Şu anda gözümüz kulağımız enkazların üzerinde.
Her sesi duyuyor, yıkıntılardan yükselen tozlu her bedeni gözyaşlarımız ile izliyoruz.
Depremde erken dönemde arama kurtarma çalışmaları çok değerlidir.
Bununla birlikte en az bu çalışmalar kadar temel halk sağlığı önlemlerinin de hemen alınması onlarca yaşamı kurtarır. Daha da önemlisi bölgenin normalleşme sürecine en önemli katkıyı gerçekleştirir.
Bunlardan ilki bölge güvenliğinin sağlanmasıdır. Deprem bölgesine girişlerin kontrollü yapıldığını biliyorum. Birçok açıdan çok yerinde bir önlem! Hem bölgedeki vatandaşların can ve mal güvenliği hem de yardım ekiplerinin güvenliği sağlanmış olacak. İsteyenin elini kolunu sallayarak afet alanlarına girmesinin sadece ek sorun getirdiği bilinmektedir.
İkinci olarak, uygun barınma koşullarının sağlanması gerekmektedir. Depremin ülkemizin ağır kış koşullarında meydana gelmesi nedeni ile başta kırılgan gruplar olmak üzere çadırkent ya da konteynerler dışında da çözümlere gereksinimiz var. Bu nedenle, yaşlılar, engelliler, gebe kadınlar gibi kırılgan gruplardan başlayarak deprem bölgesi dışındaki illerde barınma koşulları sağlanarak bu kişilerin belli bir dönem için bölgeden tahliyesi uygun olacaktır.
Bölgede kalanlar için temiz su sağlanması öncelikli önlemdir. Güvenli su sağlanması salgınların önüne geçecek, sağlık sistemine ek yüklerin oluşmasını önleyecektir. Bu nedenle, acilen hem ambalajlı su tedariki hem de bölgedeki suların niteliğinin kontrolü ve gerekli önlemlerle kullanılabilmesi sağlanmalıdır.
Bölge halkının gün içinde uygun miktarda ve çeşitlilikte gıdaya ulaşımı gereklidir. Afet yaşamışlar bilir, bir sıcak çay ya da çorba bazen insanın yeniden başlaması için yeterli olur. Paketli gıdaların nitelik ve nicelik kontrolü ile hazırlanan gıdaların besin değeri ve güvenliğinin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
Afet bölgelerinde sağlık riski oluşturan en önemli konulardan biri de atıkların bertaraf edilmesidir. İnsanların kullanabilmesi için hızla atık güvenliği sağlanmalıdır. Öncelikle, açık hela çukurları da dahil sahanın koşulları değerlendirilerek önemler alınması gerekmektedir. Çöp toplama işlemlerinin bir an önce düzenlenmesi, buna bağlı gelişebilecek sıçan, fare gibi vektörlerin kontrolü en basit mekanik yollar da dahil gündeme alınmalıdır.
Ölülerimizin kimlik tespiti ve usulünce gömülmesinin bir an önce sağlanması başta o kişilerin yakınları açısından olmak üzere ama bir o kadar da oluşturabilecekleri görüntü ve koku nedeniyle de toplumun iyilik hâli için önemlidir.
Tüm bu önlemleri alırken her zaman en kırılgan olandan başlamak temel prensip olmalıdır. Engelliler, yaşlılar, gebeler, çocuklar ve kadınlar...
Bir de başkaca özel gruplar var elbette. Örneğin, cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler, göçmenler…
Ve tüm bu işleri yaparken önce hızlıca bir değerlendirme yapmalı, öncelikli müdahaleyi gerçekleştirmeli ve sonrasında izlemeyi sürdürmeliyiz. Böyle sistematik bir yaklaşım hem müdahalemizin etkinliği, olası geliştirilmesi gereken noktaları ortaya koyarken hem de ileri dönem planlarımızın iyileştirilmesi için de temel veriyi sağlayacaktır.
Bunlar, en temel halk sağlığı önlemleri olarak karşımızda duruyor.
Tabii bir de bireysel olarak alınması gereken erken dönem önlemleri var. Kamuoyu ile en çok paylaşılanlar arasında zarar görmüş binalara yaklaşmamak, içine girmemek, enkazlar üzerinde dolaşmamak, elektrik ve doğal gaz ile ilgili uyarılara uymak gibi çok haklı uyarılar bulunuyor.
Ama, ilk yaralar sarıldıktan sonra da depremin etkilerini daha yıllarca yaşayacağız.
Çok farklı disiplinlerin bilgi, birikim ve danışmanlığına gereksinimi olacak yöre halkının.
Ülkemizin tüm bileşenlerinin, kamunun, sivil toplumun birlikteliğinden gelecek güce gereksinimiz var.
Bunu her sözümüzde her eylemimizde her görüntü karemizde görmek gerekiyor.
Bugün birlikte olmalıyız.
Not: Erken dönem yaklaşımın önemli bir metni de TTB tarafından dün yayımlandı.
6 Şubat 2023 Depremi Hakkında Bilgi Notu - 2
Pınar Okyay kimdir? Prof. Dr. Pınar Okyay, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı başkanıdır. Pınar Okyay, 1983'te Bornova Anadolu Lisesinden, 1989'da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden ve 1993'te Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Bölümünden mezun oldu. Halk sağlığında epidemiyoloji, sağlık araştırma yöntemleri, araştırma ve yayın etiği, biyoistatistik, kadın sağlığı ve afet ağırlıklı çalışmaktadır. Üniversite hastanesi başhekim yardımcılığı, Özdeğerlendirme Kurulu başkanlığı; 2016-18 döneminde Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yönetim Kurulu üyesi; 2018 Kasım 2021 Temmuz döneminde HASUDER'in Yönetim Kurulu başkanlığı yaptı. Halen HASUDER Toplumsal Cinsiyet ve Üreme Sağlığı ile Afetler Çalışma Gruplarında çalışmaktadır. Sağlık Bakanlığı Tıpta Uzmanlık Kurulu TUKMOS ve Halk Sağlığı Yeterlilik Kurulu Denetleme Komisyonu üyesi. 2020 Nisan -2021 Mayıs tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği görevini yürüttü. Türk Tabipleri Birliği (TTB) bünyesinde TTB Halk Sağlığı Kolu başta olmak üzere çeşitli görev gruplarında yer almaktadır. Aydın Tabip Odası üyesidir; yönetim kurulu üyeliği yapmıştır; halen TTB Delegesidir. Bir kitapsever, gezgin ve T24 İnternet Gazetesi haftalık köşe yazarıdır. |