Yarı ömrümden fazlasını Bodrum'a verdiğimi saklayamam. Fakat bu cümlenin maksadımı tam olarak karşıladığını da söyleyemem.
"Hayatımı sanata verdiğimi söylemeyi sevmiyorum. Onun yerine sanat bana hayatımı verdi demeyi tercih ediyorum."
Ne güzel bir söz değil mi?
Bende bıraktığı etkiyi tahmin edebilirsiniz, ben de ömrümü Bodrum'a vermiş olamazdım... Öyle ya, olsa olsa bana bir ömür kazandıran aslında Bodrum değil miydi?
Koca Halikarnas Balıkçısı bile Bodrum'la hayat bulduğunu söylerken ben bu canım kasabaya nasıl bir ömür verdiğimi söyleyebilirim ki...
Duygu dünyamı bu hislerle dolduran şey; Bodrum'un insanı, doğası, tarihi, kültürü ve sanatı ile benzer diğer her yerden ve her şeyden ayrılması diye açıklayabilirim.
Başka yerde yaşasaydım yine kazanımlarım olacaktı elbet ama hayatımda mutlaka bir şeyler eksik kalacaktı, biliyorum...
"Değerli Bodrumlular.. Kültür, sanat ve müzik etkinliklerini desteklemeyi asli görevlerinden biri kabul eden Bodrum Belediyesi olarak, ülkemizin yaşadığı deprem felaketi nedeniyle düzenleyicisi veya destekçisi olduğumuz her türlü festival ve eğlence etkinliğini iptal ederek, bu faaliyetlere ayırdığımız bütçeyi, deprem mağduru vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına tahsis etme kararı aldık."
Bu açıklama Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras'ın sosyal medya hesaplarından birkaç gün önce yapıldı.
Asli olarak gördüğün görevlerinden vazgeçmek!
Şok olmadım da okuduğumda nasıl derler... İçim ezildi! Evet, evet... İçim ezildi.
İnanın bana, bir kaplumbağa olsaydım eğer kabuğuma çekilip günlerce çıkamayabilirdim...
Başkan Aras, açıklamasının sonunda ne kadar 'karar aldık' diye yazmış olsa da bu kararı kimseyle tartışmadan tek başına aldığı o kadar açık ki.
Yerel yönetimlerde işaret ettiğim tek adam sultasına en iyi örneklerden biri oldu bu açıklama maalesef.
Ne meclis, ne kültür sanat komisyonu; tartışmak şöyle dursun, açıklama yapıldığında kararı kucağında bulmuştur, bahse girebilirim.
Biz ise bu anlaşılmaz açıklamanın yapıldığı anlarda ses sanatçısı Pınar Seli ve orkestrası ile sevgili Zeynep Oral'ın da Cumhuriyet gazetesindeki yazısında değindiği 'Müzik Yaraları Sarar' ifadesinden hareketle müziğin susmaması, kültür ve sanat etkinliklerine ara verilmemesi düşüncesini esas kabul ederek, SoSo Bodrum'da 'Bir şarkı, bir şiir gibi' temasıyla bir araya gelmeye hazırlanıyorduk.
Geldik de... Şarkılar söyledik, şiirler okuduk...
Ve ne güzeldi... Geçen hafta yazmıştım, bir müzisyen yasını nasıl tutabilirdi ki başka.
Müzisyenlerle bu kadar yakın olmak iyi geldi. Onların yasını birlikte yaşamak da öyle...
Bu buluşmayla içimizdeki duyguları birlikte tartabildik, şu an ne yapmamızı ve sonrasında yapılabilecekleri daha iyi bildiğimizi söyleyebilirim.
Duygu tutarlılığı gerekiyor çünkü insanların rasyonel yani akılcı adımlar atabilmesi için ve bunu anlamasını sağlayacak en etkili şeylerden birisi bir türlü anlamadıkları; sanat ve müzik...
Başkanın paylaşımına 'eğlence' ifadesinin eklenmiş olmasını bir talihsizlik ya da cahillik sonucu değilse eğer özellikle konulmuş olabilir diye düşünüyorum.
Çünkü Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras'ı iyi tanıyorum. Kendisi İsmail Türüt ile Gülsin Onay ayrımını yapabilecek kültürel birikime sahiptir.
Ben mesela bir Kayserili olarak mantı festivalini ne kadar anlamsız buluyorsam, hamsi festivalini de o kadar anlamsız buluyorum Bodrum'un orta yerinde.
Bunun yerine Karadenizli hemşerilerimize tavsiyem, iklim krizinin Hamsi popülasyonuna yaşam alanı bırakmadığı Karadeniz'de neler yapabileceklerine daha çok odaklanmalarıdır.
Önce yaraları saralım diyorsanız, o yaralar; müzikle, sanatla sarılır. Ayrıca, Bodrumda 'Acı Ot' gibi 'İki Yaka' gibi kültürel festival ve etkinlikleri de bunun önemli bir parçasıdır diye hatırlatmakta yarar görüyorum.
"Her türlü festival ve eğlence etkinliği" ifadesi, adı konulması gereken ayrı bir vebal sorunu ortaya çıkarmış durumda.
Evet, son zamanlarda bir karmaşa var bu konuda ancak bunun ayrımını yapabilme kabiliyeti Bodrum Belediyesi içinde hiç kuşkusuz vardır.
Bunu ayıramayıp 'her türlü' diye torba yasa yapar gibi ilgili ilgisiz her etkinliği bir tutma karmaşasının sorumlusu; özellikle Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali gibi bu kentin adı sanı olan etkinlikler olamaz.
Aydınlanmanın mimarı sanat ve edebiyat değil midir ve müzik?
Ve yobazlık bundan nasibini almamış mıdır?
Bugün aklı ve bilimi öne koyan batının tüm kazanımının bu olduğunu kim inkâr edebilir?
Popülizmi ne olur bırakalım artık. Duygu tacirliğini bırakalım. Her şeyler olduktan sonra yardım seferberliği tamam ama başımıza bir hâl gelmeden 'önleyici' bir anlayışı harekete geçirememenin sorumluluğunu hep birlikte biraz olsun hissedelim.
İnsanları müzik demeye, sanat demeye, etkinlik demeye korkar hale getiremezsiniz, buna kimsenin hakkı yok...
Allah var, yaşadığımız bu afet ile ilgili Türkiye'de ilk aksiyon alan yerlerin başında Bodrum geliyor. Gurur duyuyorum bundan.
Bu konuda belediyemizin ve Bodrumlu gönüllülerin hakkını kimse yadsıyamaz.
Neredeyse daha kimse varamamışken aynı gün oradaydılar ve hâlâ oradalar.
Ben, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras'ın kısa süre içerisinde yazıma konu olan bu yanlış kararı yeniden değerlendireceğine eminim.
Bodrum Belediyesinin toplam bütçesi bir milyara yakın. Her türlü denilerek iptal edilen tüm kültür ve sanat etkinlikleri ile tasarruf edilerek depremzedelere aktarılması düşünülen rakam ise 15 milyon.
Bu tutar, toplam Bodrum Belediye bütçesinin binde 15'ine tekabül ediyor.
Bir iktisatçı olarak önerim şu: Sadece kültür ve sanat etkinliklerini iptal ederek tasarruf edilecek rakamın tüm müdürlüklerin bütçelerinden aynı oranda kesintiye gidilerek dengelenmesi.
Bodrum Belediyesinin bunu sağlayacak mali disiplin potansiyeli olduğunu düşünüyorum.
Ancak bu şekilde kültür ve sanatın başkenti olmanın farkındalığını koruyabiliriz.
Ve aynı hatayı yapabilecek tüm kurumlara başka bir yolun mümkün olduğunu gösterebiliriz.
Sanatın iyileştirici gücüne lütfen şans verelim Bodrum.
Bunu hep yaptık yine yapabiliriz.
Eyvallah.
Serdar Gündoğ kimdir? Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi. Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında ve Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı. 2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı. Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor. |