Haber aynı haber, hiç sektirmeden...
Sanki bir kopya kağıdı konmuş, aynı haber çoğaltılmış ve bütün yandaş gazetelere servis edilmiş, aynı başlıkla ve aynı içerikte.
Günümüzde medyanın hal-i pür melalini anlatan yüzlerce örnekten biri dünkü yandaş gazetelerin manşetleri.
Haber şu:
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Washington’da Başkan Trump tarafından kabul ediliyor, Merkez Bankası Başkanı ile birlikte.
Albayrak Türkiye’ye döndükten sonra, o görüşme ile ilgili olarak açıklamalarda bulunuyor. Ve o açıklamalar dünkü yandaş medyada, kopya kağıdından geçirilmiş gibi, aynı manşetle yayınlanıyor:
“Trump S - 400’de makul.”
Trump acaba ne kadar “makul”?..
Bunun doğruluğunu ölçmek için önce 20 Mart 2019, yani bir ay öncesi Kudüs’e, ardından da geçen hafta Washington’a gitmek gerek.
Ve de “Doğu Akdeniz’de” şöyle bir dolaşmak gerek.
Doğu Akdeniz malum, son aylarda çok gündemde. On trilyon metreküp doğalgaz rezervine ek olarak, ciddi miktarda petrol rezervleri bulunan bir bölge. İtalyan ve Amerikan petrol şirketleri tarafından belirlenen bu kaynakların miktarı konusunda hiç bir kuşku yok. O şirketler bir süredir orada petrol ve doğalgaz üretiyor.
Gözler şimdi Doğu Akdeniz’de.
Doğalgaz ve petrol rezervleri Doğu Akdeniz’deki ülkeleri harekete geçiriyor, bölgede ittifaklar oluşuyor, Amerika’nın öncülüğünde.
Bunlardan biri Amerika, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti.
Anılan dört ülke 20 Mart’ta Kudüs’te bir araya geliyor ve görüşme sonrasında bildiri yayınlanıyor.
“Enerji işbirliği ve güvenlik” konusunun önde geldiği bildiride, dört ülke arasındaki dayanışma uzun uzun vurgulanıyor.
Türkiye’nin adı bile geçmiyor.
Aynı bildiride, “bölgedeki kötü huylu, dış etkilere karşı kararlılıkla mücadele edileceği” vurgulanıyor. “Kötü huylu” nitelemesi için bildiride “malin” deyimi kullanılıyor.
Bölgede anılan dörtlü ittifak dışında, Mısır, İtalya, Filistin, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin katıldığı başka ittifaklar da var, ama Türkiye hiç birinde yok.
O zaman “kötü huylu” acaba hangi ülke?..
Bu bildiri ardından Amerikan ve İsrail basınında “Doğu Akdeniz - Türkiye - S - 400’ler” bağlantısında yorumlar yayınlanıyor. Şu deniliyor:
“Madem Türkiye Rusya’dan S - 400 savunma füzeleri alıyor, o zaman bu ittifaklarda Türkiye’nin yeri yok.”
Doğu Akdeniz’den S - 400’lere uzanan geniş kapsamlı yayınlar.
Bu çerçevede “Trump S - 400’lerde makul” mü?.. “Makul” olabilir mi?..
Dış basında yayınlanan yorumlar bir yana, kaldı ki, daha geçen hafta ABD Başkan Yardımcısının açıklaması, ondan önce Pentagon’un açıklaması var:
“S - 400’ü alırsanız, bizden aldığınız F - 35 savaş uçaklarını unutun!”
Bu mu “makul” olmak?..
Ve geçen hafta Washington...
Kongrede bir tasarı ele alınıyor. Yine Doğu Akdeniz ile ilgili.
-Tasarı baştan sonra İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’ne övgülerle dolu. Yunanistan’ı ihmal etmeden.
-”İsrail vazgeçilmez müttefik”, Güney Kıbrıs ile “askeri işbirliği ve askeri eğitim için bu yıl iki, gelecek yıl üç milyar dolar para”...
-İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile Doğu Akdeniz’de enerji işbirliği ve savunma güvenliği...
-“Kıbrıs’ı işgal eden Türk askerinin çekilmesi...”
-Doğu Akdeniz’de oluşmuş olan enerji ittifakının desteklenmesi...
Ve yavaş yavaş Türkiye’ye dolaylı gönderme:
-Bölgedeki Rusya kaynaklı askeri araç, malzeme ve silahların kaldırılmasını desteklemek...
Derken, ana konuya geliyor.
Doğu Akdeniz, enerji işbirliği, ittifak, güvenlik derken, tasarı aniden “Türkiye ve S - 400’lere” geliyor. Tasarının sekizici bölümü bununla ilgili. Aynen şöyle:
-“Türkiye’nin Rusya’dan S - 400’leri satın alması:
-NATO güvenliğini tehlikeye atar,
-Amerika ile Türkiye arasındaki savunma işbirliğini tehlikeye atar,
-NATO ve Amerikan savunma sistemi için risk oluşturur,
-F - 35 savaş uçaklarının Türkiye’ye satışının durdurulmasını gerektirir ,
-Türkiye’nin S - 400 füzelerini satın alması Amerikan yasalarına aykırıdır”.
Doğu Akdeniz’de enerji işbirliği konusunda, hiç ilgisi yokken, özel bir S - 400 bölümü!..
Oysa, Amerika’ya göre, var. Çünkü:
“S -400’lerin Doğu Akdeniz’de enerji güvenliğini tehlikeye attığı” öne sürülüyor.
Tasarıda daha sonra, “müttefiklerin enerji güvenliğini sağlamak Amerika’nın görevidir” deniyor.
Daha ne desinler?..
Bunların hiç biri “yorum” değil, doğrudan Amerikan Kongresi'nde ele alınan bir tasarıdan alıntılar. Ve öncesinde, geçen ay Kudüs Bildirisi. Somut belgeler.
Şimdi Berat Albayrak’a atfen, yandaş gazetelerdeki “Trump S - 400’lerde makul” haberi ya da değerlendirmesi ne kadar “makul”?..
Üç gün sonra suyu çıkar nasılsa...