1980'li yılların sonu ve 1990'lı yılların başlangıcında lüks dünyasındaki büyük markaların dev gruplar tarafından satın alınarak paylaşılması ile "star tasarımcılar" dönemine geçilmişti. Bu değişime paralel olarak suni olarak yaratılan "top modeller" furyası yaşanmıştı.
"The Trinity" olarak adlandırılan ve Naomi Campbell, Linda Evangelista ve Chirsty Turlington'dan oluşan çiçeği burnundaki genç mankenler astronomik rakamlarla lanse edilmişlerdi.
Günde 10 bin dolarlık çeki görmeden yataklarından çıkma zahmetine katlanmayan bu isimlere daha sonraları Cindy Crawfort, Claudia Schieffer ve Tatjana Patitz de eklenerek "Süper Altılı" lakabı ile podyumları sallamışlardı.
O dönemde abartılı marka kimliği ile zirvede olan Gianni Versace'nin kesenin ağzını açarak Süper Altı'yı tekeline alma isteği ortalığı kızıştırmış ve manken ajansları da fiyatları abarttıkça abartmıştı.
1980'li yıllarda marka yüzü olarak rağbet gören ve tanıtım spotlarında yer alan ünlü film yıldızları ise, sportswear-moda iş birliğinin başlaması ile birlikte, tahtlarını daha atletik ve sportif fiziğe sahip olan mankenlere bırakmak zorunda kalmışlardı.
1997 yılında Versace'nin Miami'de bir cinayete kurban gitmesine paralel olarak moda dünyası 'minimalist ve grung' akımına geçiş yapmış ve Kate Moss gibi daha silik, doğal görünümlü mankenlerin rağbet görmeye başladığı yeni bir dönem başlamıştı.
Top modeller devrinin sona ermesi ile birlikte Süper Altılı ekibi dağılmış ve içlerinde sadece Naomi Campbell zirveden inmeden kariyerine devam etmişti.
Tasarımcılık kariyerim boyuna top modellerin birçoğu ile çalışma fırsatım oldu. Claudia Schieffer ve Linda Evangelista hayatımda gördüğüm en nazik mankenler olarak kalacak belleğimde.
Naomi Campbell'in bir Haute Couture defilesi öncesi casting için stüdyoya girdiği anı ömrüm boyu unutamayacağım. Agresif vücut diline tezat olan gizemli duruşu, delici bakışlarının derinliklerinde hissettiğiniz masum ifade ile daha sonraları kendisine verilen "Siyah Panter" lakabını gerçekten hak ettiğini düşünüyorum.
Pandemi döneminde evinde canı sıkıldığı için, Youtube'da "No Filter for Naomi" (Naomi'ye Filtre Yok) programını başlatarak kısa sürede Talk Show Kraliçesi unvanını da alan Campbell, kendi özel hayatına değindiği kadar yakın çevresindeki ünlülerle röportajlar yaparak samimi bulduğum yayınlara imza atıyor.
Siyah Panter, 1970 yılında Londra'nın Stratharm bölgesinde Naomi Elliane Campbell olarak dünyaya geliyor. Jamaikalı bir balerin olan anne ve hiçbir zaman tanımadığı Asyalı bir babanın kızı olan Naomi, henüz 10 yaşında iken Bob Marley'in "İs This Love" klibinde rol alarak sanat dünyasına adım atmış oluyor.
15 yaşına geldiğinde ise eski bir manken tarafından sokakta keşfedilerek podyumlarla tanışıyor.
Elite Model Menegment manken ajansının zirveden listesine eklediği Campbell kısa sürede ünlenerek top model sıfatını elde ediyor.
1987 yılında, Donyale Luna'dan sonra Vogue dergisine kapak kızı olan ikinci siyahi manken, Time dergisinin kapağına layık görülen ilk manken gibi ilklere imza atan Naomi'nin en büyük özelliği kanımca hiç durmadan çalışma isteği ve hırsı.
1998 yıılnda Marc Jacobs'in Louis Vuitton için tasarladığı ilk defilesine yetişmek için özel jet talep eden, birçok kez havaalanlarında ve otellerde olay çıkartarak skandallara imza atan Siyah Panter'in moda dünyasında gerçek bir duygusal bağ kurduğu kişi ise Azzedine Alaia. Döneminin en önemli tasarımcılarından biri olarak kabul edilen Tunus asıllı Alaia da kural tanımaz karakteri le tanınıyordu. Moda haftaları takvimine ayak uydurmayı sevmeyen, kafasına göre defile düzenleyen tasarımcının baba-kız ilişkisi kurduğu Naomi ise Alaia'nın ölümüne kadar hiçbir kapris yapmadan yanında oldu.
People dergisi tarafından "Dünyanın en güzel 50 kişiliği" listesine de giren Naomi, tüm eleştirilere rağmen, büyük savaşların yaşandığı moda dünyasında 40 yıldır zirvede kalmayı başarıyor.
Mutlu pazarlar.
Alex Akimoğlu kimdir? Alex Akimoğlu, 1976 yılında Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi Fransızca ve Joffrin Byrs Akademisi moda tasarımcılığı bölümlerini bitirdi. Aynı zamanda École Supérieure de Journalisme'de (Gazetecllik Yüksek Okulu) öğrenim gördü. Pierre Cardin, Jean Louis Scherrer ve Japon markası Hanae Mori'de tasarımcı olarak Paris ve Tokyo'da kariyerini sürdürdü. Radikal gazetesinde başladığı moda yazarlığına (1997-2007), Referans gazetesinde “Moda Ekonomi” köşesinde (2009 - 2010), İstanbul Life m.o.d.a İstanbul köşesinde (2010 - 2019), ELLE Türkiye dergisinde ELLE Son Bakış köşesi ile devam etti. 2020 yılından beri T24'te yazıyor. |