Dostları, gazeteci arkadaşları Ahmet Tulgar’ı anlattı: “Hoyratlıklar, zorbalıklar yüreğine ağır geldi”

İstanbul’daki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren (26 Ekim), Türkiye'nin önemli gazeteci ve yazarlarından Ahmet Tulgar, dün (28 Ekim) son yolculuğuna uğurlandı.

Tulgar, birçok dostu tarafından Altunizade Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde kılınan cenaze namazı sonrasında Ümraniye Kocatepe Mezarlığı’na defnedildi.

Törene katılan isimler arasında yer alan Beyhan Sunal, Alper Taş, İshak Karakaş, Vivet Kanetti, Yıldız Tar, Hasan Cemal ve Mehveş Evin gibi isimler ise Ahmet Tulgar'la ilgili duygularını ve anılarını T24’e anlattı.

“Hassasiyeti, duyarlılığı bütün sorunlarını kendine dert edişi üzerinde büyük bir yük yarattı”

Tulgar’ın her yönüyle çok zengin ve hassas bir insan olduğunu söyleyen Sol Parti PM Üyesi Alper Taş, “Üreteceği yaşama katacağı daha çok şey vardı. Yani her ölüm, erken ölümdür ama onu gerçekten çok erken oldu ve aniden oldu. Çok sürpriz oldu, şaşırdık. Gerçekten şaşırdık” dedi.

Taş sözlerine şu şekilde tamamladı:

“Her yönüyle zengin bir insandı. Derin bir insandı. Benim ölümünü duyduğumda ilk aklıma gelen nokta, bu yaşadığımız zorbalığa, bu hoyratlığa karşı artık yüreğinin yetmemesi olduğunu düşündüm. Bu hoyratlıklar, bu zorbalıklar kendisine sanırım ağır geldi. Çok incindiğini düşünüyorum, çok yorulduğunu düşünüyorum ve kalbinin de buna yetmediğini düşünüyorum. Yani o hassasiyeti, o duyarlılığı bütün sorunlarını kendine dert edişi ve onlara da tabii kendi çapında derman olamayışı sanırım kendisi üzerinde büyük bir yük yarattı ve o yük de sonuçta bugün buradayız işte onun sonsuzluk noktasına doğru taşıdı diye düşünüyorum.”

“Hayata çok başka yerden bakıyordu”

Gazete Duvar Yazarlar Editörü Beyhan Sunal da, Ahmet Tulgar’a dair duygularını paylaştı.

Gün içinde sürekli haberleştiklerini belirten Sunal, “onun ölümünü Twitter'dan öğrenmek de çok acı çok zor bir şey”

Yazıları konusunda çok titiz davrandığında da bahseden Sunal, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Yazılarını mesela çok titizlikle düzeltiyordu. Yazıyor, kendisi biraz bekletiyor, tekrar okuyor, bana yolluyordu. Sonra tekrar arayıp pek cümle eklemiyordu, çok güzel yazıyordu ama şuraya bir virgül eklesek, işte bu cümleyi italik yapsak, hani obsesif derecede böyle değişiklikler istiyordu, yapıyorduk.

Gece mesela “okudum şuraya da şöyle bir değişiklik yapalım” diyordu. Ya okuma geceleri şu yazıları yat uyu falan diyordum. “Editörüm kusura bakma” diyordu, çok da kibardı. Editörüm rica etsem falan sonra bebeğim tamam hadi ya hani öyle şeyler değişiyordu falan. Yani çok sıcak bir insandı. Çok sevgi doluydu. Bir de çok doluydu yani.

Hani keşke işte portreleri yazıyordu, kitap yapmak istiyordu onları. O yazıları ona göre yazıyorum diyordu. Yeni bir şeye başlamıştı böyle Roland Man Thomas ve Nietzsche gibi yazarları birlikte okuyup, bir şeyler yazmak istiyordu. Çok pozitifti böyle hayata bakışı çok derindi, çok başka bir yerdendi.

Yine onun ölümünü Twitter'dan öğrenmek de çok acı, çok zor bir şey. Şimdi ona veda etmek de çok zor. Hepimizin başı sağ olsun.”

“Ahmet, benim her şeyimdi”

Tulgar’ın yakın dostu ve gazeteci İshak Karakaş ise duygularını böyle dile getirdi:

“Ahmet benim dostumdu, arkadaşımdı, yoldaşımdı... Ahmet benim bacımdı, kardeşimdi, ağabeyimdi... Ahmet benim her şeyimdi. Ahmetle yaklaşık yirmi senelik bir arkadaşlığımız var. Beraber gazete çıkardık yedi sene, birlikte televizyon programları yaptık.

Gerçek bir sosyal demokrat, gerçek bir sosyalist, gerçek bir kürt dostudur. Ben Ahmetin yerini dolduracak bir gazeteci maalesef şu anda göremiyorum. Çok değerlerimiz vardı, çoğuları yurtdışına gitti, çoğu burda kaldı kalanların başına da bu gibi şeyler geliyor. Çok üzgünüm, çok büyük bir değerimizi kaybettik. Söyleyecek başka söz bulamıyorum.”

“LGBTİ+’ların sesinin duyulması için mücadele eden birisiydi”

Çok üzgün olduğunu belirten LGBTİ+ aktivisti ve gazeteci Yıldız Tar, “Benim açımdan kendimi bulmam ve kendi hikayeme sahip çıkmam için ilham vericiydi” ifadelerini kullandı.

Tulgar’ın LGBTİ+ hakları açısından çok önemli biri olduğunun altını çizen Tar, “80'li yıllarda ilk özel televizyon "Magic Box"ta eşcinsel olduğunu söyleyen ve gazetecilik hayatı boyunca da LGBTİ+’ların sesinin duyulması için mücadele eden birisiydi” dedi.

LGBTİ+ aktivisti Tar, “Kişisel tarihimde de onun romanları ve yazdıkları benim açımdan kendimi bulmam ve kendi hikayeme sahip çıkmam için ilham vericiydi. Çok üzgünüz ama bir yandan da onun yazdıkları ve dünyada bıraktığı iz unutulmayacak” diyerek duygularını dile getirdi.

TIKLAYIN | Halit Kıvanç'ı, son yolculuğunda 100 yaşındaki arkadaşı anlattı: Dünyada onun gibi kimse yok