serbest piyasaya bırakılıyor, değer piyasadaki arz ve talebe göre karar kılıyor. Şu anda olduğu gibi.
"Senin paran değer kaybettikçe, senin ürünlerin dünya piyasalarında daha ucuza geliyor, daha ucuza geldiği için daha çok ürün satıyorsun, benzin bunun örneklerinden biri."
Lafı bu kadar uzatmaya gerek yok ama, Erdoğan bu tür yanlışları, insanları yanıltmayı çok yapıyor.
"Alanı ekonomi" ya...
Cari açıktan bütçe açıklarına, iç ve dış borçların artışına, tırmanan enflasyona, döviz rezervlerindeki boş havuza, yükselen işsizliğe, artan yoksulluğa bakın...
"Alan" takdiri", yaşadığınız hayatla birlikte size kalmış!..