Pazar günleri genellikle tembellik ederim. Yazıdan da kaçarım. Bugün de öyleydim. Yazı yazmaya hiç niyetim yoktu. Ama New York Times'ın başyazısını okuyunca dayanamadım. Şöyleydi başlığı:
Başkan Trump, lütfen Anayasa'yı okuyun!
Öylesine bir başyazıydı ki, Trump'ın geçtiği yerlere Erdoğan adını yazın değişen bir şey olmazdı. Anayasa tanımazlık açısından ikisi arasındaki benzerlikler gerçekten çarpıcıydı. Bazı satırlar özetle şöyleydi:
Trump, 10 ay önce İncil üzerine el basarak ettiği anayasa yeminini boşladı. Anayasayı rahatsız edici bir engel olarak görmeye başladı. Öyle bir başkanlık anlayışı var ki, "Ben artık seçildim, ne istersem yaparım" havasında. Anayasaya bakışı tıpkı bir emlakçı gibi; yani anayasayı bağlayıcı bir metin olarak değil de, nasıl etrafından dolaşıp ona uymam diye bakıyor. Trump'ın anayasa konusundaki cehaleti de akıl alır gibi değil. Bir defasında senatörlerle konuşurken, anayasanın 12. maddesini koruyacağından söz etmişti. Oysa, Amerikan anayasasının 12. maddesi yoktu.
Trump, anayasadaki 'güçler ayrılığı'ndan hiç hazzetmiyor. Kendi kararlarını bozan federal yargı ve yargıçlara veryansın ediyor.
Af yetkisini kötüye kullanıyor. Eski siyasal muhaliflerini yargılamakla tehdit ediyor.
New York Times başyazısına bir de ayrıntılı örnekler listesi eklemiş. Demin belirttiğim gibi Trump'ı çıkar, yerine Erdoğan'ı koy değişen birşey olmaz. Çünkü Erdoğan da anayasayı takmıyor. Çünkü Erdoğan da, ben seçildim, aklıma eseni yaparım havasında. Çünkü Erdoğan da, kuvvetler ayrılığını sevmiyor. Çünkü Erdoğan da, yargı bağımsızlığı sözünü duyunca fena oluyor. Hatta Erdoğan, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymuyorum diye bağırabiliyor ve uymuyor da. Hatta Erdoğan mahkemelere çağrı bile yapabiliyor, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayın diye. Hatta Erdoğan, ifade özgürlüğüne aykırı kararları iptal eden Anayasa Mahkemesi başkanlarını vatan haini bile ilan edebiliyor. Bütün bunları yapabiliyor Erdoğan. Ama Trump'ın Amerikası ile Erdoğan'ın Türkiyesi arasında bir fark var. Üstelik çok önemli bir fark, demokrasi farkı bu. Amerika'da güçler ayrılığı tıkır tıkır işliyor. Amerika'da yargı bağımsız. Ve Amerika'da bağımsız ve özgür medya düzeni var. Bu nedenlerle Başkan Trump Amerika'da istediği gibi at koşturamıyor. Koşturmaya kalkıştığı zaman, yargısı, medyası hoop dedik diyebiliyor. Demokrasi böyle bişey.... Bizde ise ne yazık ki böyle değil. İktidar dizginlerini kendi Saray'ında, kendi elinde toplayan Tayyip Erdoğan'a bizim memlekette yargı da, medya da pek öyle posta koyamıyor, doğru yolu gösteremiyor.