ŞEHİR TELLALI New York - Londra - Roma |
“Sadece bir kere yattım onunla, hayatım ebediyen değişti Komiser. Şöyle diyeyim, içimde derinde gömülü mukaddesi paramparça etti, anlıyor musunuz, kimliğime sıkı sıkı sakladığım mirası sildi süpürdü. Yani, geçmişten ve gelecekten azat etti beni, kuş olup uçtum onun diyarına, dönüşü olmayan yola. Başka bir izahı yok...”
Sanatta gerçekçiliğin babası olarak bilinen, Fransız ressam Gustave Courbet’nin 1866’da, Paris’te Osmanlı paşası Halil Bey için yaptığı “Dünyanın Kökeni” tablosu, kamuoyu önüne, tam bir asır sonra, 1987’de New York’ta Brooklyn müzesinde çıkabildi. O zaman bile New York’ta protestolara yol açan tabloyu seyrettiğimde hissettiklerim, geçirdiğim dönüşüm, yukarıdaki satırlarla başlayan “Dansözün Ölümü” romanı ve onun getirdiği “Kalbim Çırılçıplak” üçlemesidir.
Bilim adamı Charles Darwin’in 1859’da yayınladığı, evrim teorisi “Türlerin Kökeni”ni adıyla çağrıştıran, “Dünyanın Kökeni,” pek çok sanatçının yeniden ve yeniden yorumladığı, bugün hâlâ dünyanın en erotik sanat eseri.
Paris’in dünyaya hakim tam bir kozmopolis olduğu yıllara ait “Dünyanın Kökeni” kuvvetli bir özgüven, “özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” ve “İnsan Ve Vatandaşlık Hakları Bildirgesi”yle bütün dünya imparatorluklarının sonunu getiren Fransız devrimin köklenip yeşerdiği ilk elli yılın sonucu, gerçekçiliğin sembolü.
Bu tarihçeyle takip edildiğinde, Dünyanın Kökeni’nin gelip gelip 2011 yılında, California’da ve tabii ki sanal ortam ürünü olan Facebook tarafından yasaklanmış olması hiç şaşırtıcı değil. Gerçek, eskisi gibi imparatorlukların, şimdi kralı para olan mali imparatorlukların hâlâ en büyük korkusu. Yıkılan imparatorluklar trenine Amerikan vagonunu da eklemekte hayat.
Yedi yıl önce, Fransız okul öğretmeni Frederic Durand’ın Dünyanın Kökeni’ni koyduğu kişisel hesabı, Facebook tarafından “çıplak görüntü” yasağı kapsamında “hiç bir uyarı ve hak” ifade edilmeksizin kapatıldı. 2015’de Facebook, çıplak görüntü yasağından sanat eserlerinin muaf tutulması kararını aldı. Ancak sayfa kapatıldıktan 90 gün sonra bütün içeriği imha olduğundan, yasak kaldırılmış olmasına rağmen Facebook Durand’ın sayfasını yeniden açamadı.
Durand, Facebook’un, 1789 tarihli Fransız “İnsan ve Vatandaşlık Hakları Bildirgesi”nin 11. maddesi uyarınca “ifade özgürlüğünü” ihlal ettiği gerekçesiyle dava açtı. Sayfasının yenilenmesini, ayrıca sayfanın iptal edildiği süreye karşılık 25 bin dolar tazminat talep etti.
Facebook, önce davanın Californiya’da yapılması için büyük bir mücadele verdi. Dava California’da yapılsaydı Durand’ın hiç bir kazanma şansı kalmayacaktı. 2016 yılı Şubat ayında, Durand California’da dava açmanın kendisi için çok pahalı olacağını kanıtlayarak Fransız mahkemesini Facebook’un Fransa’da yargılanabileceğine ikna etti. Onun üzerine Facebook avukatları taktik değiştirdiler. Durand’ın sayfasının Courbet’nin tablosu nedeniyle değil, bu tabloyu sayfasında kullandığı için Durand’a kestikleri bir Euro’luk sembolik cezayı ödememiş olması nedeniyle iptal ettiklerini söylemeye başladılar.
Şimdi ifade özgürlüğü, yine gerçek ve sanal arasındaki mücadelede, Courbet ve Halil Bey’in bıraktığı yerde, yine “Dünyanın Kökeni”nde, yüz elli yıl sonra, 15 Mart’ta Paris’te Fransız mahkemesinde alınacak yeni bir kararı bekliyor. Gerçek ise ortada. Sanal onu ne kadar peçelemeye çalışsa da, başını bağlamaya zorlasa da, ne kadar bulandırmaya uğraşsa da, kafaları karıştırmaya kalkışsa da nafile. Karara gerek kalmaksızın, yüz elli yıl öncesinde olduğu gibi, gerçek hep o gerçek.