“Neden canlı yayınlayalım? Anlamadım, ne alakası var?”
Şu Alman TV kanalları bir tuhaf. Alman Başkanı Merkel partisinin kongresinde konuşuyor. Partinin olağanüstü kongresi var.
Hiç bir Alman televizyonu kongreyi canlı olarak yayınlamıyor, kongreyi yayınlamadığı gibi, hiç bir Alman televizyonu Merkel’in kongredeki konuşmasını canlı yayınlamıyor.
Alman TV’lerinden birinde çalışan bir Alman meslektaşıma soruyorum:
“Başbakan Merkel partisinin olağanüstü kongresinde konuşuyor, hiç bir Alman kanalı bunu canlı yayınlamıyor, kongreyi de yayınlamıyor. Nasıl oluyor bu?”.
Meslektaşım bu soruyu sanki ben aydan gelmişim gibi şaşkınlıkla karşılıyor:
“Ne alakası var? Neden canlı yayınlayalım? Haber bültenlerinde önemli bir şey söylemişse, veririz. Kongredeki gelişmeleri de yine haber bülteninde yayınlarız. Hiç anlamadım bu soruyu”.
Ben anlıyorum ama, onlar değil, artık biz bir başka dünyanın ülkesindeyiz. Bizde gözünü kırpsa, canlı yayın, kaşını oynatsa canlı yayın. Hele bir canlı yayın olmasın!
İçim acıyor bizim Alman meslektaşın gösterdiği tepkiye.
Japonlar ise, başka bir alem.
Osaka’ya on yıl önce yeni bir hava alanı yapılıyor. Denizin üstüne, denizi doldurarak.
Hava limanı bir teknoloji harikası. Tamam, orasını geçelim.
Orada bir başka gelişme var.
Hava alanı denizin üstünde ya...
Uçakların hava alanına rahat inmeleri için göğe lazerle iniş rotası çiziliyor.
Lazeri izleyen uçak, hiç bir güçlük çekmeden yere iniyor.
Offf...
Gel de, “offf” çekme!
Ya Portekiz...
Portekiz’in iki komşusu var, bir İspanya, diğeri Atlas Okyanusu.
Şu komşulara bakın siz. Bu durumda olan pek çok ülke var, örneğin İskandinavya ülkeleri.
Bir de bizim komşulara bakın.
İşte, yine o komşularda çöreklenen bir terör örgütü PYD’nin eski Eş Başkanı Salih Müslim şu anda bizim gündemin ilk sıralarında geliyor.
Salih Müslim 2014 Ekim’inde Türkiye’ye geliyor, Ankara PYD ile diyalog arıyor o tarihte.
Daha sonra Salih Müslim ile yollar ayrılıyor. O kadar ki:
Ankara’da iki terör eyleminden birinde 29, diğerinde 36 yurttaşımız hayatını kaybediyor.
Müslim bu eylemlerden sorumlu tutuluyor ve hakkında yakalama emri çıkartılıyor. Kırmızı bülten ve yakalayana dört milyon lira ödül.
Müslim üç gün önce Çekya’nın başkenti Prag’da yakalanıyor. Çekoslovakya ikiye bölünüyor. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak. Çekya bölünmeden sonraki Çek Cumhuriyeti’nin şimdiki adı.
Bizi ilgilendiren soru şu:
Çekya Müslim’i Türkiye’ye iade eder mi?
İade eder mi, etmez mi tartışılırken, hukuki duruma bakmak gerekiyor.
1-Türkiye ile Çekya arasında suçluların iadesine ilişkin bir anlaşma yok.
2-Çekya PYD’yi terör örgütü olarak tanımıyor.
Bu iki engele rağmen, Türkiye’nin isteği üzerine, yine de Prag’da yakalanıyor.
Her ne kadar, iki ülke arasında suçluların iadesi anlaşması olmasa bile, her iki ülkenin taraf olduğu, yani imzasının bulunduğu Avrupa Konseyi Suçluların İadesi Sözleşmesi var.
Bazı hukukçular bu sözleşmeye dayanarak, Çekya’nın iade edilebileceğini belirtiyor.
Avrupa sözleşmenin 16. maddesi iade süreci ile ilgili bürokratik bir madde.
İadeyi isteyen ülkenin, bu durumda Türkiye’nin on sekiz gün içinde iadeyi gerektiren gerekçeleri içeren dosyayı Çekya’ya iletmesi gerek. Müslim bu maddeye göre, Prag’da kırk gün tutuklu kalabilir, geçici olarak.
Asıl önemli madde sözleşmenin 3. maddesi. O maddeye göre:
“Siyasi, askeri ve mali suçlardan dolayı aranan suçlular iade edilmiyor”.
Nitelik bunun örnekleri var.
16 Temmuz darbe girişimine karıştıkları iddiasıyla Yunanistan’a kaçan subayları Yunanistan iade etmiyor. “Askeri suçlu” oldukları gerekçesiyle.
Ya da Belçika yine Türkiye’nin istediği bazı PKK’lıları iade etmiyor. Belçika onları “terör suçlusu değil, siyasi suçlu” görüyor.
Salih Müslim ile ilgili soru burada düğümleniyor:
Çekya Müslim’ü siyasi suçlu olarak mı görecek yoksa terör suçlusu olarak mı kabul edecek?
Bu süreçte Çekya Hükümeti “siyasi bir karar” verecek.
Ama, ondan önce Salih Müslim mahkemeye çıkacak. Bizim ceza hukukçularına göre, o mahkemenin üç ay ile bir yıl arasında devam etmesi mümkün. Karardan sonra itiraz hakkı var.
Bununla birlikte, son kararı Çekya hükümeti verecek.
Son kararı verecek ancak, Prag’ın Ankara ile pazarlığa oturacağı ileri sürülüyor.
Prag’ın, Müslim’e karşılık Türkiye’de PKK ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle tutuklu bulunan iki Çekya vatandaşının iadesini istediğine ilişkin bir iddia var.
Sıkı bir pazarlığın döneceği ortada.