Bütçe’nin Ocak-Kasım Gerçekleşme Raporu da kısa bir süre önce yayımlandı. İlk bakışta bu dönemde Bütçe açığında ciddi bir iyileşme göze çarpıyor. Özetle, ekonomimizin en kıymetli çıpası hala “mali disiplin” ve türlü olumsuzluğa rağmen mali disiplinin bozulmamış olduğunu görmek memnuniyet verici.
Şimdi Bütçe’nin Kasım gerçekleşmelerine yakından bakalım.
2015 Ocak-Kasım döneminde 441,8milyar TL olan bütçe gelirleri; bu yıl aynı dönemde %15,1 artışla 508,6 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Genel ekonomik konjonktür düşünülünce bu oldukça kıymetli bir artış. Gidişata bakılırsa gelir tarafındaki yılsonu hedefi olan 540,8 milyar TL’ye kolaylıkla ulaşılacağı görülüyor.
Bu pozitif durumun arkasında “vergi affına” ilişkin ilk ödemelerin başlamış olmasının etkisi büyük. Aralık ayında, alkol, sigara ve otomotivde yapılan ÖTV artışlarının da devreye girerek vergi gelirlerinde kayda değer bir artış yaratacaklarını bekleyebiliriz.
Vergi gelirleri bu dönem %12,4 artmış ve 419,9 milyar TL olarak gerçekleşmiş. İç talebin yavaşladığı bir dönemde bu artış oldukça kıymetli. Vergi gelirlerinde yılsonu hedefi olan 459,1 milyar TL’nin rahatlıkla tutturulabileceğini söyleyebiliriz. Eylül ve Ekim’de vergi gelirlerinde gözlemlediğimiz zayıf performansın bazı vergi artışlarına neden olabileceğini vurgulamıştık; bu konu karşımıza alkollü içecekler, tütün ürünleri ve otomotivde ÖTV artışı olarak çıktı. Yılın son ayında ÖTV gelirlerinde de kayda değer bir iyileşme beklemek yerinde olur.
Üretim ve ihracatımızın ithalata olan bağımlılığının yüksek olduğu düşünülünce, ithalde alınan KDV bizim için oldukça dikkate değer bir parametre. İthalde alınan KDV’deki düşük performans bu dönemde de devam ediyor. Ocak-Kasım döneminde sadece %1,9’luk bir artış karşısındayız. İthalde alınan KDV’de gözlemlenen düşük artış ekonomik dinamizm ve büyüme rakamları bağlamında olumsuz bir gidişata işaret ediyor. Bu durumun “cari açık” için olumlu bir etkisi olacağını da vurgulayalım.
Özetle, ithalat azalışına işaret ettiği için, ithalde alınan KDV rakamındaki mevcut durum, dış ticaret dengesi ve cari açık bakımından “pozitif”; iç ekonomik dinamizm ve ihracat performansımızın yılın geri kalanında yavaşlayabileceğine dair de kuvvetli “negatif” bir işaret.
“Dâhilde alınan KDV (%14,8 artış) ve ÖTV (%13,4 artış)” kanallarındaki gerçekleşmeler ise önceki aylara kıyasla oldukça olumlu. Bunun arkasında, özellikle otomobiller, alkollü içecekler ve sigaradaki ÖTV artışının (ÖTV, KDV’nin de matrahına giriyor.) olduğunu söylemek mümkün. Belirtelim, bu iki vergi, iç ekonomik dinamizm bağlamında önemli göstergeler ve -ÖTV’deki artışı arındırdığımızda bile- endişe edilecek bir duruma henüz işaret etmiyorlar. Ancak vurgulayalım, özellikle 2017 için içerde ekonominin ısıtılması ihtiyacı göze çarpıyor.
6736 sayılı Kanun’la yürürlüğe giren “vergi affı” hükümleri ile “borç yapılandırma ve matrah artırımı” gibi önemli düzenlemeler için peşin ödeme veya ilk taksit için ödemeler bu dönemde başladı. Bu ödemelerin de vergi gelirlerine olumlu yansıdığını söyleyelim.
Kurumlar Vergisi %29,3 artışla dönemin en çok artan vergisi olarak karşımıza çıkıyor. Belirtelim, bu sene kurumlar vergisi için tespit edilen hedef 36,8 milyar TL idi; Kasım sonu itibariyle 42,4 milyar TL’ye ulaşılmış durumda. Bunda “vergi affının” etkisi göze çarpıyor.
Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi de %20,1 artışla bu dönem başarılı bir performans göstermiş.
“Bütçe giderleri” Ocak-Kasım döneminde %14,2 oranında artmış ve 510,7 milyar TL olarak gerçekleşmiş durumda. Gider disiplini hala bütçenin en güçlü kanadı diyebiliriz. Yılın son ayında bir parça daha yüksek artış görebiliriz.
Faiz dışı fazla bu dönemde geçen yıla kıyasla %1 artmış ve 46,3 milyar TL olmuş. Faiz dışı fazla kalemi de bu dönemde Bütçe’ye ilişkin bir başka olumlu parametre olarak karşımıza çıkıyor.
Bütçe 2015 Ocak-Kasım döneminde 5,4 milyar TL açık vermişken; 2016’nın aynı döneminde 2,1 milyar TL bir “açık” karşısındayız. Bütçe açığı oldukça olumlu görünüyor; hele yılsonunda 29,7 milyar TL’lik bir açık olacağı hesaplanmışken.
Şu sıralar TBMM’de görüşülen 2017 Bütçe Tasarısı bütçe giderlerini 645,1 milyar TL, bütçe gelirlerini ise 598,3 milyar TL olarak öngörüyor. Gelirler içerisinde en büyük pay 511,1 milyar TL ile “vergilere” ait.
Tasarıya göre 2017 sonunda 46,9 milyar TL bir “bütçe açığı” öngörülüyor. Mevcut bütçede 2016 sonu için 29,7 milyar TL’lik bütçe açığının öngörüldüğünü ve Kasım sonu itibariyle sadece 2,1 milyar TL’lik bir “açık” olduğunu düşünürsek; seneye bütçe açığında dramatik bir artış olması planlanıyor diyebiliriz. Belirtelim, bu tahmine göre, 2017 sonunda bütçe açığının GSMH’ya oranının %1,7 ila %1,9 bandında gerçekleşeceğini ve konuyla alakalı Avrupa Birliği’nin %3’lük Masstricht Kriteri’nin yine sağlanacağını söyleyebiliriz.
Bütçe açığında 2017’de planlanan bu artış; kamu kesiminin önümüzdeki yıl özellikle “kamu harcamaları” ile desteklenen “maliye politikaları” ile daha çok ekonominin içinde olacağına işaret ediyor. Bütçe Tasarı’nın temel mesajı “2017’de kamu yatırımlarında, üretim ve ihracat desteklerinde, yatırım teşviklerinde, Ar-Ge desteklerinde daha fazla kamu kaynağı devreye alınacak; ancak mali disiplin de bir kenara bırakılmayacak” olarak okunabilir. Bu harcamalar için kaynak ihtiyacı olmamasını ve bir ihtiyaç olduğunda da dolaylı vergiler dışında kayıt dışı ekonomiye yönelinmesini umalım.
(*) Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.