“Müjde üstüne müjde esnaf ve zanaatkarımıza, Başbakan Binali Yıldırım’dan.”
Yandaş medya ve devamı Yıldırım’ın esnafa verilecek kredi ile ilgili ocak ayı başında yaptığı açıklamayı böyle duyuruyor.
Esnafa sular seller gibi kredi akacak, esnaf kalkınacak, esnaf kalkınınca, ülke kalkınacak, ne var bunu bilmeyecek. Müjdeler olsun.
AKP esnafa, KOBİ’lere elli bin liralık faizsiz kredi verileceğini ilan ediyor.
Bu açıklamanın mürekkebi kurumadan çeşitli kamu bankaları reklamlarla fırsatı yakalamaya çalışıyor:
“-Hoş geldin KOBİ...
"-Anında esnaf kredisi...
"-Esnaf kredisine sen de başvur...
"-Esnafa cazip kredi burada...”
Bu furya da, Binali Yıldırım da aşka geliyor, “250 milyon lira kredi veriyoruz esnafımıza” diyerek, kesenin ağzını açtıklarını ilan ediyor.
KOBİ’lerde düğün bayram.
Öyle olması gerek, faizsiz kredi, üstelik kamu bankaları da esnafa kredi vermek için yarışa kalkıyor, daha ne olsun.
Yıldırım’ın açıklaması üzerinden yaklaşık bir buçuk ayı aşan süre geçiyor. Onca ilana rağmen:
Bir milyon 750 bin esnaftan kredi alabilen sadece 43 bin esnaf.
Buna karşılık Türkiye’nin çeşitli illerinde esnaf kepenk kapatıyor, iş yerleri kapanıyor.
-Çalışma Bakanının Meclis’te bir soruya verdiği yazılı yanıta göre, örneğin Niğde’de üç yılda 4 bin 663 iş yeri kapanıyor, 17 bin 853 kişi işsiz kalıyor. (Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 21 Şubat 2017, Meclis Tutanağı, s.4).
Destek öyle bir destek ki, devamı var:
-Nevşehir’de 64, Yozgat’ta 69, Aksaray’da 66 iş yeri kapanıyor. (Meclis Tutanak, aynı yerde).
-Giresun’da bir yılda 700 esnaf kepenk kapatıyor, 33 bin icra dosyası esnafın peşinde. (Giresun Milletvekilli Bülent Yener Bektaşoğlu, Meclis Tutanağı, 21 Şubat 2017, s.45).
KOBİ’lere destek derken, KOBİ’lerin burnundan geliyor, bazılarının ise, artık mecali yok. Kaldı ki, KOBİ’ler her türlü ara malı üreten, aynı zamanda pazara yine her türlü perakende mal satan ekonominin dişlileri.
Onlar kepenk kapatmaya başlıyorsa, işler sanıldığının ötesinde vahim.
-Ordu’da fındık fiyatı sezona 12 lira ile başlıyor, şu anda 10 liraya düşüyor. Üretim düşüyor, ama fiyat yükselmiyor, tersine düşüyor. Fındık para etmeyince, bu esnafa yansıyor. Fındıktaki kayıp ilk dört ayda 300 milyon dolar gibi, Ordu için çok ağır bir maliyete doğru gidiyor. (Ordu milletvekili Seyit Torun, 21 Şubat 2017 Meclis Tutanağı, s.2).
-Muğla’da zeytinyağ üreticisine primleri ödenmiyor, bal üreticisine kovan başı ödenmesi gereken 10 lira yine ödenmiyor. (Muğla milletvekili Akın Üstündağ, Meclis Tutanak, 21 Şubat 2017, s.35).
-Niğde’de 400 bin ton patates depoda bekliyor, yakında çürüyecek.
-Suriye’de savaşan askerlere yayınlanan bir KHK ile tazminat ödeneceği ilan ediliyor. Henüz tek kuruş ödenmiş değil. Maliye Bakanı “ben bunu Milli Savunma Bakanlığına soracağım” diyor.
-Manisa’dan haber, hayatımızın olağan parçasına dönüşen hukuk çıkmazıyla ilgili. Manisa’da 74 kişi on dört aydır tutuklu. On dört aydır yargı önüne çıkmış değiller. Savcıya yapılan bütün başvurular yanıtsız kalıyor. Durum HSYK’ya ve Adalet Bakanlığına yansıtılıyor, hiç bir sonuç alınmış değil. (İzmir milletvekili Müslüm Doğan, Meclis Tutanağı, 21 Şubat 2017, s.7).
-Trabzon’dan göç eden insan sayısı dört yüz bini buluyor, çünkü müthiş bir yoksulluk var. (Trabzon milletvekili Haluk Pekşen, Meclis Tutanağı, 23 Şubat 2017, s.47).
-2002 -2016 arasında, TÜİK verilerine göre, 18 yaşın altında 440 bin kız çocuğu anne oluyor.
-2002 - 2016 arasında çocuklara yönelik istismar vakaları yüzde 434 artış gösteriyor.
-Son beş yılda hükümlü çocuk sayısı beş kat artıyor.
-TÜİK verilerine göre, uyuşturucu kullanma yaşı 10’a iniyor. (İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Meclis Tutanağı, 21 Şubat 20017, s.5).
-Çalışan çocuklarda yaş 13’e inmiş bulunuyor. Erkek çocuklar haftada 43.2 saat, kız çocuklar 33 saat çalışıyor. (CHP Meclis Araştırma gerekçesi, Meclis Tutanağı, 21 Şubat 2017, s.14).
***
Şu manzaralara bakın...
Meclis’te milletvekilleri toplantı günlerinde gündem dışı söz alarak, kendi illerine ilişkin bilgiler veriyor, gözlemlerini aktarıyor. Pek çok TV kanalının, pek çok gazetenin propaganda dolu “pembe tablolarına” aldırmayın. Milletvekillerinin bilgi ve gözlemleri Türkiye’nin gerçek manzarasını gösteriyor.
Her gün yapılan siyasi ve hukuki tartışmaları unutmadan, gerek ekonomik açıdan, gerek sosyal açıdan manzara hiç de iç açıcı değil.
Bir, iki günlük Meclis tutanaklarına yansıyanlar bunun kanıtı.
Şu manzaralara bakın, diken dolu. Bu dikenler AKPye çiçek vermez.
Bu kadar dikenli bir ortamda anayasaya “HAYIR” çıkması çok güçlü bir ihtimal.