"Aziz Nesin, Adnan Veli, Rıfat Ilgaz, Yusuf Ziya Ortaç, Muzaffer İzgü, Oktay Verel, Tekin Aral, Gani Müjde, Yılmaz Erdoğan, Müjdat Gezen..."
Ve de, huzurlarınızda yukarıda aklıma gelen isimler gibi, mizah tarihimize imzalarını atan yazarlarımıza, oyuncularımıza taş çıkartan bir örnek daha!.. "İnanmazsınız", demiyorum, çünkü bu ülkede artık "olmaz olmaz demeyin, her şey olur!.."
Önceki gün Meclis'te güvenlikle ilgili bir yasa tasarısı görüşülürken...
CHP milletvekili Mahmut Tanal aniden yerinden fırlıyor, kürsüde konuşan milletvekilinin sözünü kesiyor:
"Şimdi bana haber verdiler, Şanlıurfa Ceylanpınar ilçesinde yüz koyunu gözaltına almışlar!.."
Ne, koyunları gözaltına mı almışlar???!!!..
O sırada Meclis'te İçişleri Bakan Yardımcısı var, oturumu izliyor. Tanal ona dönüyor:
"İçişleri Bakan Yardımıcısısınız, hayvanları serbest bırakın!.."
Araya oturumu yöneten Başkanvekili giriyor, yeni bir mizah eseri:
"Efendim, hayvan hakları konusundaki yasa önerisi Meclis'te bekliyor."
E, o zaman havyan hakları yasası kabul edilinceye kadar, koyunlar gözaltında demektir!!!!...
Ceylanpınar'a gitmek gerekiyor şimdi...
Orada "Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne" ait araziler var. Dronlarla kontrol ediliyor. Ayrıca nöbetçiler var.
Koyunlar o araziye giriyor ve otluyor. Olmaz yasak!.. Yetkililer durumu acele tespit ediyor, nöbetçiler hiç sektirmeden geliyor ve...
"Koyunlar orada bulunan 'hayvan gözaltı merkezine' götürülüyor!.."
Mahmut Tanal Meclis'te işin peşini bırakmıyor:
"Koyunlar derhal serbest bırakılsın, bu Anayasa aykırıdır!.."
Ardından günümüze uygun bir soru patlatıyor:
"Sayın Başkan, bu koyunlar acaba terörle bağlantılı mıdır?.."
Hazır İçişleri Bakan Yardımcısı orada ya...
Olaya el koyuyor ve bir süre sonra Meclis Başkanlığına bilgi geliyor:
"Ceylanpınar'da kendi arazisine ayrılan alanın dışına çıkarak hayvan otlatan, araziye zarar veren hayvan sahiplerinin bu koyunlar için Kabahatlar Kanunu'nun 68. maddesi gereğince, işlem yapılmış, koyunlar serbest bırakılmış, sahiplerine iade edilmiştir."
Bu bilgi üzerine Meclis'ten alkışlar yükseliyor!..
Kesilen ceza ne cezası?
"Hayvanları bakım ve besleme cezası."
Şimdilik koyunlar özgür!..
Eyyyy koyunlar!..
Türkiye sizinle gurur duyuyor!..
"Sağlık Bakanı Fahrettin Koca istifa mı etti?..
Etti ve istifası kabul mü edilmedi?.."
Bu kulis haberi yaygın biçimde dolaşıyor ortada. İstifa etmiş ve kabul edilmemiş olabilir. Her ne kadar istifa tek taraflı bir irade ise de, "tek adam rejiminde" istifa etmek o kadar kolay değil!..
İstifası için bir kaç neden olabilir, örneğin her gün halkın karşısına çıkıp, hem "maske, mesafe" diye uyarmak, hem insanların "toplu alanlardan uzak kalmaları gerektiğini" sürekli hatırlatmak, hem de "AKP'nin lebalep kongreleri" sorusunu geçiştirmeye çalışmak...
Ya da..
"Aşı ile ilgili" verdiği miktarların, aşılama takviminin birbirini tutmayışı...
Evet aşı... Salgın hastalıklarına karşı en etkili korunma yollarının başında geliyor.
1928 yılında "Hıfzıssıhha Enstitüsü" boşuna kurulmuyor. Enstitü o yıllarda çeşitli hastalıklara karşı aşı ürettiği gibi, aşı da ihraç ediyor.
Enstitüde aşı üretimi 1994'te azalıyor, 2011 yılında AKP enstitüyü kapatıyor. Neden kapatıyor?.. Devletin işe yarar kurumlarını AKP ya satıyor ya kapatıyor.
Koronaya karşı bizde 25 üniversite, sekiz özel şirket, sekiz kamu kuruluşu aşı bulma çalışmalarına başlıyor.
Dünyada çeşitli ülkelerde seksene yakın firmada aşı üretme çalışmalarında şu anda sonuç veren sekiz aşı var. Bizde henüz yok.
Neden yok?..
"Akla gelebilecek her olay siyasal kararlara bağlı da ondan!.."
Doktorlar sabahtan akşama kadar "aşı da aşı" diyor ve ekliyor:
"Toplum bağışıklığının sağlanması için en az 120 milyon doz aşı gerekiyor."
Bu aşılar ne zaman gelecek, toplum bu yoldan ne zaman bağışıklık kazanacak?..
Sağlık Bakanı Koca'ya göre:
"Haziran sonuna kadar!.."
Aşılama iyi yönetilmiyor, buna salgınla mücadelenin genel anlamda iyi yönetilmediği eklendiğinde, ortaya "kıpkırmızı bir Türkiye haritası" çıkıyor.
"Günlük vak'a sayılarında Türkiye şu anda Avrupa'da ilk sırada!.."
Buna karşılık, örneğin İngiltere düzgün ve yerinde bir aşılama proğramıyla, geçen yıl en tehlikeli ülkelerin başında gelirken, bugün tehlikeden en uzak ülke durumunda.
Salgınla mücadelenin bu kadar kötü yönetilmesinin, aşılama programının bu kadar gecikmesinin araştırılması isteniyor. İyi Parti Meclis'e araştırma önergesi veriyor.
"- Mücadelede nerede hata yapılıyor?..
- Aşı neden gecikiyor?..
- Bilim Kurulunun önerileri ne ölçüde uygulanıyor?..
- Uygulanmıyorsa, neden?.."
Böyle bir araştırmanın kimlerin foyasını ortaya çıkaracağı çok belli. Onun içindir ki:
"AKP ve MHP oylarıyla red, yani ‘araştırılmasın' , kimse hiç bir bilgiye sahip olmasın!.."
O zaman ölmeye devam!..
Vak'a sayılarında artışa devam!