CHP İstanbul İl’in 37. kongresinde, bir zamanlar devrimci hareketin duvarları/sokakları dolduran ‘Tek yol devrim’ sloganı atılmayacaktı tabii ki ama ‘Tek yön iktidar’ sloganının da bunu çağrıştırmadığını söylemek hafızaya küsmektir.
Haliç Kongre Merkezi’ne sabahın erken saatlerinde ilçelerden otobüslerle gelen partinin gerçek emektarlarıydı. Ya yol yorgunluğu ya sabah mahmurluğu ya pazar rehaveti… Sloganı az, sesi cılız bir kongre oldu.
Her ne kadar salon düzenine (Delege ve Protokol ayrımına) ufak tefek itirazlar olsa da genel hava ‘böyle uygun görmüşler’ olarak nitelendirilebilir.
2018 ve 2020’de İstanbul İl Başkanlığı’na adaylığını açıklarken sarı bir kazak giyen Canan Kaftancıoğlu’nun bu kez kadın mücadelesinin rengi olan mor bir deri ceketle salona giriş yapması ‘renklerin kadın’ Kaftancıoğlu’nun siyasetine dair de çok şey söylüyordu. Farklı renklerin ‘demokrasi ittifakında’ buluşmasını önemseyen bir isim ne de olsa…
Kaftancıoğlu Kongre salonuna giriş yaparken yalnız değildi. İstanbul seçimlerinden elde edilen başarıda imzası olan Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte girdi. Soyadları uyumlu bu üç ismin salona birlikte girmesi Kongre’deki siyasi ağırlığın da temsiliydi.
Salondaki genel havayı anlatmak gerekirse CHP’nin aynı zamanda bir kulisler partisi olduğunu doğruluyordu. Her köşede ikili üçlü konuşmalar, ‘parti içi demokrasi şart’ diyen sesler, ‘Canan Kaftancıoğlu değil de kim olacak’ diyen görüşler…
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bireysel beklentilerin peşinde koşarsak ülkeyi huzurlu bir geleceğe taşıyamayız. Bugünkü koşullar özveriyi gerektiriyor” sözleri parti teşkilatına verilen bir mesajdı. Nitekim ‘blok/çarşaf’ tartışmasının yaşanması da Kılıçdaroğlu’nun mesajının tabansız olmadığını gösteriyordu. Söz konusu CHP olunca kulislere kulak kabartmamak olmazdı.
‘Tek aday’ tartışmasından çok, kongre delege listesi, il yönetimi listesi tartışması daha konuşulan bir konuydu. Zira CHP genel kongresinde oy kullanacak delegeler önemli. Genel başkanı onlar seçecek. Her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına kesin gözüyle bakılsa da meselenin sadece genel başkanlık olmadığı Parti Meclisi’nde kimlerin olacağı da yine delege seçimini kritik kılıyor.
CHP İstanbul’un kongre delege sayısı 677. Oy kullananların sayısı ise 571. Yani 106 fire var. Kullanılan oylardan 510’u geçerli sayıldı. Canan Kaftancıoğlu ise geçerli oyların 444’nü aldı. Bu kez 66 fire var. İki yıl önceki yani 2018’de yapılan kongrede Kaftancıoğlu 325 delegenin, Cemal Canpolat ise 318 delegenin oyunu almıştı.
Gelelim diğer siyasi parti temsillerine… MHP ve AKP için ayrılan sandalyeler yan yanaydı. ‘Cumhur İttifakı’ sandalyeleri diyebiliriz. Saadet Partisi, İyi Parti ve HDP’nin sandalyeleri de yan yanaydı. Buna da ‘Millet İttifakı’ sandalyeleri diyebiliriz. Ancak katılanları göremedim. Sordum kimseler de net yanıt veremedi. Çorlu tren faciasında oğlunu kaybeden ve adalet arayanlar listesine adını inançla ve inatla yazdıran Mısra Öz Sel, sanatçı İlyas Salman, Mazlum Çimen de Kongre’ye katılan isimler arasındaydı.
Oy tabanında ağırlığı olan Alevilerin parti içinde temsilinin zayıfladığı da şikayet konularından biriydi. Kongre için seçilen şarkıların listesine baktığımda gençlerin temsili güçlüydü. Zira seçilen şarkılar arasında rap müziğin önemli temsilcilerinden Ezhel de vardı. Gazapizm de…
Anti kapitalist nitelemesi yapılan meşhur dizi ‘La Casa De Papel’in de ‘milli marşı’ olan Bella Ciao’su da vardı. Şu şimşekler çaktıran ‘Susamam’ da…
Kürtçe bir parça ise yoktu.
CHP İstanbul seçimini yaptı. İstanbul’dan Türkiye’ye tek yön iktidar’ sloganıyla siyaset arenasının daha da sertleşeceği bir döneme iddialı bir mesaj verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ancak “3011’de iktidar olurlar” dediği CHP, bakalım iddialı sloganını siyasete nasıl tercüme edecek?