Bunlar neşemizi aldılar... Yaşama sevincimizi kırdılar bunlar... Bunlar hayallerimizi çaldılar... Yarınlarımızı gölgelediler... Güven duygumuzu yok ettiler...
Dün... "Dünya Dans Günü" imiş!..
TV'lerde tesadüfen izliyorum.
Olağanüstü bir koreografi eşliğinde valsler ve tangolar... Yerli ve yabancı TV'lerdeki görüntüler ve müzik insanı yaşadığı dünyadan kopartıyor, başka alemlere sürüklüyor.
Vals... Tango... Çağların gerisinden akıp giden müzik şöleni....
Yine de, "büyük bir hüzne" kapılıyorum. "Dünya Dans Günü..." Vals... Tango... Muhteşem koreografi, fonda doğa harikaları...
Hüzne kapılıyorum ama, "Hüzün ki, en çok yakışandır bize" diyemiyorum artık Hilmi Yavuz'un dizesiyle.
Öyle uzak ki, bize.
O müziği dinlerken, o gösteriyi, o doğal güzellikleri izlerken, içime dolan tedirginlik, yerini arkası kesilmeyen sorulara bırakıyor:
"Biz neredeyiz?.. Nerede benim ülkem, benim insanlarım nerede, neler oldu bize?.."
Her gün bir terslik, her gün bir yolsuzluk iddiası, her gün kural dışı, hukuk dışı bir tutum ve uygulama...
İşte, o kural dışılıktan yeni ve "müthiş bir itiraf düşüyor" ülkenin tam ortasına.
Vals ve tango bir anda geride kalıyor, yeniden "back to reality", gerçeğe dönüş!..
Son iki yılda bu kaçıncı, dördüncü TÜİK Başkanı mı?.. Sait Erdal Dinçer... TÜİK Başkanlarının neden bu kadar sık değiştiğini anlatan bir konuşmaya imza atıyor.
Önceki gün TBMM'de bir komisyonda söz alıyor TÜİK Başkanı Dinçer:
"Verilerin elde edilmesinde maalesef ki, kendi elde ettiğimiz verilerle ilgili bir sıkıntım yok ama, diğerleri ile elde edilen bilgilerde eksiklikler veya ricalar veya protokoller sonucunda bazı şeyleri...
Yani, tam şunu söylemek istiyorum, istenilen boyuttaki tüm veri miktarına ulaşılmayabiliyor".
Ne?..
"Rica" mı?..
Ne?..
"Eksiklik" mi?..
Ne?..
"İstenilen verilere ulaşılamıyor" mu?..
Birinci elden müthiş bir itiraf bu!..
TÜİK en başka enflasyon ve işsizlik olmak üzere, çeşitli istatistik bilgileri yayınlıyor. O bilgiler her sefer çok tartışılıyor, kimse inanmıyor. Ve şimdi...
"Ricalar yoluyla, açıklanan örneğin en başta enflasyon ve işsizlik verilerine müdahale edildiği, değiştirildiği en yetkili ağızdan itiraf ediliyor".
Son yılların skandallarından biri daha.
TÜİK verileri ile ilgili kuşkuları haklı çıkartan, o verilerin gerçeği yansıtmadığının itirafı!..
Ayrıca...
Kim ya da kimler "rica" ediyor olabilir?..
O "rica" acaba hangi sözcüklerle, hangi tavırla iletiliyor olabilir?..
TÜİK Başkanlarının neden bu kadar sık değiştiğini anlatan bir açıklama.
"Ricayı" istenen ölçülerde yerine getirmeyen Başkanların o koltuktan neden şutlandığını da anlatıyor.
Meclis'teki komisyonda "istenilen boyutta verilere ulaşılamıyor" diye itirafta bulunan TÜİK Başkanı Dinçer...
Bu itirafın tarihi 28 Nisan. İtirafı aktaran, o komisyon üyesi CHP Ankara milletvekili Gamze Taşçıer.
25 Nisan günü, yani o itiraftan üç gün önce bir törende konuşan aynı TÜİK Başkanı Dinçer:
"Güvenilir istatistikler ve sağlıklı işleyen bir istatistik sistemi olmadan, güvenli bir gelecekten söz etmek mümkün değildir".
İstatistiklerde "ricalar ve eksikliklerle" tam verilere ulaşılamadığını söyleyen, yani "güvenli olmadığını" belirten Başkan, tam ve gerçek veri olmadan "güvenli gelecek olmadığını" ekliyor.
E, bu kadar yeter?..
"Şahsım" şimdi bu Başkanı o koltuktan uçurmaz da, ne yapar?..
Ben vals ve tangolara dönüyorum.
Salgın başladıktan sonra hemen her hafta basın toplantılarıyla hepimizi aydınlatan, gazeteci meslektaşlarıma, hele de bu yıllarda çoktan unuttuğumuz, gösterdiği sabır ve nezaketle belli bir sempati kazanan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gün geçtikçe, dökülmeye başlıyor.
Özellikle "aşı" ile ilgili açıklamaları günden güne birbirini tutmaz hale geliyor, Koca'nın sözlerine insanlar artık gülüp geçiyor, ciddiye almıyor. Ne fena!..
İşte, tarih tarih, Koca'nın kendi ağzından çıkan açıklamalar:
30 Eylül 2020: Elli milyon doz Sinovac aşısı için anlaşma imzaladık.
21 Kasım 2020 : Aralık ayı için on milyon doz aşı gelecek.
9 Aralık 2020: Şubat sonuna kadar elli milyon doz aşı gelecek. Dünyada en çok aşıya sahip ülkelerden biri olacağız.
7 Ocak 2021: Bugün itibariyle elli milyon doz aşı için kesin anlaşmaya vardık.
10 Şubat 2021: Yüz milyon dozdan fazla aşı için anlaşma tamamlandı.
16 Şubat 2021: Aylardır yaşadığımız korku sonunda bir iğne ucu kadar küçülecek.
11 Mart 2021: Aşı programımız muazzam şekilde yürüyor. Sonbahardan önce nüfusumuzun elli milyonunu aşılamak istiyoruz.
25 Mart 2021: Mayıs sonuna kadar yüz milyon doz aşıya erişeceğiz.
28 Mart 2021: "Bizde o kadar çok aşı var ki, Bosna Hersek'e otuz bin doz aşı gönderiyoruz".
13 Nisan 2021: Haziran'da otuz milyon doz BioNTech aşısı gelecek.
14 Nisan 2021: Malum, bizde çok aşı var, "Libya'ya yüz elli bin doz aşı gönderiyoruz".
Veee...
26 Nisan 2021: Sinovac sözünde durmuyor, iki ay boyunca aşı tedarikinde sıkıntı yaşayacağız ama, sonrasında aşı bolluğu bekliyoruz.
Fahrettin Koca'nın aşı ile devr-i alemi ve komedisi bitmiyor:
27 Nisan 2021: Önümüzdeki altı ay için elli milyon doz Sputnik V aşısı için sözleşme imzalıyoruz.
28 Nisan 2021: Aşılama duruyor!.. Altı- sekiz hafta sonra aşıya ulaşmayı umuyoruz.
29 Nisan 2021: Ne hikmetse, bir gün önce "durduğu" ilan edilen aşılama için dün yeniden randevu verildiği bildiriliyor.
Aşıdaki bu trajikomik serüveninizi neye borçlusunuz Sayın Bakan Koca?..
Sorun nerede Sayın Bakan Koca?..
Bizleri neden sürekli yanıltıyorsunuz Sayın Bakan Koca?..
Ayıp olmuyor mu Sayın Bakan Koca?..