Erdal İnönü Ve Yeni Akil Adam: Selahattin Demirtaş
"Bu ittifak ülkenin bütünlüğünü korumak için yapılmıştır.
Belki partiye zarar vermiş olabilirim, ama Türkiye'yi böldürmedim."
Siyasette tüm zamanların 'akil adamları' arasında yer alan Erdal İnönü'ye ait bu sözler tarihi bir ittifak sonrasında, aradan otuz yıl geçmiş olmasına rağmen, bugün yeniden güncel hale geliyor.
1991 seçimleri... Türkiye tarihi bir ittifaka tanık oluyor.
"Erdal İnönü liderliğindeki SHP, bugünkü HDP'nin büyük dedesi Halkın Emek Partisi (HEP) ile ittifaka giriyor.
SHP listelerinden 21 HEP'li milletvekili seçiliyor."
Kürt sorununa siyasal bir çözüm niteliğindeki bu ittifak, 1991 seçimleri sonrasında DYP - SHP koalisyonunda Güneydoğu'ya ekonomi ve hukuk paketleriyle destekleniyor.
Ne yazık ki, aynı ittifak kısa sürede çözülüyor, 21 HEP milletvekilinden 18'i SHP'den istifa ederek, HEP'e dönüyor.
1991'e bakarak, bugün HDP ile diyalog kurmanın tam zamanı.
Gelecek yıl yapılacak genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde diğer partiler gözünü HDPye dikmiş bulunuyor.
Hele de Cumhurbaşkanlığı seçiminde...
"AKP ve yandaşlarında bir telaştır gidiyor, 'HDP olmadan seçim kazanılmaz, aman HDP'ye dikkat edelim' söylemi AKP'de çok yaygın."
Dikkat filan ettikleri yok, HDP milletvekillerini içeri atmak, HDP belediye başkanlarını görevden almak, HDP'yi 'teröristlerle işbirliği yapmakla" suçlamak hemen her gün AKP ve hele de MHP'nin dilinden düşmüyor.
Kısa süre önce 5. Kongresini yapan HDP'de Eş Başkan Prof.Dr. Mithat Sancar'ın çok dikkat çeken bir açıklaması var:
"PKK ile bağımız yok, bunu defalarca söyledik. Eğer HDP şu anda onların söylediği gibi ise, bu teveccühü nasıl görüyor?.. Biz 8 - 10 milyon oy bandıda oynuyoruz. Türkiye'yi bölmek isteyen 10 milyon insan mı var?.."
Daha sonra şu tespitinde ısrar ediyor:
"Biz bir Türkiye partisi olarak siyasette yer alıyoruz."
Türkiye'nin partisi?..
Pek çok Kürt siyasetçi tanıyorum ki, hepsinin amacı dar bir bölgeye sıkışmaktan kurtulmak ve 'Türkiye'nin partisi' olmak.
Hedef "kilit parti" konumu üzerinden 'Türkiye'nin partisi' olmaktan geçiyor.
Kasım 2016'dan bu yana, beş buçuk yıldır Edirne'de demir parmaklıklar arkasında ne okuyor, kendisini nasıl geliştiriyor bilmiyorum ama, Selahattin Demirtaş'ın son zamanlarda yaptığı açıklamalar:
"Sağduyulu, akıl ve mantık dolu, tipik akil adam çıkışı."
1991'deki SHP-HEP ittifakına benzer bir yaklaşım bugün neden olmasın?
1991'de masada sadece SHP var.
Bu kez masada altı parti var.
Sorumluluk bu kez bir yerine, altı partide.
Özellikle Meral Akşener, kendi partisine zarar vermeden, usta bir manevrayla HDP'ye elini uzatabilir.
Demirtaş T24'ten Murat Sabuncu'ya yaptığı açıklamada yeniden PKK konusuna dönüyor:
"Ben mümkünse, PKK'nın Türkiye'ye karşı silahlarını tümden susturmasını isterim."
Ardından HDP'yi yeniden tanımlıyor:
"Bu cendereden çıkmak için HDP'nin daha fazla birlik ve barış mesajı vermesi, bu yönlü politikalarını somut ve görünür kılması yerinde olur. Gerekirse her gün birkaç kez, ülkeye iç barışı getireceğimizi, şiddeti kalıcı olarak sonlandıracak politikalarımızı aktarmak, bölünme diye bir gündemimiz olmadığını ikna edici şekilde anlatmak zorundayız."
Bundan daha akıllı bir siyaset ne olabilir?..
Otuz yıl öncesi gibi, Erdal İnönü ile aynı çizgide.
'Altılı Masa'ya' örnek olsun!..
1991'i anımsayınca ve "otuz yıl önceki gibi" diye yazınca...
Birden duruyorum...
"Otuz yıl önce..." İçim acıyor...
1991 - 2022... Türkiye'de Kürt sorununun, çözümsüz bir biçimde, otuz yıldır yerinde saydığını anlatıyor.
Şimdi bir fırsat var.
Sıra 'Altılı Masa'da.
Yalçın Doğan kimdir? Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi’ni, 1969’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet’te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı. 1989’da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet’te önce Yayın Koordinatörü, 1999’da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003’te Hürriyet Gazetesi’nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24’te köşe yazarlığına devam ediyor. Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’in çeşitli ödülleri yanında, 2014’te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV’nin ‘Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı. Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca’dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir. |