Anlaşılan o ki: Artık yandaş medya yetmiyor. Havuz medyası yetmiyor. Köşe tetikçileri yetmiyor. Erdoğan’ı savunmak için şimdi bir de gazete ilanları devreye sokulmuş durumda. Tam sayfa ilanlarla vurulmak isteniyor muhalifler, farklılığı savunanlar. Eleştirmeyeceksin. Ses etmeyeceksin. Susacaksın. Neden?.. Sultan, Saray’ında rahat edecek... Bunun için ses çıkarmayacaksın. Tek neden bu. Sultan’a biat! Başka çaren yok. Sultan, artık film setine çevirmeye başladığı Saray’ında rahatsız edilmek istemiyor. O kadar. Memleket meseleleriyle haşır neşirken rahatsız edilmek istemediği içindir ki, örneğin huzuruna yüzde doksan dokuz da değil, ancak yüzde yüz biat eden medyanın temsilcilerini topluyor. Bu öylesine hazin bir gidiş ki... Böyle devam ederse, bir süre sonra ortalıkta gazeteci adına sadece Saray soytarıları kalacak. Bunu bir kenara not edin.
Erdoğan’ı savunmak için şimdi bir de gazete ilanları devreye sokulmuş durumda. Tam sayfa ilanlarla vurulmak isteniyor muhalifler
Kısacası: Yüzde yüz biat! En ufak bir çatlak ses çıkmayacak. Padişahım çok yaşa! Hepsi bu. Yalakalık! Yalakalığa hayır diyenler, eleştirenler ise Ertuğrul Özkök gibi tam sayfa gazete ilanlarıyla cadı kazanına atılacak, tam sayfa gazete ilanlarıyla başına yıldırımlar yağdırılacak. Susturulmak, sindirilmek istenecek. Neden? Ertuğrul Özkök de Sultan’ı eleştiriyor. O da Saray’ın hallerine dokunduruyor. Türkiye’nin iyi yolda olmadığını yazıyor. Yaratılmakta olan bir ‘korku imparatorluğu’yla Türkiye’nin önünde bir cehennem çukurunun açılmakta olduğuna dair haklı uyarılar yapıyor. Peki, buna cevap ne? Tam sayfa gazete ilanı! Akıl alır gibi değil. Gerçekten öyle. İktidar tarafından bir gazeteciye tam sayfa gazete ilanıyla gözdağı vermeye çalışmak... İlk defa tanık oluyorum. Belki de dünyada bir ilk.
Erdoğan’ı savunmak için şimdi bir de gazete ilanları devreye sokulmuş durumda. Tam sayfa ilanlarla vurulmak isteniyor muhalifler
Ertuğrul Özkök’le çok eskiye giden bir hukukumuz vardır. Benim arkadaşımdır. O da benim gibi bin yıldır bu sahnededir. İyi gazetecidir. Yirmi yıl boyunca Hürriyet’in tepesinde kalmanın ve o gazeteyi bir yerden daha ileri bir yere getirebilmenin ne kadar zorlu bir iş olduğunu ancak bu piyasanın gerçek gazetecileri bilir. Ertuğrul da gazetecilikte dipten gelmiştir. Benim gibi onun da günahları vardır. Bazıları vahimdir. Ve bu günahlarımız nedeniyle yıllar içinde birbirimizle çok kavga etmişizdir. Birbirimizi yazılı ve şifahi olarak fena halde hırpaladığımız zamanlar olmuştur. Ayrıca, birbirimize karşı duygu ve düşüncelerimizi hiç saklamak gereğini de duymamışızdır. Ama Ertuğrul’la dostluğumuz yıllar içinde devam edebilmiştir. Her zaman birbirimizin yüzüne bakabilmişizdir. Bir noktayı daha vurgulamak isterim. Eleştiri iğnelerini bazen kendimize de batırmayı ihmal etmedik.
Ertuğrul Özkök de Sultan’ı eleştiriyor; o da Saray’ın hallerine dokunduruyor. Peki, cevap ne? Tam sayfa ilan! Şiddetle protesto ediyorum
Bakın: Hiç kimse, her konuda anlaşmak zorunda değildir. Hiçbir kul da, hatasız günahsız değildir. Önemli olan sesimizin çıkmasıdır. İstediğimiz gibi yazıp çizmektir. İfade özgürlüğümüzü sonuna kadar, korkusuzca kullanabilmektir. Yani önemli olan demokrasidir. Hukukun üstünlüğüdür. Sözü daha fazla uzatmak yersiz: Ertuğrul Özkök’ü tam sayfa hedef alan gazete ilanını şiddetle protesto ediyorum.