57. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde ilk gösterimini yapan 'İnsanlar İkiye Ayrılır' filmi, pandemi sürecinin ardından 10 Eylül'de vizyona giriyor. Filmin yapım sürecini ve pandemiden dolayı yaşanan aksaklıkları anlatan yönetmen Tunç Şahin, "Alacaklının tarafından da bakıp onu anlayabilir miyiz diye düşündüm. 2019'da yola çıktık. Şimdi filmin vizyona gireceği zamanı bekliyoruz" diye konuştu. Filmi yorumlayan oyuncu Nezaket Erden ise "Bu ülkedeki herkesin doğduğu andan itibaren borçlandığını hissediyorum" ifadelerini kullandı.
İnsanlar İkiye Ayrılır, pandemi koşullarında yapılan 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde seyirciyle buluşmasının ardından 10 Eylül'de vizyona girecek. Filmin yönetmeni Tunç Şahin, oyuncular Pınar Deniz ve Nezaket Erden, Muammer Brav'a film sürecini, pandemi döneminde film yapmayı ve pandemi sonrası beklentilerini anlattı.
Filmin yaratım sürecini Anlatan yönetmen Tunç Şahin, şunları söyledi:
"Uzun süreli bir yazım süreci vardı bu hikayenin. Nezaket'i sahnede seyredip büyük bir hayranlık besliyordum. Pınarla ise, biz bu işe başladığımızda Pınar başka bir işteydi. O ilk konuşma, tanışma benim için bir el sıkışmaya dönüştü. Film dahilinde yolumun kesiştiği herkesle üzerine koyarak ilerledik. Bankalar, borçlar, alacaklar mevzusu bir nevi. Maalesef giderek daha fazla kişinin daha yakından deneyimlediği bir durum bu. Bir telefon görüşmesinde bulunmuştuk ailecek. Ve telefonun diğer ucundaki insanın motivasyonuyla ilgili o kadar çok kızgınlık hissetmiştim ki, bir yerden sonra o bende meraka dönüştü. Sonuna gelmiş insanların yanlış kararlar verebilmesine neden olacak psikolojik baskıyı nasıl yapabilir diye düşünmüştüm. Bir yerden sonra 'Böyle bir hikaye olsa, onun tarafından bakıp onu anlayabilir miyiz' diye düşündüm. 2 sene içinde pek çok kez vedalaştım, 2019'da yola çıktık. Şimdi filmin vizyona gireceği zamanı bekliyoruz"
Oyuncu Nezaket Erden, filmi "Bir borç teması var ve bu benim hoşuma gidiyor. Bu ülkedeki herkesin doğduğu andan itibaren borçlandığını hissediyorum. Ailemize borçlanıyoruz, eğitimde borçlanıyoruz. Ve bu bizi hatalara sürüklüyor. Bu filmde de sadece borçlu tarafından değil, borçlanılan tarafından da baktığımız bir hikaye var. Aslında iki tarafın da borçlu olma haliyle boğuştuğunu görmek, bana yalnız olmadığımı hissettiren bir şeydi. Temelinde borçlu olma halinin insanları sürüklediği şeyler olarak geliyor bana. Kimileri sertleşerek mücadele etmeye çalışıyor, kimileri daha fazla hata yaparak daha fazla borçlanıyor" ifadeleriyle anlattı.
Pandemi döneminde sette olmayı ise Erden şöyle ifade etti:
"Kapanmadan sonra ilk kez sette bir araya gelmiştik. Ama çalıştığım setlerin arasında en çok önlem alınan setlerdendi. İlk gün herkes tedirgin olmuştu. Ama sonra yavaş yavaş herkes rahatladı. İlk iki üç günden sonra alıştık. Nispeten küçük bir ekiptik."
Filmin oyuncularından Pınar Deniz ise, filmi şu şekilde anlattı:
"Film borçlu-alacaklı ilişkisi üzerine kuruluyor gibi görünürken, ben filmi üç kez izledim, her izlediğimde şu daha çok hoşuma gidiyor. Borçlu taraftan anlatılır ya. Aslında alacaklı kısım da aslında özel hayatında buna o kadar ihtiyacı olduğu için başvuruyor. Ceren aslında borç batağına düşmüş ve ailesiyle ilgili de sorunları olan, kendi bildiğini okuyan bir kadın. Şu an sadece Ceren için borçlu diyebilirim. Bütün karakterleri o kadar keskin yazmamış ki Tunca. Ben galiba keskin karakter oynamayı sevmiyorum. İnsan psikolojisini çok iyi anlattığı için filmi çok seviyorum."