"-Kız çoçukların okula gitmesi yasak.
-Kadınların çalışması yasak.
-Kadınların peçe takması, burka giymesi, yani tümüyle kapanması şart.
-Kadının hele bir yüzü görünsün, hemen kırbaçlanıyor.
-Erkeklerin takke takması, sakal bırakması şart. Sakalını kesen erkeklere, en az altı ay hapis cezası veriliyor".
Devamı var.
Devamından önce, bunları zorla uygulayanlar kim?..
"Taliban" adında, aynı zamanda "terör" üreten bir örgüt.
Kabil Havaalanına Türk Askeri göndermesi gündeme gelen Türkiye'ye karşı Taliban, "biz yabancı asker istemiyoruz" diyor.
Buna karşı Tayyip Erdoğan ne diyor?.. Şunu diyor:
"Taliban bu görüşmeleri Türkiye ile çok daha rahat yapması lazım".
O "lazım" bölümü bir yana, Erdoğan'ın asıl sonraki cümlesi öyle böyle değil:
"Türkiye'nin, onların inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Ters olmadığımız için onlarla konuları daha iyi konuşacağımıza ihtimal veriyorum".
Son zamanların, belki de son yılın en çarpıcı siyasi cümlesi.
"Taliban" denilen şeriatçı örgütle, "onların inancıyla alakalı ters bir yan yok-muş!..".
Arapça "talib", (öğrenci) sözcüğünün çoğulu "Taliban" (öğrenciler) adını benimseyen örgüt, bir "mollanın" önderliğinde, "Molla Ömer Ahund" liderliğinde, 1994 yılında "elli medrese öğrencisiyle" kuruluyor.
Taliban, Amerika'nın da desteğiyle, Afganistan'da Sovyet işgaline karşı savaşıyor. Savaştan sonra Afganistan'da amacını açıklıyor:
"İslama dayalı bir yönetim kurmak".
Kurulduktan bir kaç ay sonra, çoğunluğu yine medrese ve şeriat okulu öğrencilerinden oluşan, sayısı yirmi bini bulan askeri bir güce sahip oluyor.
"Çoğunluğu Peştun'lardan" oluşan medrese öğrencileri, bir süre sonra savaşçı kimlik kazanıyor.
En büyük askeri ve maddi desteği, yine bir İslam Cumhuriyeti olan "Pakistan'ın istihbarat örgütü ISI'dan" görüyor.
Peştunlar Afganistan'da en kalabalık etnik gurubu, aynı zamanda Sünni İslamcı gurup. Yani, en gerici örgüt olmanın yanı sıra, Taliban'ın "ırkçı" bir tutumu da, var.
1989'da Sovyetlerin çekilmesinin ardından, Afganistan'daki merkezi hükümetin zayıflığından yararlanıyor ve iktidara geliyor.1994'ten bu yana, başkent Kabil onların denetiminde.
Kendisini "Afganistan İslam Emirliği" olarak tanımlıyor.
Başlangıçta "yumuşak" bir görünüm veren Taliban, "iktidar dönemi uzadıkça, asıl yüzünü göstermeye" başlıyor.
"Hanefi mezhebi ön planda tutuluyor ve şeriata dayalı anayasal sistem yürürlük kazanıyor".
Devamında neler oluyor?..
"-Şeriatın gündelik yaşamda uygulamalarını izlemek amacıyla Emr-i Bil Maruf ‘İyiliği Emretme Bakanlığı' kuruluyor.
-Afganistan TV yayını durduruluyor.
-Fotoğraf dahil, her türlü görsel yayın ve müzik yasaklanıyor.
-Erkeklere, evine en yakın camide beş vakit namaz kılma mecburiyeti getiriliyor. Emr-i Bil Maruf görevlileri camilerde yoklama yapıyor. İran'daki ‘Devrim Muhafızları' gibi.
-Mazeretsiz camiye gitmeyenler, namaz surelerini bilmeyenler kırbaçlanıyor".
Erdoğan ne diyor:
"Türkiye'nin onların inancıyla alakalı ters bir yanı yok!.."
Nasıl yok, her şey baştan sona TERS!..
Taliban uygulamalarını sürdürüyor:
"-Bütün okullar medreseye dönüştürülüyor.
-Ders kitaplarındaki görseller, resimler, yok ediliyor.
-Medreselerde öğrencilere en az üç metre olmak üzere sarık sarma zorunluğu getiriliyor.
-Ele geçirilen bilgisayarlar, TV kabul edilerek, kırılıyor.
-İslam Devletine karşı gelenler, hain damgasıyla, idam ediliyor.
-Çeşitli suçlardan, örneğin hırsızlıktan dolayı, kişilerin eli kesiliyor.
-İdamlar ve el kesmeler halka izlettiriliyor.
-Kesilen eller kentin merkezinde sergileniyor.
-Resmi kurumlarda Peştun dili zorunlu hale getiriliyor.
-Toplu taşıma araçlarında aynalar, kadınlara bakılabileceği gerekçesiyle, kaldırılıyor".
Erdoğan ne diyor:
"Türkiye'nin onların inancıyla alakalı ters bir yanı yok!.."
Nasıl yok, baştan sona her şey TERS!..
Başkent Kabil'de hükümet kurduktan sonra, kurucu lider Molla Ömer "Emir-El Müminin, Müminlerin Emiri" ilan ediliyor. "Halife" diyemedikleri için!..
Camilerde Molla Ömer adına hutbe okunuyor.
Bayrak değiştiriliyor.
Afganistan'ın ve Pakistan'ın bölgesel çıkarları için Taliban "vekalet savaşı" veren bir örgüte dönüşüyor.
Yani, "terör" üretiyor.
Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan Taliban'ı resmen tanıyor.
Rusya'nın çekilmesinden sonra, Afganistan'ı boş bırakmak istemeyen "Amerika Taliban'la görüşüyor".
Ne olacak, Amerika için ne fark eder ki, ünlü terör örgütü, "El Kaide" bir Amerikan ürünü değil mi?.. Sonradan lideri "Usame Bin Ladin'i" uzun takipten sonra öldüren yine Amerika değil mi?..
Bin Ladin'den sonra liderliği ele geçiren "El Zevahiri" Taliban'ın yeni lideri "Ahtar Mansur'a" bağlılığını bildiriyor.
Amerika bu kez El Zevahiri'nin peşine düşüyor.
Ne olacak, Amerika için ne fark eder ki, Amerika PKK'nın kolu "YPG'ye de silah ve her türlü malzeme yardımında" bulunmuyor mu?..
Erdoğan'ın "Amerika Taliban'la bazı görüşmeleri yapıyorsa, biz neden görüşmeyelim" sözü, Türkiye'nin Taliban ile görüşmesiyle asla örtüşmüyor. Amerika'nın görüşmesi çok farklı bir mantık.
Heykelleri kıran, resimleri yok eden, kadını değersiz bir varlık olarak gören, sanata düşman, uygarlığa düşman, insanlığın ortak değerlerine düşman, sınırsız insan hakları ihlalleri işleyen şeriatçı bir örgüt Taliban.
Erdoğan ne diyor:
"Türkiye'nin onların inancıyla alakalı ters bir yanı yok".
Nasıl yok, baştan sona her şey TERS!..
Türkiye Kabil Havaalanı'nın korunmasıyla ilgili asker göndermek isteyince, Taliban sözcüsü:
"Biz ülkemizde hiç bir yabancı askere müsamaha etmeyeceğiz, Türkiye buna dahildir. Asker gönderdiği takdirde, Türkiye'yi işgalci güç olarak sayacağımızı ilan ederiz".
Bu açıklama AKP'yi şaşırtıyor, AKP Sözcüsü Ömer Çelik Taliban'ın Türkiye eleştirisini "iletişim kazası" olarak niteliyor.
"İnançla alakalı ters bir yan yok" ya, onun için "iletişim kazası!.."
Türkiye Cumhuriyeti, Anayasasında yazdığı gibi, hâlâ ve dünya döndükçe ve hangi iktidar gelirse gelsin, "laik, sosyal bir hukuk devletidir". Zaman zaman bazı sapmalar olsa bile, asıl temel asla değişmez. Yine yerine oturur.
Bizim Cumhuriyetimizin şeriata dayalı bir İslam Devleti kuran Taliban ile en küçük bir "inanç beraberliği OLAMAZ".
Dolayısıyla, "iletişim kazası" gibi, bir durum asla söz konusu olamaz.
Taliban'ın uygulamaları ve "inancıyla alakalı her şey bize baştan sona TERS!.."
Günümüzde, bir zamanların en katı İslam Devleti Suudi Arabistan bile kendi içinde reformlara yönelirken, kadınlara belli sınırlar içinde bazı haklar tanırken, Taliban şu anda "en koyu şeriatçı örgüt".
Ne inanç beraberliği?.. Ne Taliban'ı?..