Neden güldüğü belli!..
İlk maddeyi duyunca, gülüyor, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu açıklanan paketteki ilk madde onu "haklı olarak" neşelendiriyor!...
Suriye’de askeri operasyon yapılıyor, AKP iktidarı adını "Barış Kalkanı" koyuyor, Koronavirüs'e karşı ekonomik paket açıklanıyor, adı "Ekonomik İstikrar Kalkanı!..." Yandaş gazetelerin tamamı bu başlıkla çıkıyor. Ne hikmetse artık, bir "kalkandır" gidiyor!..
Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı "istikrar kalkanının" birinci maddesi çeşitli sektörlerde "vergiler ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs, Haziran ödemeleri altışar ay erteleniyor". Sermaye sınıfına kıyak çekiliyor. Rıfat Hisarcıklıoğlu "haklı olarak"(!) neşelenince, Erdoğan ona takılıyor, "neşen yerinde!".
Nasıl olmasın, 65 yaş üstündekilere maske ve kolonya, işçiye, memura, küçük esnafa, işsizlere selam gönderen bir "kalkanda" sermaye sınıfı sonuna kadar kollanıyor.
Koronavirüs paketi AKP iktidarının "sınıfsal özelliğini, konumunu" bir kez daha gün yüzüne çıkartıyor.
Paketin onuncu maddesi ile bu kez "müteahhitler, genel olarak inşaatçılar" neşeleniyor. O maddeye göre, "500 bin liranın altındaki konutlarda peşinat yüzde yirmiden yüzde ona düşürülüyor". Konut sektörü teşvik ediliyor.
Koronavirüs'e karşı mücadele ile konut sektörünün teşvik edilmesi arasında "ekonomik kalkan" bağlantısı kuranlara şapka çıkarmak gerek!.. Helal olsun onlara!..
Bu kararların hazırlandığı toplantıya katılanlara bakınca, sonuç zaten sürpriz değil. Toplantıda bol bol iş veren temsilcileri var, işçi sendikalarını temsil eden tek bir kişi ya da kurum yok.
Paket yaklaşık 16 milyar dolar. Kaynağı belli değil. 10 milyon nüfuslu İsveç 30 milyar dolar, 67 milyon nüfuslu Fransa 400 milyar, 82 milyon nüfuslu Almanya 600 milyar Avro ayırıyor. 330 milyon nüfuslu Amerika 850 milyar dolarla başı çekiyor.
Öte yandan, Türkiye’deki vaka sayısındaki artışa bakınca...
Resmi açıklamalara göre, 11 Mart günü bir tek vaka. 14 Mart günü altı vaka. 15 Mart günü 18 vaka. 18 Mart günü 191 vaka. Bir hafta içinde 1’den 191’e fırlayan korona virüs vakası. Türkiye’de virüsle mücadelenin seyri bu.
Neden fırlıyor?
Umreden dönenlerin yurda dağılması üzerine! Her olaya maydanoz olan Diyanet İşleri’nin, tam da görevi olan bir konuda gafleti nedeniyle!
Virüse karşı mücadelede en çok para ayrılan Amerika’da tam anlamıyla bir "Trump faciası" yaşanıyor.
Ocak ayı başında Amerika tek bir vaka görüldüğünde, Trump "merak edecek bir şey yok, her şey sıfırlanacak" diyor.
Ocak sonunda "vaka sayısı çok aza indi, biz iyiyiz" diyor.
Şubat’ta "on beş vaka var, biz erken öğrendik ve ona göre önlem aldık" diyor.
Şubat sonunda 323 vaka var, "biz büyük bir ulusuz, çok iyi gidiyoruz" diyor.
Mart ortasında 1.504 vaka var, ölü sayısı 39, "bizim ülkemiz çok büyük, iyi mücadele ediyoruz" diyor.
Şimdi 5.002 vaka var, ölü sayısı 82, "iyi işler oluyor, çabuk öğrendik mücadele etmeyi" diyor.
Vaka sayısı ve ölümler arttıkça, Trump hep "iyi mücadele ettiklerini" söylüyor!
Zaten ülkeleri yönetenlere göre, virüse karşı "iyi mücadele etmeyen tek bir ülke yok"!
Biz de öyle.
Sigara yasağından İdlib’deki askeri harekata kadar, her alanda iktidara destek veren Hisarcıklıoğlu’nun, "ekonomik kalkan" konusunda da, neşesini anlamak mümkün, ne de olsa, "iyi mücadele ediyoruz".