T24 tevazu gösterip haber yapmamış, Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın hakkında dava açıldığını başka mecralardan öğrendik.
Şikayet, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından yapılmıştı.
Konusu ise, Emlak Konut'un Bodrum'daki 180 bin metrekarelik arsa ihalesinin kuzeni Sedat Varank'ın şirketine verilmesiyle ilgili haberdi.
Şikayet dilekçesinde belirtildiğinin aksine, haberde ihalenin 'usulsüz' yapıldığına ilişkin bir ibare yoktu, sadece bir 'durum' ortaya konmuştu.
Zaten dilekçe de haberin içeriğine itiraz etmiyorlardı, sadece “Bir haber ne kadar gerçek olursa olsun, ne kadar kamuyu ilgilendirirse ilgilendirsin, haberin veriliş şekli, haberde kullanılan üslup kişilik hakkının ihlaline yol açabilir” deniyordu.
Haberi merak ettim, arşivden bulup yeniden okudum, üslupla ilgili bir sorun görmedim. Hangi kelime veya cümleyi incitici bulduklarını anlayamadım.
Kabahati kendimde buldum, T24 yazarı olma faktörünün beni körleştirmiş olabileceğini düşündüm. (İsterseniz haber siz de okuyun: Emlak Konut'tan Bakan Varank'ın kuzeninin şirketine 6.9 milyar TL'lik gelir paylaşımı ihalesi)
Savcılık, şikayetçi tarafın iddiasını yerinde görmüş olmalı ki, haberin üslubunun “Kamu Görevlisine Hakaret Suçu” kapsamına girdiğine kanaat getirmiş ve ceza davası açmış.
Mağdurun kamu görevlisi olduğu durumlarda işlenen suç ‘nitelikli’ kabul ediliyor ve cezası 1 yıl ile 2 yıl arasında hapis olarak belirleniyor. Olayımızda olduğu gibi hakaretin medya aracılığıyla yapılması halinde, ceza altıda bir oranında artırılıyor.
Teamüldendir, mahkemeler ‘yazılarda niyet okuma’ mevzularında pek sorumluluk almak istemezler, konuyu hemen bilirkişiye pas ederler.
O nedenle mahkemenin vereceği hüküm kadar, haberde hakaret olarak gösterilen ifadelerin ne olduğu da ayrı bir merak konusu oldu.
Trans kadın olarak bilinen Selin Ciğerci, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından eski eşi Gökhan Çıra ile başvuruda bulunduklarını, evlat edinmek için tüm belgelerinin hazır olduğunu, evlatlık edineceği çocuğun yakında geleceğini paylaşmıştı.
Neden acaba?
Bakanlığın özgüven sorunu olabilir mi acaba?
Açıklamış olduğu “Selin Ciğerci ve eski eşi Gökhan Çıra tarafından Bakanlığımıza evlat edinme konusunda resmi herhangi bir başvuru yapılmamıştır” sözlerini kendi de inandırıcı bulmamış olmalı ki, ayrıca iddianın araştırılması için savcılığı da başvurmuş.
Eğer olayı detaylı incelemek ve çocukla ilgili sosyal inceleme yapılmasını istiyorsa, kendi bakanlığının müfettişlerini harekete geçirebilirdi.
Yargıyı, sosyal medya fenomenlerinin renkli ve büyülü dünyalarının içine sokmakta ne tür kamusal fayda sağlanacağı umulmuş olabilir ki?
İzmir'de, sıcak havada serviste unutulan ve havasızlıktan hayatını kaybeden 3 yaşındaki̇ Alperen Sakin’le ilgili davayla uzaktan veya yakından ilgisi olan kimse varsa, hapis cezası verildi.
Servis şoförü Taner İ.’ye, 6 yıl 8 ay hapis
Servis hostesi Dilara K.'ya 5 yıl hapis
Öğretmen Arzu G.'ye 2 yıl 6 ay hapis
Okul müdürü Bekir G.'ye 3 yıl 20 gün hapis
Anaokulu sahibi Yurdagül İ.'ye 7 yıl 6 ay hapis
İlçe Milli Eğitim Müdürü ve 2 şube müdürüne de 1 yıl 3'er ay hapis
Verilen hapis cezalarının süreleri bir yana, mahkemenin küçük Alperen’in ölümünde ihmali görülen kişiler konusunda gösterdiği ‘sorumluluk kriterini’ yorumlama biçimi önemliydi.
Mahkeme “Olan olmuş, kimse böyle sonuçlanması istemezdi” diyerek, olayı geçiştirmek istememişti.
Öyle ki, başka bir mahkeme ise açılan tazminat davasında Alperen’in ailesini yüzde 50 kabahatli bulmuştu.
Her iki davada da insanlar değil, anaokullarına kayıt yaşı 36 ayla sınırlıyken “Üç aydan bir şey olmaz” diyerek Alperen’i 33 aylıkken kayıt yapılmasına göz yuman zihniyet yargılanmış oldu.
YARGITAY DİYOR Kİ: Uyarı levhası konmadan yapılan radar uygulaması hukuka aykırıdır YER: Alaşehir ilçesi Süleyman Demirel Caddesi üzeri… OLAY: Radar aletiyle yapılan hız kontrolünde saat 14.54'te kabahatli F.'nin hız limitini aştığı tespit edilmiş ve hakkında 343.00 Türk Lirası idari para cezası uygulanmıştır. Kabahatli F. idari para cezasının iptali için aynı gün Alaşehir Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvuruda bulunmuştur. Sulh Ceza Mahkemesince, yapılan inceleme sonucunda, radar kontrolü yapılan yerde radar işaretinin bulunmadığı, gerekli yasal uyarılar usulüne uygun bir şekilde yapılmadan kesilen para cezalarının hukuki mesnedinin bulunmayacağı gözetilerek para cezası yaptırım kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün mahkemenin gerekçesinin kanuna aykırı olduğuna ilişkin müracaat ederek bozma talebinde bulunmuştur. KARAR: Kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla yapılması gereken trafik denetimlerini, yol kullanıcılarına ceza vermek amacıyla bilgilendirme yapmadan kural ihlali yapmasını beklemek, trafik kurallarının konulmuş amacına uygun olmadığı gibi araç sürücülerine tuzak kurulması anlamına gelecektir ki bu durum, çağdaş hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz ve kabul edilemez. Yukarıda açıklanan nedenlerle kanun yararına bozma isteği yerinde görülmediğinden reddine… (Yargıtay 7. Ceza Dairesi E: 2014/2954 2 K: 2014/14281) |