Mezopotamya Kervanı'nın üçüncü gününde Şırnak'ın Silopi ilçesinde işletilen termik santral bölgesinde basın açıklaması yapan İklim Adaleti Koalisyonu, iktidarın 20 yılda oyalama taktikleriyle iklim krizini daha da ağırlaştırdığını belirterek; "Türkiye’nin eylem planı, iklim krizinden etkilenmesi muhtemel, kırılgan toplum kesimlerinin sosyal şartlarını iyileştirmek için somut adımlar içermeli ve bunlar vakit kaybetmeden hayata geçirilmelidir. Silopi Asfaltit Termik Santrali’nin de bu planlama kapsamında faaliyetine son verilmeli" dedi.
Sendika.org'un haberine göre; Halkların İklim Anlaşması Ağı’nın 2 Nisan’da başlattığı Uluslararası Kervan’a katılan İklim Adaleti Koalisyonu, Mezopotamya’daki ekolojik yıkıma dikkat çekmek amacıyla kervanın üçüncü gününde Şırnak’ın Silopi ilçesinde Ciner-GSD Holding ortaklığında işletilen termik santral bölgesinde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
“Mezopotamya Kervanına katıl, termik santralleri kapat” pankartını açan İklim Adaleti Koalisyonu üyeleri, iklim krizinin ekolojik ve sosyal yıkımlarının en fazla görüleceği bölgelerden birisi olan Türkiye’de kuraklık, orman yangınları, sıcaklık artışı, seller gibi felaketlerin yaşanmaya başladığını belirtti.
Eylemde basın açıklamasını okuyan TTB temsilcisi Demet Parlar, iktidarın 20 yılda oyalama taktikleriyle iklim krizini daha da ağırlaştırdığını belirterek, “İktidar, sermayeyi kollayan enerji politikaları, ranta dayalı mega inşaat projeleri, sanayi tesislerinin doğal varlıklarımızı hoyratça kullanıp, kirliliğin bedelini halka ödetmeleri sonucunda iklimin yanı sıra ekoloji, halk sağlığı ve sosyal yaşantıda da geri dönüşü olmayan yıkımlara yol açmıştır” ifadelerini kullandı.
Basın açıklaması ise şu şekilde: "Dünya, iklim felaketiyle birlikte çok ciddi bir varoluş tehdidi altında. İklim krizinin ekolojik ve sosyal yıkımlarının en fazla görüleceği bölgelerden birisi olan Akdeniz Havzası’nda yer alan Türkiye, kuraklık, orman yangınları, sıcaklık artışı, seller gibi felaketleri çoktan yaşamaya başladı. Buna karşın Türkiye’de hükümet son 20 yıldır sadece oyalama taktikleriyle iklim krizini her geçen yıl daha da ağırlaştırmış, sermayeyi kollayan enerji politikaları, ranta dayalı mega inşaat projeleri, sanayi tesislerinin doğal varlıklarımızı hoyratça kullanıp, kirliliğin bedelini halka ödetmeleri sonucunda iklimin yanı sıra ekoloji, halk sağlığı ve sosyal yaşantıda da geri dönüşü olmayan yıkımlara yol açmıştır. 2011-2023 yıllarını kapsayan İklim Değişikliği Eylem Planı (İDEP) ile 2021 yılında yayınlanan Yeşil Mutabakat bu oyalama taktiklerinin örnekleridir. 2021 yılı Kasım ayında Glasgow’da düzenlenen COP26 BM İklim değişikliği taraflar konferansında imzaya açılan “Temiz Enerjiye Geçiş” ve “Kömürden Çıkış” deklarasyonlarının Türkiye tarafından imzalanmaması manidardır. Son olarak 2022 yılı Şubat ayında yapılan İklim Şurası’nda da kömürden çıkışa yönelik bir eylem planı yer almadığı gibi, kömürlü santrallerde karbon yakalama teknolojileri üzerinde çalışılması öngörülmüştür. Türkiye’de halen çok sayıda kömürlü santralde baca gazı filtreleme sistemleri ya mevzuata uygun değildir ya da çalıştırılmamaktadır. Adeta yıllardır çevreyi kirletme hakkı verilen bu santrallerde, henüz prototip aşamasında olan karbon yakalama teknolojisi gibi pahalı bir yöntemden bahsedilmesi ancak ironik bulunabilir! Türkiye’nin 2021 yılında elektrik kurulu gücünde kömürlü termik santrallerin payı 20.360 MW ile %20’dir. 2021 yılı toplam elektrik üretiminin %31’i kömürden elde edilmiştir. Halen devam eden kömürlü termik santral projelerinin tamamlanması durumunda 5218 MW’lık kapasite eklenecektir. Bunun anlamı, önümüzdeki yıllarda Türkiye’de daha çok erken ölüm vakasının yaşanacağı, havanın, suyun ve toprağın daha çok kirleneceği, iklim krizinde ‘2053 net sıfır’ hedeflerinden tamamen uzaklaşılacağıdır. Şırnak-Silopi’deki Ciner-GSD Holding ortaklığında işletilen ve bölgedeki asfaltit madenini yakıt olarak kullanan Silopi Termik Santrali, Şırnak’ın en büyük enerji tesisidir ve Türkiye’nin tek asfaltit yakıtlı termik santralidir. 135 MW’lık ilk ünitesi 2009 yılında devreye alınmış, üçüncü ve son ünite 2015’te faaliyete geçerek 405 MW’lık kapasiteye ulaşmıştır. Silopi Asfaltit Termik Santrali de tıpkı kömürlü santraller gibi havayı, suyu, toprağı kirletiyor ve yöredeki insanlarda başta kanser ve solunum yolu hastalıkları olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Maliyeti 800 milyon dolar civarında olan Silopi Termik Santrali, yenilenebilir ve temiz enerji maliyetlerinin daha düşük olduğu bilinmesine karşın, işletilmeye devam etmekte ve ekolojik zararlarına ek olarak ekonomik yönden de elektrik üretimine yük olmaktadır. Bunun maliyetin bedeli elektrik faturalarımıza gelen fahiş zamlarla yine yoksul kesimlere ödetilmektedir. Türkiye’nin acilen yapması gereken, sera gazları salımını azaltmak için ciddi bir yol haritası hazırlamak ve salımlarda inişe geçmektir. Bu eylem planında birinci öncelik, iklim krizinin baş sorumlusu olan kömürlü santrallerin kapatılması ve kömürden çıkış olmalıdır. Bu kapsamda, 2030 yılı itibarıyla tüm kömürlü santrallerin kapatılmasını öngören bir yol haritası hazırlanmalıdır. Türkiye’nin eylem planı, iklim krizinden etkilenmesi muhtemel, kırılgan toplum kesimlerinin sosyal şartlarını iyileştirmek için somut adımlar içermeli ve bunlar vakit kaybetmeden hayata geçirilmelidir. Silopi Asfaltit Termik Santrali’nin de bu planlama kapsamında faaliyetine son verilmeli, bölgede geçimini asfaltit madeninden ve termik santralden sağlayan halka adil geçiş kapsamında istihdam imkanları sağlanmalıdır. İklim Adaleti Koalisyonu olarak termik santrallerin kapatılmasına yönelik mücadelemizden ve adil bir dünya talebimizden vazgeçmeyeceğiz." |