DEVA Partisi ‘Kanal İstanbul’ için itiraz dilekçesi verdi: "Rant dışında açıklanabilir bir yanı yok"
Hakan Aksay

Haberler

Hakan Aksay

Yükleniyor...

DEVA Partisi ‘Kanal İstanbul’ için itiraz dilekçesi verdi: "Rant dışında açıklanabilir bir yanı yok"

DEVA Partisi, Kanal İstanbul projesi için itiraz dilekçesini verdi. Bir basın açıklaması yapan Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Yasemin Bilgel, "Kanal İstanbul kamu yararına olan bir proje midir? Rant dışında açıklanabilir bir yanı yoktur" dedi.

İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün önünde açıklama yapan DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Yasemin Bilgel, projenin, bilimsel itirazlar dikkate alınmadan uzak bir biçimde hayata geçirilmeye çalışılmasından endişe duyduklarını belirterek, şunları söyledi:

"Rant dışında açıklanabilir bir yanı yoktur"

"DEVA Partisi olarak soruyoruz; Kanal İstanbul kamu yararına olan bir proje midir? İçinde bulunduğumuz salgın dönemi ve ekonomik krizi de düşündüğümüzde iktidarın kamu kaynaklarını öncelikli olmayan ve birçok yıkıma sebep olacak bu projeye aktarma ısrarının da rant dışında açıklanabilir bir yanı yoktur.

Tüm pandemi sürecinde 2 milyon esnafımıza sadece 5 milyar lira destek sağlarken zorlanan iktidar, toplam bedeli bunun 100 katına kadar olan bir tutarı bu rant projesine tahsis etmeye çalışıyor. Kaynak yok diye işçilere Kısa Çalışma Ödeneği sonlandırılırken ve işçilerimiz sefalet ücretiyle geçinmeye mahkum edilirken bugüne işçilerimize verilen desteğin 50 katından daha fazlasını dar bir gruba rant aktarmadan öte bir işlevi olmayacak bir projeye tahsis etmek izah edilebilir bir durum değildir."

"İstanbul'un su sorununu daha da büyütecektir"

"Projenin planlandığı bölge, İstanbul'un ormanlarının, mera alanlarının, tarım alanlarının yer üstü ver yer altı su kaynaklarının, su havzalarının olduğu bir bölgedir. Kanalın inşası orman ve mera alanlarımızın kaybına neden olacak tarımsal istihdam ve hayvancılığı olumsuz etkileyecek ve en önemli konulardan biri, su sorunu olan İstanbul'un su sorununu daha da büyütecektir.

Marmara Denizi'ni oksijensiz bırakarak ölü bir denize dönüştürme riski taşımaktadır. Kanal İstanbul'un bu ekolojik yıkımı dışında hali hazırda nüfus sorunu yaşayan İstanbul'un nüfusun da artmasına sebep olacak ve şehir üstündeki stresi daha da arttıracak."

"Bu çevresel yıkım, afet ve güvenlik risklerini düşündüğümüzde Kanal İstanbul Projesi'nin kamu yararına bir proje olmadığı açıktır"

"Kanal İstanbul aynı zamanda güvenlik riskleri de oluşturan bir projedir. Olası bir depremde kanalın etkilenmesi ve hasarların artması söz konusudur. Aynı zamanda proje Türkiye'nin boğazlardaki egemenliğinin ve güvenliğinin teminatı olan Montrö Sözleşmesi'nin de tartışmaya açılmasına sebep olabileceğinden ulusal güvenlik için de riskler barındırmaktadır. Bu çevresel yıkım, afet ve güvenlik risklerini düşündüğümüzde Kanal İstanbul Projesi'nin kamu yararına bir proje olmadığı açıktır."

"Projenin maliyetiyle ilgili hesaplar 20 milyar dolardan 60 milyar dolara kadar çıkmaktadır"

"Projenin maliyetiyle ilgili hesaplar 20 milyar dolardan 60 milyar dolara kadar çıkmaktadır. Bu kaynağın İstanbul'u olası bir depreme hazırlıklı hale getirilmesi, iklim değişikliğine uyumlu, yaşanılabilir bir şehre dönüştürülmesi gibi öncelikli sorunlar yerine bu projeye ayrılması kabul edilebilir bir durum değildir. Kanal İstanbul için harcanacak kaynak Türkiye'nin tüm tarımsal sulama projelerinin toplam tutarından katbekattır.

Türkiye'nin şuanda ihtiyacı ülkenin dört bir yanındaki sulama kanallarını tamamlamak, toprakla suyu buluşturmak ve bu suretle ürettiği her üründe zarar eden çiftçimiz ile hayat pahalılığı altında ezilen vatandaşlarımızın derdine deva olmaktır."

D_Side_Content_300x250

İlgili İçerikler

Öne Çıkan Videolar