Alkol ile ilgili yeni düzenlemeler başkasının özgürlüğü konusunda nerede durduğumuzu netleştirmemiz açısından önemlidir. Alkolün yasaklanmasının müslüman dindar açısından hoş görüleceği bilinen bir gerçektir. İnancının nehyettiği bir içkiye ulaşılmasının ve toplumsal yaşamda kısıtlanmasının dindarı mutlu edeceği açıktır. Ancak alkolün zararlarını bilmesine rağmen bunu içmeyi bir yaşam biçimi olarak gören kişilerin özgürlüğünün ne olacağı sorusunu bir dindarın net bir şekilde cevaplaması gerekir.
Sigara ile ilgili ağır yasaklar getirildiğinde itiraz edilmemişti. Ancak alkol ile ilgili yasak getirilince hükümetin dini renginden dolayı "yaşam biçimimize müdahale mi yapılıyor?" evhamlı sorusu sorulmaya başlandı. Bu soruların sorulması haksız da değil zira dinin yasakladığı birçok alanı özgürce yaşamak isteyenler sıranın başka alanlara da geleceği konusunda şüphe ve karamsarlık içinde.
İlk önce cevaplamamız gereken soru modern devletin herhangi bir kısıtlama getirip getiremeyeceğidir. Devletin hayatımıza hiçbir şekilde karışmasını mı istemiyoruz, eşit bir şekilde durmadığını mı söylüyoruz? Eğer "devlet bazı alanlarda özgürlüğümüzü kısıtlayabilir" diyorsak alkol ile ilgili düzenlemeleri hemen bir yaşam biçimi müdahalesi olarak algılamamamız gerekir. Sağlık ve asayiş ile ilgili konularda yaptığı düzenlemelerle devlet toplumu koruyucu önlemler alabilir. Ama bu, bir tarafı tutarak diğer tarafın da özgürlüğünü kısıtlayarak oluyorsa asıl tartışılması gereken yere gelmişiz demektir.
Alkol kısıtlamasını yasalaştırmaya çalışan hükümet giyim, kadın erkek ilişkileri gibi özgürlük alanlarında müdahaleci bir tavra girmiyor. Ama alkolün kısıtlanması karşısında diğer alanlarda da kısıtlama ile karşılaşacağını düşünenler önemli bir tedirginlik yaşıyor. Bu konuda tedirgin yaşayanları rahatlatacak özgürlüklerin esas alınması gerektiği ortadadır.
Başkasının özgürlüğü tartışılırken keskin özgürlük sınırlarının oluşmayacağı bellidir. Sınırlar, realiteye inildiğinde flu, belirsiz kalmaktadır ve keskin sınırlar oluşmayacağı da anlaşılmaktadır. Alkol satış saatlerinin iki saat ileri veya geri alınması veya kısıtlamanın olmaması ana mesele değildir. Başkasının özgürlüğüne teorik alanda hoş görü gösterdikten sonra pratikte kısıtlananı huzursuz edecek şekilde pratize edilmesi tartışmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Saat kısıtlamaları veya metre kısaltmaları kaygılardan azade olarak yeniden tartışılabilmelidir.
Batı ülkelerinde alkol açısından oluşan sağlık problemleri batı tıp kitaplarında çok geniş yer bulur. Zira alkol yüzünden oluşan hastalıklar ciddi bir halk sağlığı,