İnsanlık tarihinin en önemli salgın hastalıkları arasına giren Covid-19’la ilgili mücadele çalışmalarının yürütülmesinin yanı sıra bilimsel makaleler dünya genelinde yayımlanmaya başlandı.
Uluslararası hakemli dergilerdeki söz konusu makalelerin henüz tecrübe değerlendirmeleri olduğu, salgının tedavisi bakımından şimdilik bir katkı sağlamaktan uzak olduğu uzmanlarca ifade ediliyor.
Dünya genelinde Koronavirüse karşı yürütülen tıbbi mücadelede elde edilen bazı önemli veriler ise, ülkelerin paylaştığı ölçülerde yine bazı uluslararası kuruluşlarca "veri analizi" çerçevesinde değerlendirilmeye alınıyor.
Uzmanlar, bu verilerin yine "şimdilik kaydıyla" salgına karşı uluslararası mücadele politikası oluşturulmasında önemli bir yol haritası oluşturacağına dikkati çekiyor.
Bu tür veri analizi yaparak Covid-19’un dünya üzerindeki hareketini ve etkinliğini değerlendiren nextstrain.org adlı kuruluşun geçtiğimiz günlerde hazırlayıp açıkladığı Covid-19 raporunda önemli değerlendirmeler yer aldı.
Dünyanın önde gelen sağlık kuruluşlarında görevli akademisyenlerin katkısıyla hazırlanan Koronavirüs raporunda, ülkelerin izole ettiği vakalardaki virüs örneklerinin genetik dizileri üzerinden Covid-19’un dünya haritası çıkartıldı.
Virüsün genetik dizisi üzerinden yapılan veri analizlerinden elde edilen haritada görüldüğü üzere, Çin’den başlayan yayılma, Okyanusya ve Avrupa ile Kuzey Amerika’da ana sıklet merkezi oluşturmuş durumda.
Afrika ve Güney Amerika ile insan popülasyonunun sık olmadığı Sibirya bölgesi henüz Covid-19’dan diğer bölgeler kadar etkilenmiş görünmüyor.
Bu haritayı destekleyen bir analiz tablosu var. Analiz tablosu, virüsün genetik dizinin soy ağacını ortaya çıkartıyor.
Virüsün Ocak başı itibarıyla Çin’den yayılmaya başlamasıyla birlikte oluşan soy ağacı tablosu, yukarıdaki haritayla beraber bakıldığında Şubat ve sonrasında özellikle Avrupa (sarı ve yeşil) ve Kuzey Amerika’daki (kırmızı) yayılım hızını net olarak ortaya koyuyor.
Eldeki virüs verilerinin analiz edilmesi sonucunda nextstrain.org tarafından hazırlanan raporun ana hatlarını şu şekilde özetlemek mümkün:
* Vakaların çoğu erken dönem boyunca Asya'da yer aldı. Virüs dolaşımı, ilk ayında Çin’de ve Asya'daki diğer ülkelere sıçramış bazı vakalar ile gerçekleşti.
* Salgının ikinci ayında yani Ocak ortasından Şubat ortasına kadar, Kuzey Amerika, Avrupa ve Okyanusya'da bireysel vakaların ortaya çıktığı görülmeye başlandı. Erken tarihli bu vakalar Asya'dan gelen örneklerle gruplanırken, genellikle yerel bulaşımın ayırt edici özelliklerini göstermedi.
* Bu durum, ilk kıvılcımların Asya'daki ana salgından dünyanın diğer bölgelerine sıçradığı fikrini destekliyor. Bu sıçramaların çoğu yerel salgınlara yol açmamış olsa da bu virüs girişlerinden en az üç tanesi salgına sebep oldu. Bunlar, büyük Avrupa ve Kuzey Amerika salgınlarının yanı sıra Okyanusya'da daha sınırlı bir yayılıma yol açtı.
* Aynı zaman dilimde büyük Avrupa salgını başladı. Avrupa'daki salgını başlatan virüs soy hattından herhangi bir genetik dizisinin elde olmadığı bu dönemde virüsün "fark edilmeden" Ocak sonu ya da Şubat başında dolaşımda olduğu anlaşıldı.
* Aynı şekilde, Kuzey Amerika'daki ilk gizli bulaşımda ocak sonu ya da şubat başlarında Kuzey Amerika'da fark edilmeden dolaşmaktaydı.
* Şubat ortasından mart ortasına kadar salgının üçüncü ayında virüs kümeleri sırasıyla Avrupa ve Kuzey Amerika'da büyük salgınlara neden olacak şekilde genişledi.
* Kuzey Amerika ve Avrupa'dan dünyanın diğer bölgelerine virüs girişleri: Kuzey Amerika ve Avrupa’nın virüs kümeleri kendi bölgeleriyle sınırlı değiller. Bu dönemde Kuzey Amerika ve Avrupa’daki virüs soylarının yanında Güney Amerika'dan, Okyanusya'dan ve Afrika'dan da vakalar görüyoruz. Bu tespit, söz konusu dönemde "kıtalararası girişlerin sık olduğunu" gösteriyor.
* İlginç bir şekilde, dünyanın güneyinden alınan örnekler filogenetik ağacın tüm dallarına yayılarak bu bölgelerdeki salgınların birden fazla virüs soyun karışımı olduğunu gösteriyor.
* Virüs, dönüp dolaşıp aynı noktaya geldi. Geçen ay içinde, salgın başladığı yere geri döndü. Avrupa ve Kuzey Amerika'dan Asya'ya "yeniden girişler" olduğu görülüyor.
Bu çalışmalar çerçevesinde Türkiye’den gönderilen izole edilmiş iki virüse ait genetik dizisi üzerinde yapılan analizlerde ilginç bir tablo çıktı.
Örneklerden birinin, Avustralya’dan gönderilen genetik dizin ile yakından ilgili olduğu belirlendi. Diğer virüs genetik dizisinin ise Belçika’dan elde edilen bir veri ile benzeştiği anlaşıldı.
Şu durumun altını çizmek gerekir ki; söz konusu veri analizlerinin sonucu bir genellemeye gerekçe olmaz. Ancak, Türkiye’den paylaşılan ilk verilere ait analizlerinin sonuçları bu şekilde oldu. Veri paylaşıldıkça elde edilecek sonuçlar daha netleşecek, Türkiye’yi etkileyen virüsün geriye dönük yol haritası ortaya çıkacak.
Raporda, virüsten korunma yollarıyla çerçevesinde ilginç ve önemli bir tavsiye var. Uzmanlar, "ellerinizi acı biber doğradıktan sonra lenslerinizi değiştirmek zorundaymışçasına yıkayın" tavsiyesinde bulunuyor.
Diğer bir tavsiyede ise, bireysel olarak "Hassas grupta olmasanız da etrafınızdaki pek çok kişinin bu kategoriye girdiğini unutmayın. Diğerlerini korumak için bu kurallara uyun" tavsiyesi bulunuyor.
Türkiye’deki virüsle mücadelenin akıllarda kalan süreçlerinden birisi, 31 kentte hafta sonu sokağa yasağının ilk kez uygulandığı 10 Nisan Cuma gecesi oldu.
Cuma gecesi yasağın başlamasına iki saat kala İçişleri Bakanlığı’nca yapılan bildirim sonunda sokaklarda yaşananlar henüz sıcaklığını koruyor. Bu vahim görüntülerin oluşturduğu tablonun sonucunda Bilim Kurulu’nun istifa kararı aldığı iddialarından sonra pazar gecesi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun görevinden istifa etmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istifayı kabul etmemesi süreci yaşanmıştı.
Sokaklardaki görüntüler sonrasında kimi bilim insanları, durumun virüsle mücadeleyi kesintiye uğratacağını ve şimdiye kadar yapılanların boşa gideceğine dikkat çekmişlerdi.
Şimdi sürecin rakamsal yansımasına bakacak olursak, 10 Nisan Cuma gecesinin sonuçları bu hafta başında kendisini gösterdi.
Virüsün ülke genelindeki yayılma hızı geçen cumartesi günü yüzde 9.3 seviyesine gerileyerek ilk kez tek haneli rakama indi.
Ancak, 10 Nisan gecesinin etkisi pazar gecesinden itibaren görüldü. Covid-19’un yayılma hızı pazar günü yüzde 11.25’e, pazartesi yüzde 11.8, Salı ise yüzde 11.7 oldu. Çarşamba akşamı ise yine tek haneye gerileyen virüs yayılma hızı yüzde 8.21 olarak kayıtlara geçti.
Zaten pazartesi ve salı günleri tespit edilen yeni vaka sayılarının 3 bin 700’den "anlamlı biçimde" 4 bin 600’e çıkması bu tablonun diğer göstergesi olarak değerlendiriliyor.
10 Nisan gecesi yaşanan keşmekeş sonrasında uygulanan iki hafta sonu sokağa çıkma yasağı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları ve hemen ardından kuralların açıklaması, ilk yapılan uygulamadaki hatayı da gözler önüne serdi.