Malum, AKP’den önce ne ambulans vardı, ne buzdolabı, ne havaalanı!.. Hepsini bunlar yaptı! Öyle diyorlar ya...
Hiç biri yoktu, hepsini AKP yaptı da...
“Yangın söndürme uçakları nerede?”
O konuda birbirini tutmayan açıklamalar, yeni sorulara yol açıyor.
Aynı anda pek çok yerde yangın çıkıyor, sanki “bir merkezden düğmeye basılmış” gibi.
Yangınlarla birlikte can kayıpları, yangınların verdiği olağanüstü maddi zarar, ülke genelinde yarattığı moral bozukluğunun devamında, herkes aynı soruyu soruyor:
“-Türk Hava Kurumu’nun (THK) yangın söndürme uçakları yok mu?..
-Varsa, neden müdahale etmiyor?
-Yoksa, ‘ambulanstan buzdolabına kadar her türlü ihtiyacımızı karşılayan AKP (!)’ bugüne kadar neden yangın söndürme uçakları almıyor?”
Üstelik, hemen her yıl Türkiye’nin çeşitli yörelerinde yangınlar durmak bilmezken.
Bir sorun var
Yangınların yanı sıra en çok tartışılan konu THK’nın yangın söndürme uçakları.
THK’dan yapılan açıklamalar ile Tarım, Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin sözleri birbirini tutmuyor.
O kadar tutmuyor ki, belli ki Bakan ile THK’nın arasında bir sorun var.
“Ayrıca, THK üç yıldır kayyımla yönetiliyor”.
Neden kayyım, belli değil.
THK’nın başına bu işten anlayan birileri neden getirilmiyor, o da belli değil.
2018’den bu yana, “Tek Adam Rejiminde...”
“Her karar hızla ve yerinde alınıyor ya!”
O hız, anlaşılan THK’ya henüz ulaşabilmiş değil.
THK ve yangın söndürme uçakları aslında muhalefetin gündeminden düşmüyor. Çok net:
“Bakan Pakdemirli’ye bu konuda üç yılda on dört soru önergesi veriliyor, on dört kez soruluyor ancak, Pakdemirli bu soruların birine bile yanıt vermiyor”.
THK uçaklarının neden kullanılmadığını bir türlü açıklamıyor.
Nasıl yanıt vereceğini bile bile, ben kendisine başka bir soru sormak istiyorum:
“Ormanlar düzenli olarak bakımdan geçiyor mu?
Orman yangınlarının nedenlerinden biri de, düşen yaprakların, kozalakların aşırı sıcağın etkisiyle çabuk alev alması, sürekli bakmak gerek, bakılıyor mu?”
“Evet, bakılıyor” diyeceğine yüzde bin eminim!
Var mı, yok mu?
Soru önergelerine yanıt vermezken, iki gündür devam eden yangınlardan sonra şunu söylüyor:
“Envanterimizde yangın söndürme uçağımız ve helikopterimiz yok”.
Yok mu?
Bu durumda THK’dan gelen şu açıklamaya ne demeli:
“Manavgat dahil, ülkemizin çeşitli bölgelerinde 10 bin litre kapasiteli üç yangın söndürme uçağı, on beş adet 2.500 litre kapasiteli genel maksat helikopteri, iki adet genel maksat yangın söndürme uçağı, 7.500 litre kapasiteli helikopterler olmak üzere toplam yirmi aracımız ülkemizin her bölgesinde devam eden yangınlara müdahale etmektedir.”
Kim doğru söylüyor?
Bakan mı, THK mı?
“Neden anlaşamıyorlar?
“Bakan THK’yı neden dışlıyor?”
THK krizinde
THK’da eski yöneticilerden Bayram Duman ortaya bir iddia atıyor:
“Uçaklarımız kişisel hırslar yüzünden hangardan çıkartılmıyor, yoksa bu yangınları THK bir saatte söndürebilirdi.”
Bu bir iddia, kimin ya da kimlerin kişisel hırsı?
Buna karşılık, THK’nın kayyım başkanı, AKP’nin eski bakanlarından Cenap Aşçı başka sorunlardan söz ediyor:
“Ben bu kurumun başkanı değilim. 2019’da yönetim krizi vuku bulmuş, mali kriz had safhaya gelmiş, biz kayyım heyeti olarak buraya atandık. Kurumun on bankaya, 1 buçuk milyar lira borcu var, biz borçları yapılandırdık.”
Yönetim krizi ile birlikte bir de mali krizden söz ediyor ancak, uçaklara ilişkin sorulara yanıt vermekten kaçınıyor.
Oysa, THK’dan kurum olarak yapılan açıklamada, yukarıda aktardığım gibi, yangın söndürme uçak ve helikopterlerinin yangınlara müdahale ettiği bildiriliyor.
Bakan Pakdemirli ise, “uçak yok” diyor!
THK ne diyor, kayyım Başkanı ne diyor, Bakan ne diyor, tam Arap saçı!..
Bu arada...
Pek çok yerde yangınlar, ölümler, milyarlık zararlar, kim bilir kaç yılda yetişecek ormanlar.
“En gerekli olduğu anda, Sayın Kayyım Başkan Cenap Aşçı Beyefendi bir düğünde!”
Canlı yayında kendisi söylüyor.
Onunla kalmıyor.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün feryat ediyor:
“Uçak kiralamak için THK’yı aradım, ‘burada kimse yok, herkes 15.30’da çıktı, yarın sabah arayın’ diye cevap verdiler.”
Yangın yönetiminin şu sefaletine bakar mısınız?
“Bizi herkes kıskanıyor” ya... Bizdeki ekonomik şahlanış, iç ve dış politika becerisi, AKP iktidarının zaferden zafere koşması Batıda dudak ısırtıyor ya...
“- Yunanistan’da 18 yangın söndürme uçağı var. Yakıt tankları geliştirilen uçakların 2 buçuk saatlik uçuş süresi 4 buçuk saate çıkmış bulunuyor.
- Fransa’da 29 yangın söndürme uçağı var.
- İspanya’da 17 yangın söndürme uçağı var. Ayrıca, uluslararası bir firma yangınlarda İspanya’ya 57 araçla destek sağlıyor.
- İtalya 19 uçaklık yangın söndürme filosuna sahip”.
Adamların bizi kıskandığı kadar var!
Öte yanda çok acı gerçekler dizisi, müthiş bir felaketi yaşıyoruz.
Arka arkaya sel baskınları, arada depremler, göklere yükselen alevler karşısında insanların çığlıkları... Can pazarı... Yaşanan trajediler...
Türkiye hafta başından beri diken üstünde.
Tek bir teselli var:
“Acılara ülkenin tamamı ortak oluyor”.
Ama, doğru soruları sorarak, ortak oluyor.
Erdoğan’a soru
O doğru sorulardan biri de, Tayyip Erdoğan’a. Dün diyor ki:
“THK’nın elinde buralarda rahatlıkla kullanılabilecek uçak falan yok.”
O zaman, kendisine çok basit bir soru:
“Türkiye’de hemen her yıl orman yangınlarıyla karşılaştığı halde, on dokuz yıldır iktidardasın, yangın söndürme uçakları neden hâlâ yok?”