1639 yılında dış dünyaya kapılarını kapayan Japonya'nın kilidini yeniden açan Amerika olur. Japonya'ya ilgi duyulması politik olmaktan ziyade ekonomik nedenlerdendir. Sömürge düzeninden kurtulduktan sonra Avrupa ve genelde Akdeniz ticaretinde hiçbir varlık gösteremeyen ve şiddetle gelir yaratma ihtiyacı duyan Amerikalılar, her şeyden önce açık deniz balıkçılarının Japonya sahillerinde balina avcılığına engel olan Japonlara tavır almak için kararlıdır. Dahası, on sekizinci yüzyılın ilk yarısında sefere çıkmaya başlayan buharlı gemiler için Amerika'dan Asya'ya, Çin'e yapılan seferlerde acil yakıt ikmaline ihtiyaç duyulmaktadır. Sorunu çözmek için Commodore Biddle liderliğindeki donanma 1846 yılında Japonya'ya gönderilir. Tokyo limanında 10 gün bekleyen Amirale hiçbir karşılık verilmemesi, ciddi bir gerginlik yaratır, Amerikan yönetimi bunu gurur meselesi yapar. 1849 ve 1851 yıllarında iki girişimde daha bulunulur. Yine sonuç alınmaz. Nihayet, Commodore Matthew Calbraith Perry komutasındaki filo, Başkan Fillmore'un mektubuyla Tokyo Körfezindeki Uraga Koyu'na 7 Temmuz 1853 günü demir atar. Başkan'ın mektubu, sürpriz ziyaretin nedenini endişe içinde öğrenmek isteyen Japon yetkili Shogun Iyeyoshi'ye verilir. Perry mektubu soğukkanlılıkla teslim ettikten sonra düşünmeleri için süre isteyip Çin'e döner. Perry'nin gemi doktoru Wells Williams, o günün anılarında, "Japonya tarihinde yer alacak, o unutulmayacak gün bu şekilde sona erdi. Anahtarı nihayet kilide sokmayı başardık" diye yazacaktır. Filo, on parçalık bir donanma ile 13 Şubat 1854 günü Edo (Tokyo) Koyu'na tekrar demir atar. Görüşmeler 8 Mart'ta başlar. 31 Mart 1854 tarihinde iki ülke arasında Kanawaga Anlaşması imzalanır. Amerikalılar istediklerinin tamamını elde etmiştir.
Aradan tam 91 yıl geçer. İkinci Dünya Savaşı'nın son günü, 2 Eylül 1945 tarihinde, Tokyo'da sıcak bir Eylül sabahında dört siyah limuzin Yokohama istikametine, limana doğru hızla yol almaktadır. İlk araçta bulunan General Umezu, hiç istemediği halde İmparator'un emriyle teslim anlaşmasını imzalamakla görevlendirilmiştir. Aynı araçta General Umezu'dan başka Dışişleri'nden Mamoru Shigemitsu da bulunmaktadır. Tören için siyah bir smokin giyen kıdemli bürokrat Shigemitsu, 1932 yılında Çin'de bulunduğu sıralarda tek bacağını terörist bir saldırıda kaybeder. Limana vardıklarında, diğer dokuz temsilci ile birlikte İkinci Dünya Savaşını sona erdirecek anlaşmanın imzalanacağı gemiye transferlerini beklemeye başlarlar.
Ekip, saat 7.30'da sahile yanaşan bir destroyerle kıyıdan 16 mil uzaklıktaki Missouri zırhlısına doğru yol alır. Anlaşmanın imzalanacağı zırhlı, kara ve deniz kuvvetleri arasında oluşan sıkı bir rekabet sonucunda Missouri olarak belirlenmiştir. Dünyanın gözünün üzerlerinde olduğunu bilen Amiral William Halsey bu anı daha da ölümsüz yapmak için tören öncesinde ani bir karar alır. Japonya kilidini açan Commodore Matthew Perry'nin 91 yıl önce Tokyo'da dalgalandırdığı Amerikan Bayrağını, Annapolis'teki Deniz Akademisi Müzesinden imzaların atılacağı gemiye, Missouri'ye getirecektir. Bayrak, Washington- San Francisco - Pearl Harbour - Kwajalein - Guam üzerinden İwo Jima'ya oradan da Sagami körfezine ulaşır.
Müttefik kuvvetlerin de temsil edildiği tören sonunda General Douglas MacArthur kısa ve öz bir konuşma yaparak, savaşın bittiğini tüm dünyaya ilan eder. Törende bulunan Japon subaylar, savaş sırasında farklı koşullarda karşılaştıkları müttefik kuvvet komutanları ile teslim sırasında bu şekilde karşılaşmanın ezikliğini içlerinde hissederler. Perry'nin 91 yıl önce Tokyo'da dalgalandırdığı tarihi Amerikan bayrağının gönderde olması onlara daha da acı gelecektir.
Şimdi yine 91 yıl öncesine, Perry'nin Japon yetkililerle Kanagawa anlaşmasını imzalaması öncesine gidelim. Commodore Perry ilk seyahatinin ertesinde Mart 1854 ayında Japonya'yı tekrar ziyaret eder. Bu defa Japonlara Amerika'nın sahip olduğu teknolojik üstünlüğü kanıtlama ve tanıtma düşüncesiyle gelir.
Edo Körfezine kaldıkları sürece gemi mürettebatı sık sık limana çıkarak Japon halkıyla daha yakın olma fırsatı bulur. Sahilde özgürce dolaşırlar. Japonlara da gemilere çıkma olanağı sağlanır. Resmi ve ticari görüşmeler, su ve erzak gereksiniminin yerli halk tarafından karşılandığı gemilerde gerçekleştirilir.
Yokohama'ya geldikleri ilk günlerde, Mississippi Gemisinin Başmühendisi Gay, yardımcısı Mühendis Danby ve diğer teknik personel yoğun bir çalışma içine girerler. Japonya'ya getirdikleri yeni model bir lokomotifi sandıklardan çıkarıp, limana kolaylıkla teslim edilecek şekilde parçalara ayıracaklardır. Bu lokomotif emsallerine göre oldukça küçük, sembolik buharlı bir lokomotiftir. Bu çalışmalara ilaveten, Bayan Draper ve Bayan Williams, Japonya'da kurulacak ilk telgraf direklerinin dikilmesi ve manyetik hatların kurulması için hazırlıklarını tamamlamaya çalışırlar. Gemideki tarım uzmanı Morrow, sergilendikten sonra Japon İmparatoruna sunulacak yeni uygulamaların hazırlıklarını yapmaktadır.
Japon yetkilileri bu çalışmalar sırasında Amerikalılara gereken kolaylığı sağlarlar. Tanıtımın yapılacağı alana her türlü hava koşullarına uygun sundurmalar yapılarak seyirciler için harika bir platform hazırlanır. Platformun hemen önüne tren raylarının yerleştirileceği düz bir zemin hazırlanır. Bayan Draper ve Williams'ın hazırlıklarını tamamladığı telgraf direkleri dikilmiş, yaklaşık bir mil uzunluğundaki telgraf hattı sanki Amerika Birleşik Devletleri'nde hizmete sunulacakmış gibi özenle tamamlanmıştır.Hattın sonunda Kanagawa anlaşmasının imzalanacağı kulübe inşa edilir. Telgraf bağlantısı İngilizce, Hollandaca ve Japonca dillleri üzerinden gerçekleştirilerek izleyicilere unutulmaz anlar yaşatacaktır.
Gösteriler sırasında tarım ve çiftçilik uygulaması sergileneceği gibi, yeni kurulan tren raylarının üzerinde küçük buharlı motoruyla minik lokomotif, Amerikalı denizcilerin bir kısmının Edo koyundaki gemilerden de izleyebilecekleri, adeta bir çocuk oyuncağı şeklindeki yuvarlak bir zeminde dönüp, durur. Japonlar minyatür trenin üstündeki küçük oturma banklarında keyifle seyahat ederken, Amerikalı mühendis vagonun hemen arkasındaki yakıt tedarik vagonundan dar platformdaki sürüşü başarı ile idare eder.
1877 yılına geldiğimizde, Çin'in yaşadığı acı sorunları yakından izleyen ve reformu ülkenin çıkışı için tek çare olarak düşünen yeni Meiji İmparatoru, bu defa iç düzeni sağlamakta sorun yaşamaya başlar. Bazı shogunlar açılmaya olan muhalefetlerini gizlemezler. Batılı uygulamalara içerdeki geleneksel kesimlerden gelen tepki oldukça tedirgin edicidir. Bazıları modern reformların hızla sürdürülmesini savunurken, tutucular çok zor olduğunu bilmelerine rağmen, batılıların biran önce ülkeden atılmasını ve reformlara son verilmesini savunurlar. Mücadeleyi reformcular kazanır. Japonlar, batılıları daha fazla kızdırmamak için Hristiyan misyonerlerin faaliyetine tekrar izin verirler. Yeni bir yasa ile batılılaşma konusunda ülke adeta tek taraflı bir manifesto yayınlar. 1860 yılında 80 Samurai imzalanan ticaret anlaşmasının onaylanması için Hollanda yapımı Kanrin Maru gemisiyle San Francisco'ya gönderilir. Yolculardan biri, daha sonraları ülkede modernizasyonun mimarlarından biri sayılan Fukuzawa Yukichi'dir. İkinci heyet bu defa İngiltere, Hollanda ve Fransa'ya 1862 ve 1863 yıllarında gönderilir. Bunu diğer heyetler izleyecektir.
Tedbirli davranan İmparator Meiji, Amerika ve Avrupa'ya 40 yüksek seviyede devlet görevlisinin içinde olduğu Iwakura Heyetini göndererek, 1858 yılında imzalanan anlaşmaların eşit çıkarlar üzerine yapılıp, yapılmadığının gözden geçirilmesi ister.
Iwakura Heyetinin görüşleri doğrultusunda 600'e yakın yabancı uzman ülkeye davet edilir. 1890 yılına kadar yabancı uzman sayısı 3 bine çıkacaktır. Alman uzmanların bir bölümü yeni üniversiteler ve tıp fakültelerinin kurulması için çalışırken, Hermann Roesler ve Albert Mosse ülkenin yeni anayasasının taslağı üzerinde çalışırlar. Başka bir Alman, Ludwig Riess, Tokya Üniversitesinde Japon tarihi üzerinde araştırmalar başlatır. Amerikalı Horace Capron posta sisteminin kurulması ve Hokkaido adasının genel olarak yapılandırılması konularında çalışır. Erasmus P. Smith Dışişleri Bakanlığında Japon dış siyasetinin yeniden tasarlanması üzerinde tavsiyelerde bulunur. İngilizler Japon donanmasını yeniden yapılandırarak, donanmanın tamamıyla İngiliz sistemine uygun hale getirilmesini sağlarlar. Kara kuvvetleri Fransız askeri uzmanların önderliğinde yeniden şekillendirilir. Fransızlar, kendi hukuk kodlama sistemini ülkeye adapte ederler. İtalyanlar ülkede batı mimarisinin ve güzel sanatlarının tanıtımında ve şekillendirilmesinde öncü olurlar. Ülkenin idari modeli konusunda liberal Fransız ve İngiliz modeli ile otokrat Prusya modeli üzerinde oldukça kararsız kalan Japonlar, sonunda karma bir model üzerinde devam etme kararı alırlar.
Japonya'nın bu eşsiz modernleşme çabası sonunda, ülke doğuda yeni bir emperyal güç olma yolunda hızla ilerlemeye başlayacaktır. 1905 yılına gelindiğinde, başarısız bir askeri planlamayla donanmasını doğuya, Japonya'ya mobilize etmekte çok zorlanan, gemilerini güney Afrika'daki Ümit Burnundan iki ayda dolaştırarak geçiren Rusya, Japonlar tarafından ağır bir yenilgiye uğratılır. Doğu toplumları tarihlerinde ilk kez doğulu bir devletin batılı bir gücü ezerek yendiğine şahit olur. Japonya hızını alamayarak 1931 yılının Eylül ayında Mançurya'ya saldırarak sonun başlangıcını yaparlar. Pearl Harbour baskınına kadar giden bir saldırı stratejisi izler. Sonunda, bu politikalarının intikamı olarak patlayan nükleer bombaların ağır yükünü taşımayarak, yine aynı 1853 yılında olduğu gibi batıya, Amerikalılara teslim olur. Ağır yenilgi ertesinde 15 Ağustos günü sabah saatlerinde İmparator'un saat 12.00'de halka hitaben bir konuşma yapacağı resmen açıklanır. Bu konuşmanın engellenmesi için bir darbe girişimi yaşanır. Sonuçsuz kalır.
Japon halkı İmparatorlarının sesini o ana kadar hiç duymamıştır. Tarihte bir ilk gerçekleşecektir. Saat 11.59'da bütün radyolar Japon milli marşı Kimagayo'yu çalar. Hemen ardından anons yapılır. Ve İmparator konuşmasına başlar. Aynı anda trafik her yerde durur. Japon halkı başlarını eğerek İmparatorlarını saygıyla dinlemeye başlarlar. Tüm ülkeyi alışılmadık bir sessizlik kaplamıştır. Vatandaşlarına ülkelerinin teslim olmasıyla ilgili açıklamayı duygusal bir şekilde açıklayan İmparator, konuşmasının sonunda bir çağrı yaparak, "…dünyanın gerçekleştirdiği yenilikleri yakından izleyin, gelecekte ülkemizi yeniden inşa edebilmemiz için tüm gücünüzü ve enerjinizi bu amaç için kullanın…" mesajını verir. Bu mesaj Japon halkının 1950'lı yıllarda başlattığı muhteşem atılımın adeta habercisi olmuş, Japonlar 1853 ve 1945 yılları öncesinde yaşadıkları acılardan ders çıkararak bu defa modern dünya ile sıkı sıkıya uyum halinde, tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere örnek olacak bir kalkınma çabasına girişirler. Tekrarları ve tesadüfleri seven tarih Japon halkına en iyi dersleri vererek, gerekli hatırlatmaları yapmış, izlenmesi zorunlu yol haritalarını çizerek, ufuklarını sonuna kadar açmıştır.
Kaynakça