Nöbetçi savcıyı arıyor CHP yönetimi, ama savcıya ulaşmak bir türlü mümkün olamıyor!.. Nedense!..
Bunun üzerine doğrudan Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısı ile bağlantıya geçiyorlar.
5 Haziran Cuma sabahı da, önceki gün, avukat Yiğit Acar Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruyor.
CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'na 4 Haziran Perşembe gününden 5 Haziran Cuma akşamına kadar, yaklaşık otuz saat süren, hiç akılda olmayan baskıcı uygulamanın özet öyküsü şöyle.
Hiç kimsenin beklemediği bir günde, 4 Haziran Perşembe günü Enis ile HDP milletvekilleri Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın milletvekilliği düşürülüyor.
Hiçbir siyasi sorumluluğu olmayan, atanmış bir kişinin, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın gönderdiği tezkerenin Meclis'te okunmasıyla... Yeri geldiğinde, dillerinden eksik etmedikleri "milli irade" işte buraya kadar... Pek çok örneklerden birisi!..
Perşembe akşamı, sanki kaçan birileri varmış gibi, birkaç saat sonra üç milletvekili de gözaltına alınıyor. Enis akşam saatlerinde İstanbul'a ulaşıyor ve evinde gözaltına alınıyor.
Polis Enis'i önce Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü'ne götürmek istiyor. Orada nezarette tutmak amacıyla.
Perşembe gecesi saat 24.00 dolayları... Bunu engellemek, Enis'in doğrudan Maltepe Açık Cezaevi'ne gönderilmesini sağlamak üzere, CHP yönetimi devreye giriyor. İki CHP yöneticisi Vatan Caddesi'ne giderken, Ankara'da da telefonlar işliyor.
Doğrudan cezaevine götürülmesi için savcının izin vermesi gerek, ama savcı ortada yok!.. Cuma sabahı saat 01.30... Nöbetçi savcıya ulaşmak mümkün olmayınca, CHP yönetimi Adalet Bakanı'nı ve Yardımcısını arıyor.
Cuma sabahı saat 02.30... Adalet Bakanı'nın araya girmesiyle, savcı bulunuyor, Enis Maltepe Cezaevi'ne gönderiliyor.
Cuma sabahı 03.30... Olayı adım adım izleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi telefonları açık, artık hepsi dinlenmeye çekiliyor.
Cuma sabahı, normal çalışma saatinin erken dakikalarında Enis'in avukatı Yiğit Acar prosedür gereği, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruyor:
"Korona önlemleri kapsamında 14 Nisan'da kabul edilen infaz yasası çerçevesinde, Enis'in cezasının 31 Temmuz'a kadar dışarıda geçirmesi isteminde bulunuyor."
O yasaya göre, açık cezaevinde kalan tutuklulara 31 Temmuz'a kadar izin veriliyor. Enis'in de, bu yasadan yararlanması amacıyla, resmî başvuru yerine getiriliyor.
O işlem, bu işlem... Cuma akşamı 22 dolaylarında Enis 31 Temmuz'a kadar serbest bırakılıyor.
Mahkeme kararına göre, suçu "devletin gizli belgelerini açıklamak". Daha önce iddia edildiği gibi, "casusluk" yok. MİT TIR'ları davasında aldığı ceza 5 yıl 10 ay. Bu sürenin 16 ayını hapiste çekiyor, yeniden milletvekili seçiliyor, tahliye ediliyor.
Bir ağır hukuk ihlali de burada. Yeniden milletvekili seçilen kişi, tekrar dokunulmazlık kazanıyor. Milletvekilliği düşürülürken, Meclis'te okunan o tezkere bu hukuk kuralını görmezden geliyor. Tezkerenin okunmasına izin veren Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un bu kadar eleştirilmesi, makam odasının kapısına Anayasa Kitapçığı konulması bundan dolayı.
Bu arada Anayasa Mahkemesine başvurusu var. Eğer Anayasa Mahkemesi 31 Temmuz'a kadar lehte bir karar verirse, mesele yok, Enis serbest. Değilse, cezasının kalan bölümünü açık cezaevinde geçirebiliyor.
Daha önce 16 ay yatıyor, şimdi yatması gereken süre 18 ay. Terör, cinsel istismar gibi, yasada sayılan bazı suçların dışında, toplam cezası on yıldan az olan "iyi halli hükümlüler" kapalı yerine, cezalarını açık cezaevinde çekebiliyor.
Enis şimdi haktan yararlanıyor.
Açık cezaevinde üç ay içinde bir haftalık ev izni var, ayrıca okula devam etmesi mümkün.
Ne okulu?..
Cezasının 16 ayını çekerken, Enis üniversite sınavına giriyor. Koç Üniversitesi Tarih - Arkeoloji bölümünü kazanıyor, çünkü orasını istiyor.
Yanılmıyorsam, şu anda ikinci sınıf öğrencisi. Okullar açıldıktan sonra, hâla tutuklu ise, açık cezaevinden okula gitmesine izin veriliyor.
Bu arada "AKP'nin siyasi çabası"...
İki HDP'li ile bir CHP'li üyenin milletvekilliklerini aynı anda düşürmek, epey basite kaçan bir çaba.
"CHP ile HDP'yi bir göstermek, yan yana getirmek" çabası...
"Nasıl bir fırsat yaratırız da, muhalefeti çıkmaza sokarız" çabası...
Boşuna!..
Bu çabalar, bu manevralar AKP'nin oy kaybettiğinin kendisi tarafından "üstü örtülü" itirafı.
1981 Mart ayı... Benim Ankara Cumhuriyet'in Temsilciliği'ne atandığım tarih. Ondan önce aynı büroda ekonomi muhabiri olarak görev yapıyorum. Temsilci olunca, yeni bir ekonomi muhabirine ihtiyaç var. Çevreme haber gönderiyorum.
İstanbul'dan bir arkadaşımın telefonu üzerine, Ankara'dan bir kaç saatliğine İstanbul'a geliyorum, arkadaşımın bürosuna gidiyorum.
Karşımda eli yüzü düzgün, nezaketi ve saygıyı elinden bırakmayan genç bir adam oturuyor. Sohbet başlıyor. "Almanca ve İngilizce biliyor, Avusturya Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu, donanımlı, o sırada bir ekonomi gazetesinde çalışıyor".
Enis Berberoğlu ile hemen el sıkışıyoruz, kısa süre içinde Ankara Cumhuriyet Bürosu'nda göreve başlıyor.
Daha sonra eşi Oya il evlenirken, ben onların nikah şahidiyim.
2000'li yılların başlarında Hürriyet'te buluşuyoruz.
Bende haz bırakan bu hoş geçmiş nedeniyle, o benim için "Enis"!..