Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, hava sıcaklığının artmasının insanları rehavete sürüklememesi gerektiğini belirterek, “Özellikle yaz aylarına kadar bu önlemlerimize hiç aralık vermeden, gevşetmeden uygulamalıyız. Yoksa 10-15 gün içerisinde tablo tamamen tersine dönebilir. Siyahken beyaz, beyazken siyah olabiliyor” dedi.
Türkiye’nin en sıcak illerinden olan Adana’da hava sıcaklığı artmaya başladı. Kış ortasında bahar havası yaşanan kentte vatandaşlarda kendilerini parka atıp sıcak havanın keyfini yaşıyor. Ancak korona virüs nedeniyle tüm ülkede hummalı şekilde aşılama çalışmaları sürerken vatandaşların rehavete kapılmasının bütün alınan tedbirleri olumsuz etkileyeceği belirtildi,
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekimi ve Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Son birkaç aydır alınan sıkı tedbirler sonucunda yoğun bakımdaki vaka sayılarının yarı yarıya düştüğünü belirten Prof. Dr. Gündüz, “Alınan sıkı önlemlerin etkisini vakaların azalmasıyla da görüyoruz ama bu toplumumuzu rehavete sevk etmemesi gerekiyor. Vaka sayısı azalınca bunların yoğun bakıma girişleri de azaldı. Yoğun bakımdaki doluluk oranı da gerçekten neredeyse yarı yarıya azalmış durumda. Bu çok büyük bir şans. Bu aşılama sonuçlanıncaya kadar, toplumun büyük bir kısmı bağışıklık kazanıncaya kadar bizim tedbirleri uygulamamız gerekiyor. Bu hasta sayılarının azalması tamamen tedbir ve kısıtlamaların sonucu. Mutant virüsünde gündemde bugünlerde kişisel tedbirlere dikkat etmemiz lazım. Aşılama takvimi sonuçlanıncaya kadar da bu disiplinden ayrılmamamız gerek” diye konuştu.
Türkiye’de korona virüs aşısı olanlarda olumsuz bir yan etki görülmediğini de belirten Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, “Aşıdan sonra çok ciddi bir yan etki görmedik kendi merkezimizde. Ülkemizde de ciddi bir yan etkiyle karşılaşılmadığını biliyoruz. Uygulanan aşı, geleneksel bir aşı uzun zamandır insanların kullandığı bir aşı. O nedenle güvenli şekilde kullanmaya devam ediyoruz” dedi.
Şu an uygulanan inaktif aşının diğer aşılara göre avantajlı olduğunu ve aşı olan kişinin korona virüse yakalandığında hastalığın ağırlaşmasına engel olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gündüz, şunları söyledi:
“Korona virüsün Türkiye’de uygulanan aşısı aslında inaktif geleneksel bir aşı. Bu aşının diğer oluşturulmuş aşılara göre daha avantajlı olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili dünyanın değişik yerlerinde çalışmalar yapılıyor. Türkiye’de de çalışması devam ediyor. Brezilya yüzde 50 civarında etkinliğini açıkladı ancak biz bu çalışmaya baktığımızda aşılanıldığı halde hasta olanların hastalığını çok hafif geçirdiğini, ağırlaşmadığını hiç bunlardan ölüm olmadığını görüyoruz. Bu aşı hastalığı korumakta. Çok yüksek etkisi olmasa bile hastalığın ağırlaşmasına engel oluyor. Bu nedenle önemli olan da hastalıktan insanların hayatını kaybetmemesi. Türkiye sonuçları yakında açıklanacaktır diye umuyorum.”
Mutant virüslü hasta ile normal korona virüslü hastanın aynı tedaviyi aldığını anlatan Prof. Dr. Gündüz, “Bu virüslerin bulaşıcılığı çok yüksek. Toplumu kısa sürede çok çabuk etkileyebilir. Ülkemizde vaka sayılarının azalması toplumu rehavete sürüklememeli. Mutantın olması tam tersine rehavet bir yana önlemleri biraz daha sıkılaştırmak anlamına geliyor. Toplumun yapacağı en önemli şey. Mutant virüs varken önlemleri sıkılaştırmak” ifadelerini kullandı.
Mutant virüsü alan kişinin temaslılarının da aynı şekilde izole edildiğini kaydeden Prof. Dr. Gündüz, bulaşıcılığı 3-4 kat fazla olan bu virüse karşı vatandaşların önlemlerini de 3-4 kat artırması gerektiğini söyledi.
Hava sıcaklığının artmasının insanları rehavete sürüklememesi gerektiğini de anlatan Prof. Dr. Gündüz, “En büyük tehlike burada. Toplumun aşılanıyor olması bir anda tamamen aşılandığı anlamına gelmez. Aşılanmanın henüz tamamlanmaması ve bu bulaşıcılığı çok yüksek olan mutant virüslerin ortaya çıkması bu rehavetin önlenmesi gerektiğini gösteriyor. Mümkün olduğu kadar özellikle yaz aylarına kadar bu önlemlerimize hiç aralık vermeden, gevşetmeden uygulamalıyız. Yoksa 10-15 gün içerisinde tablo tamamen tersine dönebilir. Siyahken beyaz, beyazken siyah olabiliyor. O nedenle toplumun davranışı, kısıtlılıkları sonuna kadar uygulaması hayati derecede önemli” ifadelerini kullandı. (İHA)