Diyarbakır
Çürüme nerede başlar? Sonra nasıl yayılır, insanı nasıl teslim alır? Kalp çürür mü? Kötülüğün sınırları nerede başlar? Ya toplum, o nasıl çürür?
Dün Antep’te gerçekleşen korkunç katliamdan beri bunları düşünmekteyim.
Çoğu çocuk, 54 insan yaşamını yitirmiş, 54 can, 54 evlat!
Ana akım medya katliamı değil “Kürtlerin düğünü” tartışması yürütüyor.
Akşam gazetesi “PKK yanlısı Kürtlerin yoğun yaşadığı mahalle” diye yazıyor.
Utanmaz bir milletvekili TV’lere bağlanıp “PKK sempatizanlarının yoğun olduğu bölge” diyebiliyor.
Hukukçularının başı katledilen onca insanın cenazesinden “zarar” diye bahsediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katliama ilişkin yaptığı açıklama evlere şenlik. Cumhurbaşkanı bir türlü IŞİD’i önceliğine koyamıyor. IŞİD tarafından yapılan bu alçakça saldırıyı net bir şekilde lanetleyemiyor.
Herhangi bir IŞİD saldırısını “PKK, FETÖ, dış güçler”e bağlamayan bir AKP’li yok ortada. İŞID’i tek başına bir cümlede kullanmamaya azami dikkat gösteriliyor. Canilerin, barbarların zihniyeti korunmaya çalışılıyor. “Ezanlar susmaz, bayrak inmeyecek, ülke bölünmeyecek” güzellemesi yapılıyor.
Onca insan ölmüş, sorumluluklarıyla yüzleşmek yerine, HDP ile uğraşmayı yeğliyorlar.
Kokteyle bağlama tutmayınca, bu sefer “HDP katliama hazırmış…” tarzında iğrenç söylemler geliştirebiliyorlar.
Yandaş gazetecileri “Antep saldırısı HDP ile danışıklı dövüştür” diyebiliyor.
Ölenler Kürt olunca kanallar haber yapmaktan, insanlar üzülmekten vazgeçebiliyor.
Bu düğün kimin? Bu cenazeler kimin?
Belli ki artık bu ülkede yaşayan insanların ve yöneticilerin bir kısmı düğünün de cenazenin de kimin olduğuna göre tavır alacaklar.
İktidardakilere soruyorum:
Düğün matem yerine çevrildi. Peki, bunda sizin sorumluluğunuz yok mu?
10 yıl öncesine kadar sanayisi, üretimi, tarihi ve insanıyla hepimizin imrenerek baktığı Antep’in, bugün IŞİD’in kalesi olmasında sizin payınız yok mu?
Gazetecilerin, aydınların, yazarların, barış isteyenlerin peşine düştüğünüz kadar IŞİDçilerin peşine düşseydiniz, bunlar yaşanır mıydı?
Antep’te IŞİD evlerinin araştırılmasına ilişkin soru önergelerini neden reddettiniz?
Antep’te IŞİDliler kitlesel eylemler yapıyor, konvoylar halinde dolaşıyorlar. Bunlara izin verenlerin, IŞİD'çileri besleyenlerin, tedavi ettirenlerin hiç mi suçu yok? “Kokteyl terör” diyerek bu katliamları sulandıranların hiç mi suçu yok?
IŞİD bir gün işime yarar diye düşünerek, IŞİD’e göz yumanların bu katliamlarda hiç mi sorumluluğu yok?
Ölenler Kürt olduğu için yeterince “üzülemeyenlere” de bir çift lafım olacak:
Sizler çürümüşsünüz artık. Ne Cemile’si, ne Yasin’i, ne Ümit’i, ne CNN’i, ne Akşam’ı… Edep nedir, insanlık nedir, ölüm nedir, yas nedir bilmiyorsunuz.
Çürüme aşamasını geçmişsiniz, artık tahammül edilmez kokular içindesiniz.
Ne düğünümüzde ne cenazemizde sizinle kardeş olalım!