Tatil rehavetinden midir yoksa kanıksanmaya başladığından mı nedir dünya geçen aralık ayının ikinci yarısında Güneydoğu Asya'da yaşananlara "sağır" kaldı. Oysa artık ayan beyan ortada, perde açıldı ve sahnede duvara asılı bir tüfek var. Malum, Çehov "oyunun başında duvara asılı bir tüfek varsa o tüfek mutlaka kullanılır" der…
Noel ve yeni yıl öncesi dünyanın bu bölgesinde pek tatil havası yoktu…
17-23 Aralık: Çin'in kullanımdaki 2 uçak gemisinden birisi olan Liaoning (辽宁舰), 055 sınıfı gelişmiş muhrip Wuxi, 052D sınıfı Chengdu muhribi, 054A sınıfı Zaozhuang fırkateyni ve 901 sınıfı Hulunhu ikmal gemisinden oluşan görev gücü Batı Pasifik'te Guam'ı da içine alan geniş bir bölgede gövde gösterisi yaptı. Stratejik bombardıman uçakları ve nükleer denizaltıların da bulunduğu Guam adası ABD'nin bölgedeki en önemli üssü. Liaoning ada yakınlarında bulunduğu sırada savaş uçakları ve helikopterler 260 kalkış ve iniş gerçekleştirdi. İlk kez bir Çin deniz gücünün adaya bu kadar yaklaştığını belirten Çin kaynakları Liaoning'in tatbikat yaptığı Japonya'nın güneyindeki ve Guam'ın batısındaki suların, ABD ve Japonya'dan gelebilecek askeri müdahale güçlerinin önünün kesilmesinde önemli olduğunu belirterek bunun Tayvan sorununa askeri müdahale de dahil Guam'dan yönelebilecek potansiyel saldırılara karşı ülkeyi savunma kararlılığını göstermek amacıyla yapıldığını belirti. [1]
Yine aynı değerlendirmede Guam'ın H-6K bombardıman uçaklarıyla DF-26 orta menzilli füzelerinin erişim alanı içinde bulunduğu da vurgulandı.
21 Aralık: Çin ve Rusya deniz kuvvetleri Doğu Çin Denizinde Japonya'nın hemen güneyinde, Tayvan'ın ise kuzeyindeki bölgede ortak bir tatbikat düzenledi. Çin Halk Kurtuluş Ordusu (ÇHKO) Doğu Cephesi ve Kuzey Cephesi Komutanlıklarına bağlı birlikler öncülüğünde gerçekleştirilen tatbikata Rus donanması güdümlü füze kuruvazörü Varyag, denizaltı önleme gemisi Mareşal Shaposhnikov, Steregushchy sınıfı iki korvet Rusya Federasyonu Kahramanı Aldar Tsydenzhapov ve Sovershennyy, ikmal gemisi Pechenga ile Çin ise 052D sınıfı Baotou ve 052C sınıfı Jinan muhriplerinin yanı sıra 054A sınıfı Binzhou ve Yancheng fırkateynleri, ikmal gemileri, denizaltılar ve erken uyarı uçakları ile katıldı.
Denizaltılara karşı operasyonlar ve ortak abluka uygulamalarına ağırlık verilen ortak tatbikat 6 gün sürdü.
21 Aralık: Çin Deniz Kuvvetlerine ait J-11 savaş uçağının Güney Çin Denizi üzerinde uçan ABD'nin RC-135 savaş uçağına 3 metre kadar yaklaşarak rotasını değiştirmeye zorladı. İlk kez yaşanan bu yakın temas az da olsa basında yer buldu.
25 Aralık: Henüz Liaoning uçak gemisinin de dahil olduğu görev gücü Guam yakınlarındayken, Çin Halk Kurtuluş Ordusu (ÇHKO) Doğu Cephesi Komutanlığı, Tayvan adası çevresinde 71 savaş uçağı ve 7 savaş gemisinin katılımıyla müşterek muharebe uyarı devriye ve ortak taarruz tatbikatı düzenledi. 25 Aralık Pazar sabahı 6'da başlayıp 24 saat süren tatbikatta uçakların 47 kez Tayvan Boğazı'nın orta hattını geçerek adanın kendi ilan ettiği 'güneybatı hava savunma tanımlama bölgesi'ne girdiği açıklandı ve bunun bir "rekor" olduğunun altı çizildi.
Bu tatbikatın ABD hükümetinin ilk kez Tayvan'a silah satışını finanse etmesini öngören 2023 Mali Yılı Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasasının Joe Biden tarafından 23 Aralık'ta imzalamasına misilleme olduğu Çinli yetkililerce özellikle vurgulandı.
Bütün bunlar olurken 23 Aralık'ta Başbakan Kishida Fumio 2023'te Japonya'nın savunma harcamalarını 6.82 trilyon yen'e (yaklaşık 51.4 milyar dolar) çıkaracağını, önümüzdeki 5 yılda toplam 314 milyar dolar savunma harcaması yapmayı planladıklarını açıkladı. 2027'e kadar savunma harcamalarını GSYİH'nın yüzde 2'si düzeyine yükseltmeyi planlayan Japonya böylece ABD ve Çin'in ardından en fazla savunma harcaması yapan 3. Ülke durumuna gelecek.
Hatırlanacağı üzere ABD'de 12 Ekim'de yayımlanan Ulusal Güvenlik Stratejisi Raporu'nda Çin'i hem uluslararası düzeni yeniden şekillendirme niyeti hem de bunu yapacak ekonomik, diplomatik, askeri ve teknolojik gücü giderek artan tek rakip olarak ilan ettikten sonra ÇHC ile rekabetin en çok Hint-Pasifik Okyanusunda belirgin olduğu, ancak aynı zamanda giderek daha küreselleştiğini vurgulanmıştı.
ABD'nin Tayvan konusundaki kararlılığı da raporda net olarak vurgulanmıştı:
"Bölgesel ve küresel güvenlik ve refah için kritik öneme sahip olan ve uluslararası ilgi ve dikkat konusu olan Tayvan Boğazı boyunca barış ve istikrarın korunmasında sürekli bir çıkarımız var. Statükonun her iki taraftan da tek taraflı olarak değiştirilmesine karşıyız…"[2]
ABD statükonun devamında ne kadar ısrarlıysa Çin tarafı da statükonun değişmesi konusunda o denli kararlı.
20. Kongre'de hem 24 kişilik yeni politbüro'ya seçilen hem de Dış işleri konularında en yetkili organ olan ÇKP Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu'nun direktörlüğüne getirilen Dışişleri eski Bakanı Wang Yi, partinin teori dergisi Gerçeği Arayış (求是 - Qiúshì) 'ta yayınlanan yazısında bunun altını bir kez daha çizmeyi ihmal etmedi:
"Ulusal çıkarları ve ulusal onuru savunmak için güç ve zorbalıktan korkmayan güçlü bir savunma hattı oluşturduk. Tayvan meselesi, Çin'in temel çıkarlarının özü, Çin-ABD ilişkilerinin siyasi temelinin temeli ve Çin-ABD ilişkilerinde aşılamayacak kırmızı çizgidir. Ulusal egemenliği ve güvenliği korumaya yönelik kararlı irademizi göstererek, Çin'in ciddi uyarısını hiçe sayarak ABD Temsilciler Meclisi sözcüsünün Tayvan'a gitme konusundaki ısrarına kararlılıkla karşı çıktık ve kararlı bir şekilde karşı durduk." [3]
Hasılı iki taraf da Tayvan konusunda el yükseltmeye devam ediyor. [4]
Çin Halk Kurtuluş Ordusu (ÇHKO)'nun şimdiye kadar bölgede yaptığı tatbikatlar aslında Tayvan senaryosunu büyük ölçüde ortaya koyuyor. Çok muhtemelen Çin Tayvan'a karşı askeri bir operasyon başlatmayacak. Denizden adayı tamamen ablukaya alıp, deniz ulaşımını/nakliyatını engelleyecek. Havada da en azından kısmi bir abluka uygulayacak.
Çin Ocak 2021'de "silah kullanımı dahil gerekli tüm önlemleri" alma yetkisi veren yeni bir Sahil Güvenlik Yasasını kabul etti. Geçen haziran ayında da Çin Dışişleri Bakanlığı, Tayvan Boğazı'nın uluslararası sular olmadığını, "sırasıyla Çin'in iç suları, karasuları, bitişik bölgesi ve münhasır ekonomik bölgesi" olduğunu ilan etti. Kısacası Çin adaya yapılan silah sevkiyatlarının güvenlik tehdidi oluşturduğu gibi bir gerekçeyle abluka uygulamak için kendince hukuki bir zemin hazırladı.
Bu konuda Çin'in kullanabileceği bir emsal de var. Hatırlanacağı üzere 1962'de Başkan John F. Kennedy Sovyetlerin adaya füzeler yerleştirmesi gerekçesiyle Küba'ya deniz ablukası uygulamıştı. Lakin abluka savaş sebebi sayıldığından abluka değil de "karantina" uygulaması başlattığını açıklamıştı.
Deniz ablukası konusunda Çin'in büyük avantajı var: Çin donanmasında 350'nin üzerinde savaş gemisi, 130 sahil muhafaza botu ve gerektiğinde askeri amaçlı kullanılabilecek yüzlerce irili ufaklı ticari gemi ve balıkçı gemisi bulunuyor.
Ablukanın Çin'e sağlayacağı iki pratik üstünlük söz konusu. Birincisi bu durum tüm dünyada ciddi bir çip krizine yol açacak. Tayvan dünyanın en büyük çip üreticisi ve tüm dünyada kullanılan çiplerin yaklaşık yüzde 55'i TSMC (Taiwan Semiconductor Manufacturing Company) tarafından üretiliyor.
Yani Tayvan'a ablukanın kaldırılması Batı ve ABD için bir süre sonra zorunluluk haline gelecek.
Ama en önemlisi top ABD'nin kucağında olacak. ABD ablukayı kırmak için güç kullanırsa sıcak çatışmayı başlatan taraf durumuna düşecek.
Konunun abluka sırasında barışçıl bir şekilde çözümlenmesi olasılığı az da olsa var. Tayvan'a iç işlerinde geniş özerklik tanıyan yeni bir "tek ülke iki sistem" [5] söz konusu olabilir.
Ablukayı kırmak için ABD'nin güç kullanması ise kaçınılmaz olarak ilkin bölgesel bir çatışmaya yol açacak. Çin, askeri olarak bir süredir bunun provasını yapıyor. ABD'nin bölgedeki üstleriyle denizdeki görev güçlerine ve Japonya'ya karşı eş zamanlı yürütülecek bir mücadeleye tam olarak hazır olmayı hedefliyor.
Tabii bu durum bölgesel çatışma düzeyinde de kalmayabilir. Çin bu ihtimale karşı da hazırlıklarını yapıyor. Nükleer başlık taşıyabilen kıtalararası Dongfeng (DF) -41 füze envanterini geliştiriyor. Kıtalararası füze ve füze rampası sayısının 300'ü geçtiği tahmin edilmekte. Yaklaşık 13 bin km menzilli olan bu füzeler ABD'de her şehre erişebilecek kudrette.
Öte yandan Çin son yıllarda uzak denizler muharebesine yönelik savaş gemilerinin (uçak gemileri, nükleer denizaltılar, güdümlü füze taşıyan kruvazörler) yapımına da ağırlık vermekte. Halihazırda Çin deniz kuvvetleri gemi sayısı bakımından ABD donanmasından üstün olmakla birlikte toplam tonaj ve gemilerin ateş gücü anlamında oldukça geride.
İş buralara kadar yani global savaş boyutuna ulaşır mı, iki süper güç Tukidides tuzağına [6] düşerler mi kestirmek zor.
Xi Jinping dokuz yıl kadar önce "Tukidides tuzağından kaçınmak için hepimizin birlikte çalışması gerekiyor ... Amacımız, yeni bir 'büyük ülke ilişkileri modeli' geliştirmek" [7] diyerek beklentisini ortaya koymuştu.
Ama bugün geldiğimiz noktada beklentisinin karşılanmadığını görmek zor değil.
Duvardaki tüfek dekor olarak kalmayacakmış gibi duruyor.
[1] China's aircraft carrier Liaoning spotted edging close to Guam for first time amid US strategic threats, Global Times, 29 Aralık 2022
[2] National Security Strategy, 12 Ekim, 2022, s.23 ve 24, https://www.whitehouse.gov/wp-content/uploads/2022/10/Biden-Harris-Administrations-National-Security-Strategy-10.2022.pdf
[3] 矢志民族复兴,胸怀人类命运 奋进中国特色大国外交新征程 , 求是, (İnsanlığın kaderini göz önünde bulunduran, ulusal yenilenmede kararlı, Çin özelliklerine sahip büyük ülke diplomasisinin yeni yolculuğu, Gerçeği Arayış), sayı:1, 1 Ocak 2023
[4] Tayvan konusunda daha ayrıntılı bilgi için: https://t24.com.tr/yazarlar/cevdet-kadri-kirimli/cin-tayvan-a-ne-zaman-mudahale-edecek,36305
[5] "Tek ülke iki sistem" (一国两制) Hong Kong'un Çin'e devri görüşmelerinde Çin tarafından ortaya atılmış bir uygulama. Halihazırda Hong Kong Çin Halk Cumhuriyeti'nin (ÇHC) bir parçası olmakla birlikte Temel Kanun adı verilen mini anayasası çerçevesinde ÇHC'den bağımsız bir hükümet sistemine, yasal, ekonomik ve mali yönetime sahip. Özerklik alanlarına yabancı ülkelerle ticari ilişkiler de dahil. Ancak ÇHC'nin 30 Haziran 2020'de uygulamaya koyduğu Ulusal Güvenlik Yasası Hong Kong'un özerkliğini pratik olarak büyük ölçüde ortadan kaldırdı.
[6] Tukidides tuzağı, Graham Allison'ın Destined For War: Can America and China Escape Thucydides's Trap? adlı kitabında ortaya attığı, yükselen bir gücün egemen olan diğer gücün yerini almayı hedeflemesiyle ortaya çıkan yapısal yıkıcı gerilimi ifade eden kavram. Allison son beş yüzyıl boyunca on altı kez yükselmekte olan bir gücün, egemen gücü yerinden etmesinin söz konusu olduğunu ve bunlardan on ikisinin savaşla neticelendiğini söyler.
[7] China needs patience to achieve a peaceful rise, South China Morning Post, 7 Şubat 2014
Cevdet Kadri Kırımlı kimdir?İzmir'de doğdu. Yurt içinde ve yurt dışında farklı şirketlerde yöneticilik yaptı. Çin'de ve Hong Kong'da yaşadı. |