Alkışlar ve alkışlar Tayyip Erdoğan’a...
Kimlerden?..
Yandaşlardan ve yandaşlığa göz kırpanlardan...
Neden bu alkışlar?
Erdoğan’ın açıkladığı seçim vaatlerinden, başlığını “ahdim olsun ki” diye attığı konuşmasından dolayı.
Yandaşlığın ve yandaşlığa heveslenmenin tavan yaptığı bu alkış furyasında iki ihtimal var. Ya bu arkadaşlar yandaşlık nedeniyle “algı yeteneklerini” iyiden iyiye yitiriyor ya da göz göre göre insanları kandırmaya çalışıyor.
“Ahdim olsun ki”...
Peki “olsun”, o zaman bu “ahidlere” bir yakından bakmak da “olsun.”
Erdoğan şunu söylüyor:
“Faizler, enflasyon, cari açık düşecek”.
Sen on altı yıldır bu ülkeyi yönetiyorsun. Demek ki:
On altı yıldır faizler yüksek, on altı yıldır enflasyon düşmüyor, on altı yıldır cari açık yıldan yıla yükseliyor.
Erdoğan şunu söylüyor:
“Enerjide dışa bağımlılığımız büyük ölçüde azalacak”.
Sen on altı yıldır bu ülkeyi yönetiyorsun. Demek ki:
On altı yılda enerjide dışa bağımlılığımız büyük ölçüde artıyor, hele de Rusya’ya her türlü ölçüye aşacak biçimde.
Erdoğan şunu söylüyor:
“Tarım ve hayvancılık teşvikleri daha etkin hale gelecek”.
Sen on altı yıldır bu ülkeyi yönetiyorsun, demek ki:
On altı yılda Hollanda büyüklüğünde tarım arazisi kayboluyor, eskiden kendi ürettiğimiz tarımsal ürünleri şimdi dışardan satın almak zorunda kalıyoruz. On altı yılda hayvancılık politikası sonucunda et ithalatı almış başını gidiyor, üstelik et fiyatları da uçuyor.
Erdoğan şunu söylüyor:
“Vergi sistemi daha adil hale gelecek”.
Sen on altı yıldır bu ülkeyi yönetiyorsun, demek ki:
On altı yıldır vergi sistemi adil değil.
Vergiyle bağlantılı olarak, Erdoğan şunu söylüyor:
“Dar gelirliler üzerindeki vergi yükü azalacak”.
Sen on altı yıldır bu ülkeyi yönetiyorsun, demek ki:
On altı yıldır dar gelirliler üzerindeki vergi yükü epey yüksek.
Erdoğan şunu söylüyor:
“Şehirlerimiz kültür sanat üreten kimlikli şehirler haline gelecek”.
Sen on altı yıldır bu ülkeyi yönetiyorsun, demek ki:
On altı yıldır şehirlerimiz kültür ve sanat üreten kimlikten uzak bulunuyor.
Erdoğan’ın “ahdim olsun ki” diye başlayan sözleri gerçekte on altı yılın itirafı, on altı yılın bilançosu. Erdoğan nelerin kötü gitmiş olduğunun farkında, on altı yıldan sonra bunları düzeltmeye söz veriyor.
Peki, sen on altı yıldır ne yapıyorsun?
On altı yıldır neredesin?
Dolayısıyla, geçerli olmayan bir manifesto var karşımızda.
Öyle ki:
Sanki muhalefet manifestosu.
Sanki düzeltilmesine söz verdiği bütün başlıklar bir başka iktidarın eksiklikleri ve Erdoğan onları düzeltmeye söz veren bir muhalefet lideri.
Ve bu manifesto alkışlanıyor!!!!...
Ayıptır, ayıp.
Kendisine karşı yükselen muhalefetin öyle farkında ki:
1-Vaad üstüne vaad veriyor, emeklilere bayramlarda ikramiye, imar affı, vergi affı gibi vaatler.
2-İlk kez, evet ilk kez ağzından şu sözleri kaçırıyor:
“Kaybedersem, Beştepe‘den ayrılırım”.
“Kaybetmek” sözünü ilk kez ediyor. Buna benzer başka bir sözü de şu:
“Eğer kazanırlarsa, ne yapacaklarını biliyorlar mı?”
O konuda merak edecek bir şey yok.
Kazanan, yeniden parlamenter sisteme dönme sözü veriyor.
Ancak, burada önemli olan, “kazanmak ve kaybetmek” kavramlarını Erdoğan’ın ilk kez dile getirmiş olması.
İnsanlar, onun getirdiğine tanıma uygun olarak “tamam” diyor. Yani, “senin süren tamam.”
Ve sosyal medyada “tamam” bir saat içinde bir milyona ulaşıyor.
Doğru, artık hepimizin hayatı “tamam” çizgisinde hızla ilerliyor.