Hataylı bir depremzede, arama kurtarma çalışmalarının yetersizliğine "AFAD'ı, Akut'u görmedik. Birinci gün 'Allah'ım ölüler benim olmasın' diye yalvardım. İkinci gün 'Allah'ım ölümü bulabileyim' diye yalvardım. Şu an 'inşallah teşhis ederim' diyorum. TV'de bol ışıklı 'Kimse yok mu' diye bağırıyorlar. Biz 'Kimse yok mu' diye bağıramadık" bunu aldım" diyerek isyan etti.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6'lık iki deprem 10 ilde büyük yıkıma neden oldu. 36 binden fazla insanın hayatını kaybettiği bölgedeki arama-kurtarma çalışmaları 11. gününde devam ediyor.
KRT TV Haber Müdürü Eren Çaylan'ın sosyal medya hesabından paylaştığı videoda, Hataylı depremzede kadın arama kurtarma çalışmalarının yetersizliğine isyan etti.
Depremzede kadın, enkazdan çıkaramadığı yakınları olduğunu belirterek şunları söyledi:
"AFAD'ı da Akut'u da görmedik çünkü hepsi Rönesans Rezidans'ta çalıştı. Aramız çok fazla değil, yürüme mesafesi 3 dakika. Beni Şanlıurfa'dan arıyorlar 'Hatay'da gümbür gümbür çalışmalar yapılıyor' diyorlar. Biz burada karanlıkta oturuyoruz. Orası disko gibi aydınlatılıyor. Önüne TV kanalları da yerleştiriliyor. Herkes Hatay'dan bir şeylerin çıktığını zannediyor ama biz burada karanlıkta enkazın önünde oturuyoruz. İlk gün AFAD ve AKUT geldiğinde bize 'Buradan zaten canlı çıkmaz. Biz karşı tarafa gidiyoruz' dedi.
Bizim enkazımızdan önce umudumuzu öldürdüler. Şuradakiler tırmıkla, pirincin içinden taş ayıklar gibi kazdılar kolunu çıkarttılar, bacağını çıkarttılar. Dün birisini çıkarttılar, yaşı enişteme uyuyor -inşallah değildir- kafası yok. nasıl teşhis edeceğim. Birinci gün 'Allah'ım ölüler benim olmasın' diye yalvardım. İkinci, üçüncü gün 'Allah'ım ölümü bulabileyim' diye yalvardım. Şimdi Allah'ım lütfen tek parça halinde ver. Şu anda da 'inşallah teşhis edebilirim' diyorum. Bu bir doğal afet ben bunun için 10 gün bekleyemem çünkü oradakiler şişiyorlar, morarıyorlar, tanınmaz hale geliyorlar. Ben enkazımı nasıl tanıyacağım. Bana sadece onları nasıl tanımam gerektiğini söylesinler. 'Siz bekleyin şişmeyin, aman ha ölmeyin, biz geliyoruz'...
TV'de görünüyor; böyle bol ışıklı 'Kimse yok mu' diye bağırıyorlar. Biz de olmadı 'Kimse yok mu' diye bağıramadık. Biz de yoktu taş taşın üzerinde bunu bile yapmadık biz. Oradan bağırıyorlardı 'Sessizlik' diye biz kepçelerimizi durdurup diyor ki; 'aman bir can bir candır, onlarınki çıksa da olur diye bekliyorduk'. Bugün geldiler, inşallah yarında gelirler çünkü yarından umudum yok. Bakarsın akşama jeneratör bulmazlar. 8'de kapatır giderler. Buradakiler kim ki! O:rada diyorlar 'Hatayspor'dan oturanlar varmış, savcılar varmış!. Benim eniştem yıllarca bu devletin polisiydi, yıllarca çalıştı. Ablam hemşireydi. Vergilerini veren insanız. Biz ailecek memuruz bir karşılığını görmedik. Demek futbolcu olmak lazımmış..."