Napolyon (Napoleon Bonaparte) Waterloo savaşını kazansaydı Avrupa'nın ve dünyanın bügünkü hali nasıl olurdu sorusunun yanıtını hiçbir zaman bilemeyeceğiz. 1815'de gerçekleşen savaşta Fransa ile İngiltere-Prusya ittifakı karşı karşıya gelir ve savaş Fransa İmparatoru Napolyon'un mutlak yenilgisiyle sonuçlanır. Daha sonra da Napolyon 1821 yılında öleceği Saint Helena Adası'na sürgüne gidecektir.
Tarih kitaplarının yazdığına göre önce İngilizlerle savaşırken üstün durumda olan Fransa ordusu akşam saatlerinde Prusya birliklerinin gelmesi üzerine dağılır ve bozguna uğrar. Savaşın kaybedilmesindeki en önemli etkenlerden birinin de Napolyon'un hemoroidleri (basur) olduğu rivayet edilir.
Napolyon'un hekimleri o dönemde hemoroidi sülük tedavisi ile halletmeye çalışırken ağrıyı kesmek için de afyon kullanmaktadır. 18 Haziran 1815 sabahı şiddetli ağrılar ve afyonun verdiği gevşeklik ile Napolyon her sabah yaptığı gibi atına atlayıp savaş alanını denetleyemez zira, çekenler bilir, bazı durumlarda değil ata binmek yastığa oturmak bile imkansızlaşır. Bu nedenle de erken saatlerde başlayacak savaş ancak öğlene doğru başlar. Bazı tarihçiler hemoroid sorunu olmasa Napolyon atına biner, savaşa erken başlar ve Prusya birlikleri gelmeden İngilizleri alandan silerdi diyorlar.
Tarihi iyice geriye sararsak, eğer iki ayağımızın üzerinde dikilip yürümeye başlamış olmasaydık bunlar Napolyon'un başına gelmezdi de diyebiliriz. Bunu tartışmak için yaklaşık 4 milyon yıl geriye, ayağa kalktığımız tarihe gitmek gerekiyor. İki ayağın üzerinde yürümek elbette ki daha uzağı görebilmek, elleri serbestçe kullanabilmek gibi birçok avantaj sağlamış ancak beraberinde birçok tıbbi sorunu getirmiş olduğu da bir gerçek. İşte bunlardan biri de hemoroidler.
Anal bölgedeki toplar damarların genişlemesi ile oluşan hemoroidlerin nedeni tam bilinmez. Acılı, baharatlı yiyecekler, kabızlık, ıkınma gibi nedenler ileri sürülse de hiçbiri açıklamaya yetmez. Kedi veya köpek besleyenler hiç dostlarının hemoroid sorunu yaşadığını görmüşler midir? Çok ender olarak uzun süreli diyareye bağlı makat sarkması görülebilir ama hemoroid asla.
Kedi ve köpek gibi dört ayağı üzerinde yürüyen hayvanlarda asla göremeyeceğimiz bir diğer sorun ise kasık fıtığıdır. Bu hayvanlarda göbek fıtığı olur ama kasık fıtığı göremezsiniz. İnsanın karın duvarı anatomisine bakıldığında alt kesimde bir zayıflama olduğu görülür. Bu dört ayak üzerinde yürüyenlerde sorun yaratmaz, zira bu hayvanlarda kasık bölgesi yukarıda kaldığından basınç altında değildir. İnsanda, özellikle de erkeklerde ise bu ciddi bir sorundur. Erkeklerde kasık fıtığı oranı yüzde 8 gibi çok yüksek bir seviyededir. Fıtığın oluşmasında suç hep ağır kaldırmaya atılır ama esas neden anatomik bozukluktur. Ağır kaldırmaya bağlı olsa hayatını ağır kaldırarak kazanan milyonlarca insanın fıtık olması gerekirdi.
İki ayak üzerinde yürümenin insanda yarattığı en önemli tıbbi sorun ise omurgamıza bağlı gelişmelerdir. Az veya çok bel ağrısı çekmeyen yoktur muhtemelen. Yapılan bir çalışmada insan omurgasının en çok şempanze ve orangutan omurgasına benzediği ama yapısal sorunların onlarda insana göre neredeyse yok denecek kadar az olduğu görülmüş. Omurgamız iki ayak üzerinde yürümek için yeterince hazırlıklı değil sonucuna varılıyor.
Belli ki dik yürümeye heveslenmesek bel fıtığı, boyun fıtığı gibi sorunları belki de hiç bilmeyecektik. Anlaşılan henüz evrimimizi tamamlamamışız.