Yok “622 “değilmiş de, “605” imiş!.. Yok “salt çoğunluk 622” imiş de, muhalefet ancak 605 imza toplayabilmiş!.. Yok “olağanüstü genel kurultay” için gerekli imza sayısı 622 imiş de, muhalefet yeterli imzayı toplayamamış!.. Yok “bu durumda olağanüstü kurultay yapılmazmış” da, bazı delegeler verdikleri imzaları geri çekmiş!.. CHP bu rakamlarla utanç duvarında at koşturuyor. Olağanüstü kurultaydan kaçmak için Kemal Kılıçdaroğlu rakamlarla oynamaya devam ediyor. Kendisini destekleyen Genel Merkez ekibi ise, her yaptığı açıklama ile perişanlığını sergilemeyi yüzü kızarmadan sürdürüyor!.. CHP’de artık ayıp ötesi durumlar yaşanıyor. Kılıçdaroğlu 17 oy farka dayanarak, koltuğunu koruma çabasında. Muhalefetin topladığı imza yüzde 47- 48 dolayında, hala “yeterli imzanın 622 olması gerek” utancı!.. Parti içi sefaletin, koltuk sevdasının “şimdilik” son halkası. Devamı gelecek programda mutlaka huzurlarınızda.
Ekonomi yangın yeri gibi. Dolar 5 lirayı aşıyor, yılbaşından bu yana Türk Lirası dolar karşısında yüzde 20’yi aşan değer kaybına uğruyor. Yüzde 20’yi aşan bir devalüasyona ne Meclis’teki AKP + MHP iktidar çoğunluğu dayanabilir, ne de yüzde 52 ile Başkan seçilen Tayyip Erdoğan. Devalüasyon yüzde 20’yi aşıyor, cari açık 65 milyar doları aşıyor. Dış borç toplamı 470 milyar dolar. Sadece bu yıl ödenmesi gereken dış borç 180 milyar dolar. Enflasyon, dün açıklandığı gibi, yüzde 16 sınırına yaklaşıyor. İhracat ve ithalat düşüyor. Yatırımlardan haber yok. “Amerika ile gerilim”, “terörle mücadele” derken ki, bunlar gerçek, ekonomi her geçen gün biraz daha içinden çıkılmaz hale geliyor. Ve ülkenin bu durumunda, CHP’de Fetret Devri. Fetret Devri... Osmanlı’daki gibi... 1402 ile 1413 yılları arasında Yıldırım Beyazıt’ın beş oğlundan dördü arasında süren taht kavgaları, yani Fetret Devri... Osmanlı yıkıldı, yıkılacak, padişahın oğulları taht kavgası peşinde. Bugün ülkede ekonomik yangın var, dış politikada olağanüstü gerilimler birbirini izliyor, CHP oralı değil, onlar taht kavgası peşinde. Yok 605, yok 622 gibi, utanılacak rakamlar eşliğinde.
CHP tabanı salt çoğunluğa 17 kala, 17 eksik imza var, değişim diye yırtınıyor. Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu olağanüstü kurultay yapmış, yapmamış, artık geçmiş olsun. CHP Genel Merkezinin kurultaya gitmemek için ortaya attığı uyduruk gerekçe 2018 Mart ayındaki yerel seçimler. Neymiş o?.. Yerel seçimlere yedi ay varken, olağanüstü kurultay partiye zarar verirmiş!.. Hangi “zarar”?.. Bu saatten sonra bu ölçüde yıpranmış bir partiden yerel seçimlerde artık ne hayır gelir? CHP tabanının hemen hemen yarısı başta Kılıçdaroğlu, bugünkü Genel Merkezi istemiyor. Bunun Türkçesi şu: Yerel seçimlerde CHP örgütü artık çalışmaya paydos, diyor. CHP Yönetimi bu haliyle devam ederse, “ben seçimde çalışmam” diyor.
Bunun bir başka Türkçesi daha var: Yerel seçimlerde CHP’yi tam bir felaket bekliyor. En güvendiği kaleleri bile kaybetmek tehlikesi şimdiden baş gösteriyor. Onun içindir ki: “Yerel seçimlere giderken kurultay yapılmaz” tam bir palavra. Anlamakta zorlandığım konu ise şu: CHP Genel Merkezinde Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler arasında tanıdığım aklı başında, siyaseti bilen, mantıklı, geniş dünya görüşüne sahip onca insan var, onlar bile bu uyduruk gerekçenin, bu palavranın arkasından gidiyor. “622 değil, 605” imiş!.. Utanç rakamlarıyla Fetret Devrinin son örneği!.. Siyasetle ilgili, ilgisiz herkes bu tabloyu ibretle izliyor.